Başbakan Tayyip Erdoğan, tiyatro tartışmasından, 19 Mayıs törenlerine ilişkin Danıştay kararına, dindar gençlik tartışmasından tutuklu vekillerle ilgili TBMM'de yapılan girişimlere kadar birçok konuda önemli mesajlar verdi. 19 Mayıs törenlerini statlardan çıkaran düzenlemeyi Danıştay'ın iptaline "19 Mayıs törenleri üzerinden hiç kimse mürebbiye gibi parmağını sallayarak bizi tehdit etmesin" diyen Erdoğan, AK Parti Genel Merkez Gençlik Kolları 3. Olağan Kongresi'nde şu mesajları verdi:
BİZE DERS VERMEYE KALKIŞ- MAYIN: Hiç kimse bize, bu gençliğe 23 Nisan, 19 Mayıs, 29 Ekim dersi vermeye kalkışmasın. Türkiye'nin tapusu belli kesimlerin, belli zümrelerin, elitlerin, seçkinlerin elinde değil, 75 milyonun elinde, yüreğindedir. Hiç kimse kendisini Türkiye'nin yegane sahibi gibi görmesin. Artık 19 Mayıs törenleri üzerinden hiç kimse mürebbiye gibi parmağını sallayarak bizi tehdit etmeye, bizi tedip etmeye kalkmasın, kalkışmasın. Gençlerin sıkıcı resmi törenlerle değil, 19 Mayıs'ın özüne, ruhuna, heyecanına, coşkusuna uygun kutlamalardan yanayız. Hiç kimse kendisini öz, diğerlerini üveymiş gibi göremez.
ARTIK PARYA DEĞİLİZ: On yılar boyunca bize bu ülkede yabancı muamelesi, ikinci sınıf vatandaş muamelesi yaptılar. Biz Üstad Necip Fazıl'ın dizeleriyle teselli bulduk. Ne diyor? Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya. Ama bugün güçlü bir şekilde söylüyoruz: Yüz üstü çok sürünen Sakarya artık şahlanmıştır, bunu böyle biliniz. Artık biz ülkemizde garip değiliz, parya değiliz.
DİNDAR NESİL TARTIŞMASI: Dindar bir nesil yetiştirmek istediğimizi ifade etmiştim. Statükonun dizinin dibinde yetişmiş aydınlar anlamak istemediler. Biz bu ülkede büyük çileler çektik. Biz milli, manevi değerlerine bağlı dindar bir nesilden bahsediyoruz.
SELAMÜNALEYKÜM DİYENLER AŞAĞILANDI: Çağdaşlaşma, batılılaşma, modernleşme bahanelerinin ardına sığınıp kültürümüzü, edep ve ahlakımızı, aile yapımızı hedef aldılar. Bu ülkede Selamunaleyküm diyenler aşağılandı. Elhamdülillah, inşallah diyeler küçümsendi, hor görüldü. Artık bu elitler kusura bakmasınlar, biz bu ülkede varız.
TUTUKLU VEKİLLER KENDİ ESERLERİ: Tutuklu milletvekillerinin AK Parti'nin değil, yargının tasarrufu olduğunu bir kez daha hatırlatmak isterim. Konu, AK Parti'nin değil, bu partilerin kendi eseridir. Sonucu çok iyi bildikleri halde bu krizin faturasını AK Parti"ye yüklemek gibi bir şark kurnazlığı içindeler. Meclis Başkanı, bir çalışma yapıyor. Partimizin yetkili organlarında görüşüp değerlendiririz.