Tarih 3 Mart 2009. Saat 20.00 suları. Yer Etiler Dilek Yıldızı Sokak. Geçimini çöpten kâğıt toplayarak sağlayan Emin Delidolu sokaktaki 9 numaranın tam karşısındaki çöp konteynırının kapağını açtı. İçinde bir gitar kutusu vardı. Kutuyu da açtı bir poşet buldu. Kanlı bir poşet! Poşetin içinde insan kulağına benzer bir şey gördü. Biraz daha dikkatlice bakınca kanının donduğunu hissetti. Kanlı poşetteki şey bir insan kafasından başkası değildi. İşte tam 197 gün süren trajedi, entrika, gözyaşı ve aksiyonla dolu olaylar zinciri böyle başladı. O korkunç cinayet ve Cem Garipoğlu'nun gizem dolu kaçışı hakkında pek çok şey yazıldı ve çizildi. Ancak dosyanın kapağını açan SABAH şimdiye kadar gün yüzüne çıkmamış bir o kadar merak uyandırıcı bilgilere ulaştı. Amacımız kabuk bağlamış yaralara yeniden tuz basmak değil elbette. Ancak ileride belki de filmlere bile konu olacak bu sürecin karanlıkta kalmış sırlarına gazetecilik içgüdüsüyle ışık tutmak. Peki bu dizinin kime ne faydası olacak? Öncelikle anne-babalar diyoruz. Münevver ve Cem odağında yaşananlardan her anne ve babanın bir ders çıkarması gerekiyor. İkinci olarak bu işin bu kadar uzun sürmesinde bir emniyet zafiyeti olduğunu düşünenlere. Polis öyle iddia edildiği gibi eksik miydi? Yoksa gereken harfiyen yapıldı mı? Bürokrasi Cem'in kaçmasında ne derece etkendi? Ve son olarak kafası iyice karışan gazete okuru. Şüphesiz bu dizi kafalardaki birçok soru işaretini giderecek nitelikte.