2014 Brezilya Dünya Kupası, bol gollü ve sürpriz sonuçlarla başladı... Bir futbolsever daha ne isteyebilir ki...
İspanya, Uruguay ve İngiltere gibi güçlü takımların kaybetmesi guruplardan çıkma hesaplarını karıştırdı. Bu durum daha da zevkli maçlar izleyeceğimizin habercisi aslında.
PIRLO REİS
Brezilya-Hırvatistan ve İspanya-Hollanda maçlarında verilen hatalı penaltı kararları, Hollanda'nın üçüncü golünde kaleciye yapılan faul vs... FIFA'nın gol çizgisi teknolojisinin iflası aslında.
Elbette teknolojiden yararlanılmalı ama bu turnuvada çizgi hakemlerinin olmaması büyük hata. Çizgi hakemi yok diye her maçta futbolcular, penaltı kazanmak için kendini yere attı.
Jose Mourinho, Real Madrid'de Iker Casillas'ı oynatmadığı için çok eleştirilmişti ama haklı olduğu İspanya-
Hollanda maçında ortaya çıktı. Eto gibi Casillas da bitmiş!
Baraj ihlallerine karşı geçici sprey boya kullanılması akıllıca; bu uygulama Avrupa kupaları ve yerel lig maçlarında da uygulanmalı.
Fildişi Sahili-Japonya arasında 'Gulliver'in Gezileri' tadında bir maç oldu. Japonlar yine çalışkan karınca misali oynadılar ama Fildişi Sahili devlerinin iki kafa golüyle yıkıldılar.
Her Dünya Kupası'nda akılda kalan sahneler olur.
Andrea Pirlo'nun ilk golde topa dokunmadan verdiği asist ve hiç gerilmeden vurduğu direğe çarpan frikikte top nasıl yön değiştirdi öyle...
Bu Pirlo Reis'in son Dünya Kupası, maçlarını kaçırmayalım.
İspanya-Hollanda maçında beşinci golde Arjen Robben koşuya başladığında, Sergio Ramos'un 8.5 metre gerisindeydi ama 37 kilometre hıza ulaşarak golünü attı.
Böylece Theo Walcott'un 35.7 kilometre rekorunu da kırdı. Bir de 37 kilometre hızla giderken topu aniden sağa sola çekip rakibinin şanzımanını dağıtması yok mu, müthiş. İnsan değil, Ferrari mübarek.
