Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MEVLÜT TEZEL

'Sinemamızın doruk noktası Ceylan'dır' desem...

Yok, Isabelle Huppert'ın ön sözündeki gururumuzu okşayan kelimelerin gazıyla atmadım bu başlığı... Bu başlığı atmamın sebebi Ceylan'ın filmlerinin dünyanın önde gelen gazeteleri ve sinema dergileri tarafından 'En İyi Filmler', 'Ölmeden Önce İzlenmesi Gereken Filmler' gibi listelere sokulmasıyla ilgili haberlerin artık 'rutin'e dönüşmesi... Hadi bir örnek daha vereyim de başlığım daha gerçekçi olsun. Ceylan bugüne kadar uluslararası festivallerde tam 38 ödül aldı. Bu ödüllerin içerisinde dört tanesi Cannes'dan. Buna 'Uzak'ın oyuncularının aldığı ödüller dahil değil. Üstelik Ceylan sadece Avrupa Sineması'nda değil, tüm dünyada da büyük bir usta kabul ediliyor. Asya'nın Oscar'ı kabul edilen Asia Pasific Awards'te Ceylan'a boşuna 'En İyi Yönetmen' ödülünü vermediler. Asya Oscar'ı demişken, Ceylan'ın 'Üç Maymun'la 'En İyi Yabancı Film' dalında hakiki Oscar'da ilk dokuza kaldığını da hatırlatayım. Gelelim tartışma yaratacak kısma. Şimdi yazacaklarıma en çok Nuri Bilge Ceylan kızacak ama bence o, "Türk Sineması'nın doruk noktası hâlâ Yılmaz Güney'dir" söylemini çoktan aştı. Ceylan hem aldığı ödüllerle hem de The New York Times, Le Monde, The Guardian gibi dünyanın en saygın gazeteleri ve sinema dergilerinin listelerine girerek Güney efsanesinin üstüne çıkmıştır. Evet, Güney hapishanelerde çürütüldü, parmaklıklar arkasında mucizeler yarattı ama en büyük ödülü aldığı 'Yol' filmini de Şerif Gören yönetti. Bence Güney'in sinemasının hakkını verirken romantizmden uzaklaşıp, Ceylan'a çoktandır hak ettiği payeyi verme zamanı geldi.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA