"ARTIK ALLAH KURTASIN"
Bu noktaya nasıl gelindiğine baktığımız zaman, ben İlker Başbuğ'u her zaman uyardım. Çünkü Genelkurmay Başkanı olmadan önce de onun sivil otoriteye meydan okuyan, sivil otoriteyi devirmek için her şeyi yapabilecek bir general olduğunu görüyordum. İlk yazıyı onun göreve geldiği ilk gün 31 Ağustos 2008'de yazdım. O da bana 1 Eylül günü dava açtı. Ben sürekli onun bir devlet memuru olduğunu yazdım, çünkü kendinden bir devlet adamı olarak bahsederdi. Kendisinin devlet adamı değil devlet memuru olduğunu, sivil otoriteye itaat etmesi gerektiğini yazdım. Karşılığında bana tam 53 kez dava açtı. Her seferinde aynı bahane: Kamu görevlisine hakaret, devletin askeri varlığını tahkir, tezyif. Bir kamu görevlisine "siz devlet memurusunuz" dediğinde hakaret değildir. Fakat Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, devlet memuru sözünü bile kendine hakaret olarak algılayan ruhsal yapıda bir insandı. Bunun böyle olacağı zaten belliydi. 8-9 ay evvel İlker Başbuğ'un tutuklanacağını yazmıştım. Bu başka konularda yazdıklarımı da kimi korkak ve ürkek gazeteci arkadaşlar böyle okusun. Ben haber veriyorum, süreci ben yönetmiyorum. Görüyorum, İlker Başbuğ vazgeçmedi, her şeyi yapmaya devam etti ve bu noktaya gelindi. Artık Allah kurtarsın.