Eveeet işte beklenen patlama gerçekleşti, Nazlıcan gelin, Seda Sayan'ın sayesinde sonunda istediğini elde etme yoluna girdi.
Dedesi yaşındaki Halis Toprak'la 17 yaşında evlenen Nazlıcan iki gündür ekranda, Seda Sayan'a evliliğinin başlama ve bitiş hikayesini anlatıyor.
Saç baş, makyaj 10 numara. Seda'dan daha havalı daha süslü!
Kesin iş yapar bu kızımız. Ağzı laf yapıyor, hiçbir sözün altında kalmıyor, sakin, soğukkanlı, zeka desen, şeytana pabucunu ters giydirir cinsten. Ve de dudakları sipsi gibi incecik! Şimdi bu ne alaka diyeceksiniz, çok alakalı.

YANIMA YAKLAŞMASIN
Ben insanların bazı yüz özelliklerine bakar, yanlarından pabuçlarımı elime alarak kaçarım. Çünkü onların hırsından çok korkarım. Bu karakter özelliği doğuştan içimde olmadığından sanırım.
Bazı insanlar der ya hani "Ben hiç aşık olmadım, nasıl bir şey olduğunu bilmiyorum" diye.
Hah işte ben de hırs nedir, hırslı olmak nasıl bir şeydir hiç bilmiyorum.
Bendeki motto; "Amaaan, olursa Eylül'e, olmazsa Ekime kadar"dır. "Peki, nedir seni korkutan o fiziksel özellikler?" derseniz, bir kere dediğim gibi ipince dudaklar. Sonra çipil gözler, sivri burun ve sivri çene.
Bunlardan en az birine sahipse o insan, mümkünse ne işte ne sosyal hayatta yanıma yaklaşmasın.
Başı göl, ayağı pınar olsun ama gerçekten benden uzak dursun.
Baş edemem çünkü ben o insanla. Aklım ermez planlarına, yaptıklarına, çevirdiği dolaplara. Maymuna dönerim parmaklarının ucunda.
Neyse dönelim Nazlıcan'a...
O ve ince dudakları iki gündür ekranda.
Hani ben şeytana uysam ve çok çaresiz kalıp para için dedem yaşındaki adama varsam...
Sonunda da adam beni sokağa atsa, üzerine de beni bütün Türkiye'ye madara edecek açıklamalar yapsa... Herhalde magmanın yolunu sora sora bulur, bir daha da yeryüzüne çıkamazdım.
Ama Nazlıcan'da hiç böyle bir durum yok. Gayet rahat, esiyor gürlüyor. Arada azıcık gözyaşı...
Tiyatro tamamlanıyor.
Zaten şimdiki tek derdi amacına ulaşamaması. Yani o paracıklara kavuşamaması.
Gerçi ayda 6 bin lira nafaka alıyormuş ama ah vah hiç bu para yeter miymiş, durumu içler acısıymış.
Seda da bize soruyor şimdi "Bu kızcağızın hayalleri ne olacak?" diye. Hey güzel Allah'ım, sanki Aslanlı Köşk hayalleriyle dedeye varırken bize sordu.
Memlekette gerçekten koca mağduru, şerefli, haysiyetli, hakkı yenmiş, hayatına kast edilmiş, tüm yaşam hakkı gasp edilmiş, değil ayda 6 bin lira, günde ekmek-süt alacak 6 lirayı bulamayan hemcinslerim varken; gözünü hırs, para, mal mülk bürümüş bir kız çocuğunun derdi bizi gerçekten hiç germedi.
Pardon yani!