AİHM'nin 'din hanesi' kararına dayanak olan başvuruyu yapan İzmirli Sinan Işık, gelinen noktayı "Sessiz devrim" olarak nitelendirdi. Nüfus cüzdanındaki din hanesine "Alevi" yazdırmak isteyen ancak bu yöndeki başvuru ve açtığı davalar reddedilince bu hanenin din ve vicdan özgürlüğüne aykırı olduğunun tespiti için AİHM'ye başvuran Işık, başvuruyu laiklik adına yaptığını söyledi. Işık, dava aşamasında yaşadıklarını şöyle anlattı: "Erzincan- Tercan doğumluyum. Köyümün tamamı Alevi, Türkiye'de dava açtığımda buradaki mahkeme benim gerçekten Alevi olup olmadığımı araştırdı. Başlarda 'ya başımıza bir şey gelirse' diye eşim tepki gösterdi ama sonra biraz daha anlayışla karşıladı. Üyesi bulunduğum Alevi derneğinin başkanı bile beni dernekten kovdu. Birçok internet sitesinde tehdide varan yazılar yer aldı. Bizzat mektuplar gönderildi. Bu yazıların bazıları da kendilerinin Alevi olduğunu söyleyenlerdi. Bu yazılar ve gelen mektuplarda daha çok 'biz din hanesine Alevi yazdırırsak işten atılırsak, öldürülürsek ne olacak' gibi kaygılar vardı. Tehditler de aldım. Özellikle gelen mektuplarda, 'sadece seni değil tüm aileni ortadan kaldırmak gerekir' gibi tehditler yer alıyordu." Konak Belediyesi'nde işçi kadrosunda bulunan ve belediyeye ait kütüphanede görev yapan Sinan Işık kararı da şöyle değerlendirdi: "Öncelikle müthiş bir karar. Abarttığım düşünülebilir ama bana göre bu bir sessiz devrimdir. Ben 48 yaşındayım ve bu kararı çocuklarıma övünç kaynağı olarak miras bırakacağım. Devlet şimdi kararın gereğini yerine getirmelidir."