AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Düne kadar gündemi belirlenen bir Türkiye vardı. Bugün gündem belirleyen bir Türkiye var'' dedi.
Erdoğan, partisince Mersin'de, Tevfik Sırrı Gür Stadyumunun yanındaki alanda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, Mersin'in kardeşlik, bilim, medeniyet ve ticaret şehri olduğunu, 81 vilayetin 81'inde olduğu gibi Mersin'in de kendilerine güvendiğini, inandığını, desteğini, katkısını esirgemediğini dile getirdi.
Erdoğan, ''Sizin bize yüklediğiniz emaneti yere düşürmedik. Beklentilerinizi boşa çıkarmadık. Size sırtımızı dönmedik. Mersin'i seçimden seçime ziyaret edenlerden, Mersin'i işi düştüğü zaman hatırlayanlardan olmadık. Yatırımlarımızla hep burada olduk'' diye konuştu.
Türkiye'yi, Türkiye ekonomisini büyüttüklerini ve büyütmeye devam ettiklerini ifade eden Erdoğan, Türkiye'nin büyümede dünyada 2010 yılının ilk çeyreğinde yüzde 11.7 ile dördüncü, Avrupa'da birinci sırada olduğunu belirtti.
''Türkiye'yi dünyada saygın bir konuma taşıdık. Türkiye'nin yüzünü yere eğmedik ve asla ülkemize halel getirmedik'' diyen Erdoğan, Türkiye'nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyesi olduğunu ve Eylül ayı itibarıyla dönem başkanlığını üstlendiğini söyledi.
Bugün Medeniyetler İttifakı'nı kuran ve tüm dünyada barış için mücadele eden bir Türkiye olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
''Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nin Başkanı artık bir Türk. İslam Konferansı Örgütü'nün Genel Sekreteri, ikinci dönemde yine bir Türk. Bugün Avrupa Birliği ile katılım müzakerelerini yürüten, onuruyla, gururuyla kararlı şekilde müzakere eden bir Türkiye var. Mersin limanından kalkan gemiler artık dünyaya alın terimizi taşıyor. Mersin limanından kalkan gemiler Türkiye markasını, Türkiye kalitesini dünyaya ulaştırıyor.''
''GÜNDEM BELİRLEYEN TÜRKİYE VAR''
Pek çok ülke ile vizeleri kaldırdıklarını hatırlatan Erdoğan, ''Düne kadar kendi yarasını saramayan bir Türkiye vardı. Bugün Haiti'ye, Şili'ye, Somali'ye, Sudan'a, Pakistan'a elini uzatan, oralarda yaraları saran bir Türkiye var. Düne kadar gündemi belirlenen bir Türkiye vardı. Bugün gündem belirleyen bir Türkiye var'' diye konuştu.
Türkiye'nin Moğolistan'da atalardan kalma anıtlara, Balkanlarda ata yadigarı camilere, köprülere, kervansaraylara sahip çıktığını, onların restorasyonunu yaptığını kaydeden Erdoğan, Türkiye'nin Ortadoğu'da artık gür bir seda ile barış dediğini vurguladı.
Türkiye'nin Kabil'in, Bağdat'ın, Tiflis'in, Bakü'nün, Karabağ'ın hakkını savunduğunu ve adalet diye haykırdığını belirten Erdoğan, ''Türkiye artık Türkiye'ye yakışanı yapıyor. Bu aziz milletin tarihine, kültürüne, medeniyetine yakışan neyse biz işte onu yapıyoruz'' dedi.
''ONLAR BORÇLANDI BİZ ÖDEDİK''
Türkiye'nin sekiz yıl önce dünya ekonomisinde 26. sırada, bugün 17. sırada olduğunu ifade eden Erdoğan, 230 milyar dolar olarak aldıkları milli geliri 650 milyar dolara çıkardıklarını söyledi.
İhracatı 36 milyar dolardan 102 milyar dolara ulaştırdıklarını belirten Erdoğan, bu yıl bu rakamın 115 milyar doları bulacağını kaydetti.
Enflasyonu yüzde 30 düzeyinden devraldıklarını şimdi bu oranın yüzde 8.3 olduğunu söyleyen Erdoğan, Türkiye'nin dış borcunun da, yüz liranın 75 lirası olduğunu, şimdi bu oranın 45'e düştüğünü bildirdi.
Devletin borçlanma faizinin yüzde 63'ten yüzde 7-8'e düştüğünü dile getiren Erdoğan, aradaki yüzde 55'lik farkın vatandaşın cebinde kaldığını ifade etti.
Erdoğan, MHP, DSP, ANAP iktidarı döneminde 30 milyar dolar borç alındığını ve kendilerine 23.5 milyar dolar borç devrettiklerini kaydetti.
Bu borçları ödediklerini ve şu anda Türkiye'nin IMF'ye 6.6 milyar dolar borcununu bulunduğunu belirten Erdoğan, ''Onlar borçlandı biz ödedik. Talanın iktidarıydı onlar, yalanın iktidarıydı onlar. Biz ise ödeyen iktidar olduk'' diye konuştu.
İktidara geldiklerinde Merkez Bankası kasasında 26.5 milyar dolar döviz bulunduğunu, bu rakamın şimdi 75 milyar dolar olduğunu ifade eden Erdoğan, ''Halep oradaysa, arşın Mersin'de'' dedi.
İşçi ve memurdan 13,5 katrilyon kesildiğini dile getiren Erdoğan, devletin bu borcunu işçiye memura ödediklerini söyledi. Erdoğan, Konut Edindirme Yardımı'na yapılan kesintilerin de şu ana kadar yaklaşık 2.5 katrilyonunun ödendiğini anlattı.
İktidara geldiklerinde 8.5 milyar dolar düzeyindeki turizm gelirlerinin şu anda 2009 sonu itibarıyla 22 milyar doların üzerine çıktığını dile getiren Erdoğan, 13 milyon turist rakamının geçen yıl sonu itibarıyla 27 milyonu aştığını, bu yıl 30 milyona doğru gidildiğini kaydetti.
Erdoğan, göreve geldiklerinde Borsa'da düzeyin 10 binlerde olduğunu, bugün borsanın 61 bini yakaladığını söyledi.
Her zaman esnafın, çalışanın yanında olduklarını dile getiren Erdoğan, Mut'ta bir tesis açılışı yaptıklarını, burada bir işadamının 40 milyon liralık yatırım yaptığını ve 11 rüzgar enerjisi direği diktiğini, 33 megawatt enerji üreteceğini söyledi.
Çiftçiyi ve tarımı da desteklediklerini anlatan AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ziraat Bankası'nın yüzde 59 faizle kredi verdiğini, bu oranı yüzde 5.2'ye indirdiklerini söyledi. Sulama ve damlama da yapılıyorsa bu faizin sıfır olduğunu belirten Erdoğan, işçinin alın teri kurumadan hakkını vermenin mücadelesini yaptıklarını kaydetti.
"
BÜTÜNLÜĞÜMÜZÜ KİMSEYE ASLA TARTIŞMA KONUSU YAPTIRMAYACAĞIZ''
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Tek vatan, 780 bin kilometrekareyle asla ameliyat yaptırmayız ve tek devlet, bunun için elele vereceğiz, omuz omuza vereceğiz, bütünlüğümüzü kimseye asla tartışma konusu yaptırmayacağız'' dedi.
Erdoğan, partisince Tevfik Sırrı Gür Stadyumu'nun yanındaki alanda düzenlenen mitingde konuştu.
''Ne olur aramıza fitne fesat sokmak isteyenlere aldanmayın'' diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
''Dün Diyarbakır'daydım orada coşkuyu, sevgiyi, aşkı, bütünleşmeyi gördüm. Gittik, gidiyoruz ama birileri gidemiyor oralara. Diyorum ki 'bana konuşma metni hazırlayacağına, Diyarbakır'a gel'. Sayın Bahçeli bana konuşma metni hazırlıyor, sen, Diyarbakır' gel, Mersin'de takılıp kalma. 81 vilayetin 80'inde varız, 81 vilayette ya birinci partiyiz, ya ikinci. Bakıyorsunuz CHP'ye 'ben sahillerin, kumsalların partisiyim'. Ne denir buna 'hayırlısı olsun' denir. Bakıyorsun diğerine bir 'etnik unsurun partisiyim' diyor, ben 'milliyetçiyim' diyor, onun nasıl milliyetçi olduğu ayrı mesele. BDP'ye bakıyorsun ben 'Kürtlerin temsilcisiyim' diyor. Asla, kimse Kürtlerin iradesine ipotek koyamaz. Kürt kardeşlerim de kendi iradelerini onlara vermiş değil. Sadece kendi kendilerine gelin, güvey oluyorlar.
Bizim bayrağın yanına bir bayrak koyacağım diyorlar, nereden çıktı bu. Bizim bayrağımızın rengini görüyoruz değil mi? Bu bayrak al, burada sadece bir etnik unsur yok. Burada Türkün, Kürdün, Lazın, Gürcünün, Çerkezin, Arnavutun, Romanın bu ülkede yaşayan tüm kardeşlerimin kanı var, rengini oradan aldı. Nasıl olur da bu bayrağımızın yanına ikinci bayrağı koyabilirsin, bu ayrımcılıktır. Biz diyoruz ki tüm etnik unsurlara saygımız var, hepsini severiz, ama Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığında da bütünleşiriz, orada tek milletiz. Tek bayrağımız var, tek bayrağız. Bayrağımız şehitlerimizin kanından rengini aldı, hilaliyle bağımsızlığını aldı, yıldızla da şehitlerimizi sembolize etti. Tek vatan, 780 bin kilometrekareyle asla ameliyat yaptırmayız ve tek devlet, bunun için elele vereceğiz, omuz omuza vereceğiz, bütünlüğümüzü kimseye asla tartışma konusu yaptırmayacağız.''
Erdoğan, CHP ile yaşanan afiş tartışmasına da değinerek şunları söyledi:
''İstanbul'da, Diyarbakır'da bazı yerlerde bilboardlarda bu CHP ne tür afişler astırdı biliyor musunuz, 'rahibe kıyafeti giydirmeye evet.' Yani benim örtülü giyinen vatandaşlarımın kıyafetini rahibe kıyafetine benzetecek kadar bunlar saptılar, sapıttılar. Şimdi ne diyor, gene kıvırmaya başladı. Diyor ki 'bu bize ait değil, hükümet bunu bulsun çıkartsın'. Bu benim görevim değil, senin görevin.''
''HALK OYLAMASINDA 'HAYIR' ÇIKSIN DİYE İMRALI İLE İTTİFAK KURMAYI KONUŞUYORLAR"
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bazı Yargıtay üyelerine ait olduğu iddia edilen ses kayıtlarını eleştirerek, ''Halk oylamasında 'hayır' çıksın diye İmralı ile ittifak kurmayı konuşuyorlar. Tunceli'de yolu kesip, köylüleri halk oylamasında 'hayır' diyeceksiniz diyen teröristlerle, 'hayır' için kirli oyunlara başvuranları benim milletim affeder mi'' dedi.
AK Parti tarafından, Mersin Tevfik Sırrı Gür Stadyumu'nun yanında düzenlenen mitingde halka hitap eden Erdoğan, ''Yaratılanı Yaradan'dan dolayı sevdiklerini'' belirterek, Türkiye'de yaşayan 73 milyon vatandaşın hepsini sevdiklerini söyledi.
Başbakan Erdoğan, iktidarda bulundukları 8 yıl boyunca Türkiye'nin sorunlarını çözmek için gece gündüz çalıştıklarını, koşturduklarını ve sorunların birçoğunu da çözdüklerini ifade etti.
Sorunları çözmek isterken ''statükonun, sorunların üzerine gitmelerinden rahatsız olan çevrelerin, mevcut durumdan memnun olan tuzu kuruların'' karşılarına engeller koyduğunu anlatan Erdoğan, ''Düzenleri bozulan, milletin enerjisini, kaynaklarını tüketen çeteler karşımıza çıktı. Sizlerden aldığımız destekle, hayır duanızla hiçbirine eyvallah demedik, boynumuzu bükmedik. 'Türkiye değişecek, ağırlıklarından kurtulacak, prangalarını söküp atacak' dedik, bunu başarıyoruz'' diye konuştu.
Erdoğan, iktidara geldiklerinde Mersin Limanı'nı Ortadoğu'nun lojistik merkezi yapmayı vadettiklerini, ancak Danıştayın limanın özelleştirilmesiyle ilgili görüşünü 1.5 yıl gecikmeli olarak açıklaması nedeniyle devletin 96 milyon dolar zarara uğradığını belirtti.
Başbakan Erdoğan, bu zararın, paranın milletin cebinden çıktığını ifade ederek, ''Danıştayın son dönemdeki gecikmeli kararlarından dolayı Türkiye 2.6 milyar dolar zarara uğradı'' dedi.
''DANIŞTAY, MİLLET ALEYHİNE KARAR VERDİ''
Milletin ve devletin menfaatine olan konularda kararlarını geç açıkladığını ifade ettiği Danıştayın, Tam Gün Yasası'nda Sağlık Bakanlığının basın açıklaması üzerinden ''ışık hızıyla'' 24 saatte yürütmeyi durdurma kararı verdiğini söyleyen Erdoğan, şöyle konuştu:
''Danıştay, millet aleyhine karar verdi, lehine değil. Ben siyasetçi olarak yanlış yaparsam bunun hesabını millete veriyorum, sandıkta, bedelini milletim bana ödetiyor. Danıştayın sebep olduğu zararların hesabını kim soracak, bedelini kim ödeyecek. Ben çıkıyorum, 'siyaset yapmak isteyen cübbesini çıkarsın, siyasete girsin' diyorum. Beyefendiler kızıyor ama siyaset yapmaktan, siyasete müdahale etmekten kaçınmıyorlar. Millet iradesi üzerinde kirli oyunlar oynamaktan hiç çekinmiyorlar.
Yüksek yargı mensupları arasında geçen telefon konuşmaları internete düştü. Oralarda neler konuşulduğunu duydunuz mu? Ne tür çirkin planlar kurulduğunu gördünüz mü? Ne tür kirli tezgahların hazırlandığını biliyor musunuz? Ne diyorlar, halk oylamasında 'hayır' çıksın diye İmralı ile ittifak kurmayı konuşuyorlar. Tunceli'de yolu kesip, köylülere halk oylamasında 'hayır' diyeceksiniz diyen teröristlerle, 'hayır' için kirli oyunlara başvuranları benim milletim affeder mi? Bu ne gözü dönmüşlüktük. 12 Eylülde 'evet' diyerek bu kirli tezgahları bozacaksınız. 12 Eylülde 'evet' diyerek Türkiye üzerine çökmüş karabulutları dağıtacaksınız, Türkiye'nin ufkunu aydınlatacaksınız, önünü açacaksınız.''
CHP'nin Anayasa değişikliği paketi oylamaları sırasında HSYK ve Anayasa Mahkemesi ile ilgili maddelerin çıkartılması halinde pakete destek vereceklerini ifade ettiğini dile getiren Erdoğan, CHP yönetiminin milletvekillerini oy kullanmak için oy kabinine göndermediğini, milletin iradesine ipotek koyduğunu söyledi.
''ANAYASA MAHKEMESİ BİRAZ REDAKSİYON YAPTI''
''CHP ve BDP oy kabinine milletvekillerini göndermedi, bu nasıl demokrasi, bu milli iradeyi ipotek altına almak değil mi'' diyen Erdoğan, CHP'nin daha sonra Anayasa değişikliği paketini Anayasa Mahkemesi'ne gönderdiğini anlattı.
Anayasa Mahkemesi'nin ''biraz redaksiyon yaptığını'' belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
''Enteresan olan şu, Anayasa Mahkemesi ne diyor biliyor musunuz? 'Bu metin, Türkiye'nin geleceğiyle alakalı olarak, yürütmenin kendi yetkilerini daha da azaltan bir metindir' diyor. Buna rağmen isyan etti muhalefet, şimdi biz size geldik, milletimize getirdik. 12 Eylülde bu işi bitiriyoruz. Milletin hayrına olan hiçbir konuda bir araya gelemeyenler, 'hayır' noktasında bir araya geldi. CHP, MHP, BDP, Türkiye Komünist Partisi, İşçi Partisi, YARSAV bir de bir kısım medya, çeteler. Bir kısım medya diyorum, çünkü biz MHP ile başörtüsü konusunda bir anlaşma yaptık, kızlarımız üniversiteye rahat gidebilsin diye, 411 oyla Meclis'ten geçti, ertesi gün TÜrkiye'nin en çok satan gazetesi bir başlık attı, '411 el kaosa kalktı' diye. Hani özgürlükten, haklardan yanaydınız. CHP ne yaptı? Hemen Anayasa Mahkemesi'ne gitti. Şimdi ne diyor? 'Başörtü sorununu ben çözerim' diyor. İnandınız mı? İnanın kendisi de inanmıyor, bunlar akşam başka konuşur sabah başka konuşur. Anayasa Mahkemesi'ne götürenler arasında onun da imzası yok muydu? Dürüst ol, dürüst ol da siyasetçi zannetsinler. Benim milletim bu oyunları yutmuyor.
Çarşaflı vatandaşlarımıza CHP rozeti taktılar, sonra otobüsten tekme tokat indirdiler. 12 Eylülde bunun da hesabını sormaya 'evet' mi? Bu aldatmacalardan bıktık. Özgürlükler hepimizin ortak mücadelesi olacak. Çünkü senin özgürlüğün benim özgürlüğüm, benim özgürlüğüm de senin özgürlüğün olmalıdır. Bunu paylaştık mı, iş bitmiştir. 12 Eylülde bu değişiklik yeter mi, yetmez. Şimdi daha geniş tabanlı, daha katılımcı bir anayasa için kapıyı açıyoruz.''
Halk oylamasına bir hafta süre kaldığını ve bugünden itibaren vatandaşlardan geceli gündüzlü ''evet'' için çalışmalarını isteyen Erdoğan, ''Ben terliyorum, siz de terleyeceksiniz. Çok koşacağız, çalışacağız. İnşallah 12 Eylül akşamında çifte bayram yapacağız'' diye konuştu.
Saadet Partisi, BBP, Hak-İş, Memur-Sen, bazı sivil toplum örgütleri ve bağımsız sol aydınlar ile bağımsız ülkücülerin ''evet'' kampanyasına destek verdiğini de ifade eden Erdoğan, ''evet'' kampanyasını destekleyenlere teşekkür etti.
''BİZ BU YOLA KEFENİMİZİ YANIMIZA ALARAK ÇIKTIK"
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Biz bu yola kefenimizi yanımıza alarak çıktık. Bu gömlek farklı bir gömlek, bedel ödedik, ödemeye de hazırız. Ama abdestinden şüphesi olmayanın namazından şüphesi olur mu?'' dedi.
Erdoğan, partisince Mersin'de, Tevfik Sırrı Gür Stadyumunun yanındaki alanda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, 12 Eylüldeki referandumda ''Sandığa gidilmemesi'' yönündeki açıklamaları eleştirdi.
Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Vatandaş sandığa gider, tercihi orada ister mühürsüz kullanır, ister mühürlü kullanır. Sana ne? Bırak. Neymiş tespit yapacaklarmış. İşe bak. Her sandığa adam dikeceklermiş, kim geldi kim gelmedi. Yani şimdi o gün birisi rahatsızlanarak gelmemiş olursa ona farklı not verecekler, diğerlerine farklı not verecekler. Böyle bir demokrasi mücadelesi olmaz. Bunun adı başka bir şey. Onlara gereken cevabı, sandıklara giderek ve evetimizi kullanarak vereceğiz inşallah.''
Bunun bir halk oylaması olduğunu, Türkiye'nin, çocukların geleceğinin oylandığını vurgulayan Erdoğan, ''Bu milletin anayasası. Hayırcılar nerede toplandı? Darbe anayasasında. Milletin anayasasında da evet toplandı'' şeklinde konuştu.
''Hayır'' diyenlerin buna neden karşı çıktıklarını açıklamadıklarını belirten Erdoğan, ülkenin, milletin yararına olan bu değişikliğin engellenmek istendiğini söyledi.
''BÖYLE BİR DÜRÜSTLÜK ANLAYIŞI OLUR MU?''
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Deniz Baykal'ın genel başkanlıktan ayrılmasından sonra ''Genel başkanlığa aday olmadığını'' dile getirdiğini, kısa süre sonra ise adaylığını açıkladığını kaydeden Erdoğan, ''Böyle bir dürüstlük anlayışı olur mu? 12 Eylülde bu yalan siyasetine gereken dersi vermeye evet mi?'' diye konuştu.
27 Mayıs'ın, 28 Şubat'ın, 12 Eylül'ün geri gelmemesi için ''evet'' oyu verilmesi çağrısında bulunan Erdoğan, ''Adnan Menderes'i, Hasan Polatkan'ı, Fatin Rüştü Zorlu'yu idama götüren zihniyeti gözünüzün önüne getirerek kararı verin'' dedi.
Bu siyasetçilerin, birilerinin tezgahlarını bozdukları için idama götürüldüklerini ifade eden Erdoğan, idam gerekçelerinin bile açıklanamadığına dikkati çekti.
''Sabah namazında kafalarına dipçikle vurulan gençleri düşünerek, Mamak, Metris, Diyarbakır cezaevlerinde insanlık dışı yöntemlerle işkenceden geçirilenleri düşünerek mührü basın'' diyen Başbakan Erdoğan, muhalefetin korku yaymak, zihinleri bulandırmak, millete yanlış rota çizmek istediğini, kara propaganda yaptığını söyledi.
Başbakan Erdoğan, ''Benim milletim zekidir, feraset sahibidir, fazilet sahibidir. Akşam evinize gidin vicdanınızla, kendinizle baş başa kalın. Rica ediyorum 26 maddeyi okuyun, gazetelerde her gün bir maddenin ilanı çıkıyor, bunları okuyun, inceleyin, kararınızı ona göre verin'' diye konuştu.
Referanduma sunulan Anayasa paketine ilişkin açıklamalarda da bulunan Erdoğan, değişikliklerle yaşlılar, özürlüler, gaziler ve şehit yakınları için pozitif ayrımcılık getirileceğini, güçsüz ve zayıfların, kişisel bilgilerin korunacağını, yurt dışına çıkışa getirilen kısıtlamanın kaldırılacağını, memura toplu sözleşme hakkı getirileceğini, memurların aynı anda 2 sendikaya üye olabileceğini, kamu denetçiliği kurumunun geleceğini anlattı.
Değişiklikle aynı zamanda Anayasa Mahkemesi'nin üye sayısının artırılacağını, parlamentonun ilk defa üye tercihi yapacağını vurgulayan Erdoğan, HSYK'nın da yapısının değişeceğini, ilk derece mahkemelerden hakim ve savcıların kurula üye olabileceğini belirtti. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Şimdi, bunlar, beyefendiler HSYK mensupları bunu hazmedemiyor. 'İktidar kendisi için yüce divana gitmenin önünü engelliyor' diyor. Biz bu yola kefenimizi yanımıza alarak çıktık. Bu gömlek farklı bir gömlek, bedel ödedik, ödemeye de hazırız. Ama abdestinden şüphesi olmayanın namazından şüphesi olur mu? Olay bu.''
BİLGİSAYARLI EĞİTİM
Başbakan Erdoğan, AK Parti hükümeti döneminde ülkede ve Mersin'de gerçekleştirilen atılımları ve hizmetleri de anlattı.
Okullarda bilgisayarlı eğitime geçildiğini vurgulayan Erdoğan, miting meydanındaki bir kız çocuğuna ''Kızım, sen bilgisayar kullanıyor musun, öğrendin mi?'' diye sordu.
Olumlu yanıt alan Erdoğan, ''Bak bak, ben onun kadar bilmiyorum ha. Çünkü ben o sıralardan geçmedim, ama bak benim bu cici kızım bilgisayarı kullanıyor. Mesele bu'' dedi.
Türkiye'nin 12 Eylülde bir milat yaşayacağını kaydeden Erdoğan, ''Gelin hep birlikte 'evet' diyelim, demokraside bembeyaz yeni bir sayfa açalım. Her evet demokrasiye, adalete, özgürlüğe ve hukuka davettir'' şeklinde konuştu.
Alana, ''Karşıt görüşlü insanların 2 metrekarelik hücrelerde hapsolup işkence gördüğü, aynı yerde hem abdest alıp, hem de gizli ibadet etmek zorunda kaldığı günleri unutmadık, unutturmayacağız, unutturmamak için evet diyeceğiz. (12 Eylül mağduru ülkücüler)'' yazılı pankart asıldı.
Mitinge, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, eski genel başkan yardımcılarından Dengir Mir Mehmet Fırat, eski Devlet Bakanı ve AK Parti Mersin Milletvekili Kürşat Tüzmen de katıldı.
Toplantının sonunda Erdoğan diğer partilerden istifa edip AK Parti'ye katılanlara rozetlerini taktı.