TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesindeki Uludere Alt Komisyonu üyeleri Şırnak'ın Uludere ilçesinde hava operasyonuyla öldürülen 34 kaçakçının yakınlarının bulunduğu Gülyazı köyünü ziyaret etti. Diyarbakır'dan helikopterle Şırnak'ın Uludere ilçesine geçen heyet, olay yerini bir süre havadan inceledikten sonra Gülyazı köyüne geldi. Köydeki tepelere Jandarma Özel Harekât birlikleri yerleştirilirken, köy mezkezinde de askeri birlikler provokasyon girişimlerine karşı yoğun güvenlik tedbiri aldı. Heyet ilk olarak, bombalamada hayatını kaybeden Nadir Alma'nın babası Sadık Alma'nın evinde mağdurlarla bir araya geldi. Yakınlarını kaybeden diğer ailelerin de hazır bulunduğu toplantı öncesi açıklama yapan TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün, köye geliş amaçlarının olayın tüm yönleriyle açığa çıkarılması olduğunu belirterek, "Sizin evlatlarınız parçalandı, bizim de ciğerimiz ve yüreğimiz parçalandı. Komisyon olarak amacımız adalete yardımcı olmaktır. Bütün amacımız olayın aydınlanmasıdır" dedi.
'KARAYAZI OLMUŞ'
Üstün, İçişleri Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı, Uludere ve Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı'nın olayla ilgili soruşturmasının devam ettiğini söyledi. Adli ve idari yürütülen soruşturmalara rağmen Meclis'in bu olaya kayıtsız, sessiz kalamayacağının altını çizen Üstün, "Adalete yardımcı olmak için komisyonu kurduk. Sizleri burada dinlemeye geldik. Eğer zaman sıkıntısı yaşanırsa 'Beni dinlemediler' diyen olursa Uludere'de, Şırnak'ta, bu da olmazsa Meclis'te sizi misafir ederek dinleyeceğiz. İnşallah Gülyazı köyü tekrar ismindeki gibi "gül" yazı olur. Bu olayla birlikte sanki "kara" yazı olmuş gibi bir durum var. Bu kara yazıyı değiştirmeye geldik" dedi. Yakınlarını kaybeden ailelerse ellerinde ölen çocuklarının fotoğraflarıyla gelirken, görüşme basına kapalı yapıldı. Aililer heyete ortak bir dilekçe verdi. Dilekçede köydeki korucular, kaçakçılar ve askerler arasında sıcak ve dinamik bir ilişki bulunduğu vurgulandı.
'FAİLLER BULUNSUN'
Dilekçede, sınır ticaretinin askerlerin bilgisi dahilinde yapıldığı savunularak şunlara yer verildi: "Askerler bu yolu köylülerin kullandığını bildiği için bizleri doğrudan hedef almıyordu. Bir nevi uyarı atışları oluyordu. Bu durum rutin hal alınca biz faaliyetimize devam ettik. Kuzey Irak tarafından Türkiye'ye açılan 4 yol var. Olay günü bu 4 yol da askerler tarafından kapatıldı ve köylülerin girişine izin verilmedi. Yolların tümünün kapatılıpak aydınlatma fişeklerinin atılması bir ilktir. Olayın failleri tespit edilip cezalandırılıncaya kadar devletten hiç bir tazminat talebinde bulunmayacağız. Maddi manevi tazminat tekliflerini reddedeceğimizi bilmenizi isteriz. İçimiz kan ağlarken, çocuklarımızın 'kan bedeli' olan o paraya dokunmayacağımızın bilinmesini istiyoruz. Soruşturmanın açık ve aleni, kamu vicdanını rahatlatacak biçimde neticelendirilmesini istiyoruz."
