Türkiye'nin en iyi haber sitesi
AYŞE ÖZYILMAZEL

Nehir Erdoğan

'Adını koyamadığım bir mutsuzluğum vardı' diyor Nehir Erdoğan.
Son filmi 'Silsile'nin vizyona girmesi şerefine Türkiye'ye dönmüş. İki yıldır Paris'te yaşıyormuş. Pazar günü Hakan Gence'ye verdiği röportajda okudum.
Buradaki ününü, lükslerini, alışkanlıklarını bırakıp çekip gitmiş Paris'e. 20 metrekarelik, kitaplarla dolu bir evde yaşıyor, Fransızca kursuna gidiyormuş.
O adını koyamadığı mutsuzluğundan nihayet kurtulmuş.
Her satırını sindire sindire okudum röportajın.
Nehir'in fotoğraflarına uzun uzun baktım. Ne hoş, ne çok yol almış bir kadın.
Yalın, özgüvenli, makyajsız, duru, kendine doğru yola çıkmış ve oldukça cesur.

MUTLULUK SANA AİT DEĞİL Mİ?
Adını koyamadığımız mutsuzluklarımız var, doğru. Akşamları iş-güç, koşturmaca bitince, eve geldiğimizde göğsümüzün ortasına yerleşen bir hüzün var. Sıkılıyoruz yaptığımız şeylerden. Yapıyoruz ama mutlu olmuyoruz.
Kırgınız, kızgınız, eksik hissediyoruz.
Sanki hep bir şeyi ya da birini bekliyoruz.
Gelmiyor. Biz aynı günleri yaşamaya devam ediyoruz.
Bazılarımız buna 'Dur' deyip başka yollara girebiliyoruz. Bazılarımız da süper kahramanımızı bekleyip öylece kalakalıyoruz.
Tam da 'Ben ne yapıyorum Allah aşkına?' sorusuyla karşılıklı oturup ortak nokta bulmaya çalışırken Nehir'in sözleri çıktı karşıma.
Sen kendin için bir şey yapmazsan, başkası yapmayacak değil mi?
Ee hadi o zaman. Mutsuzluk da, mutluluk da sana ait değil mi?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA