Yazımın televizyonda yüksek sesle okunduğunu gördüğümde...
Biri bana hararetle rüyasını anlattığında...
Ünlü düşünürler ve yazarlardan alıntı yaparak konuşulduğunda...
Peşpeşe hevesle fıkralar anlatıldığında ve özellikle komik olmadığında... İmtihana çeker gibi, cevabına göre notunu vereceklermiş gibi "Ee neler yapıyorsun?" sorusu sorulduğunda...
KULÜPTE ŞARKIM ÇALININCA...
İki lokma yemek yiyip kalkacağım restoranda, Vedat Milor'muşum misali muamele edilip tepemde durulduğunda...
Birinin beni tepeden tırnağa süzdüğü dakikalarda... "Neredesin, niye aramıyorsun?" sitemleri karşısında...
Gece kulübünde şarkım çalınınca...
Demek istediğim, anlaşılmak istenilene kurban edildiğinde...
Açıklama yapma mecburiyetinde...
Maalesef her türlü iltifat sözcüğünde; gözümü kaçırıyorum, toz olmak istiyorum, boğazımdan düğümleniyorum, elimi kolumu nereye koyacağımı şaşırıyorum, daralıyorum, açıkçası çok ama çok sıkılıyorum.