İşadamlarına yaka silktiren "son gün şantajcıları"nın aldıkları "haracın" vergisini de işadamları ödüyor. İşadamları, buzdağının görünmeyen kısmının inanılmaz boyutlara vardığını ve bir an önce önlem alınması gerektiğini söylüyor. SABAH'ın gündeme taşıdığı ihalelerdeki son gün şantajcıları ile işadamları ve belediyelerden şikâyet yağıyor. İsminin açıklanmasını istemeyen bir işadamı, "Çoğunlukla anlaşma daha ilk safhada sağlandığı için buzdağının görünmeyen kısmı gerçekten inanılmaz boyutlara varmaktadır. Örneğin ihaleyi kazanan herhangi bir şirketten 100 bin TL alıyorlar. Kayıtsız, belgesiz aldıkları bu paranın vergisini de işadamı ödüyor. 100 bin TL için devlete ayrıca 35 bin TL'de vergi, gelir gibi kalemler ödeniyor. Böylece cebimizden 135 bin TL çıkıyor. Haraç alanlar ise ne kayıt, ne belge ne de vergi veriyorlar" dedi. Aynı işadamı, itirazlar Kamu İhale Kurumu'na (KİK) yapıldığı için davaların Ankara'da açıldığına dikkat çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ankara 4. İdare Mahkemesi'nin bir ihaleyi iptal kararında, 'Teklifi geçerli sayılan isteklilerin bulunduğu ihalede, teklifleri değerlendirme dışı bırakılan isteklilerin varlığından dolayı ihalenin iptal edileceğine ilişkin bir düzenleme kamu ihale mevzuatında yer almadığı gibi bu düşünce, ihalede geçerli teklif veren isteklileri de cezalandırmak olacaktır' diyor. Milyonlarca haksız kazanç elde eden bu uyanıklara artık dur demenin zamanı gelmiştir. "
'PARA DENKLEŞMEDİ...'
14 ayrı ihale dosyasına itiraz eden ve bu itirazların harçlarını yatırmayan Sis-Tem Sosyal Hizmetler RC Gıda Tekstil Sanayi Ticaret şirketinin yetkilisi Mehmet Çakmak, bunun gerekçesini, 'Parayı denkleştiremedik' olarak açıklarken, şunları söyledi: "Kamu ihalelerine katılıyoruz. Teklif veriyoruz ancak eleniyoruz. Biz de dosyada bir eksiklik tespit edip konuyu KİK'e taşıyoruz. İtirazlar için harç yatırmamamızın nedeni ay sonu olması. Bazı aylarda 30 bin TL sigorta ödemesi oluyor, parayı denkleştiremiyoruz. Bir belediyenin 4 ihalesine itiraz ettik. Yaklaşık 16 bin TL harç yatırmamız gerekiyordu. Para bulamadık. Bu ihalelere girmedik. "
'TEMİNAT YATIRMALILAR'
KİK'e yapılan itirazlarla ilgili hükümetin bu konuda adım atması gerektiğinin altını çizen Avukat Ahmet Karakuş ise, "İtirazen şikâyette bulunacaklardan ihale yaklaşık maliyetinin belirlenen bir yüzdesi oranında teminat alınmalı" dedi.
"Türkiye'nin kanayan yarası"
Ateş Ünal Erzen (Bakırköy Belediye Başkanı): Bu konu Türkiye'nin kanayan yarasıdır. Çoğu hukuk bürolarında bu işleri yürütüyorlar. Bazen ihale şartnamesine bazen de ihaleye itiraz ediyorlar. Amaçları ihaleyi kazanan ciddi firmalara gidip, onları koparmak. Belediye olarak 24 saat sağlık hizmeti veriyoruz. Bir tane ambulans alımı için ihale açıyoruz. Sürece itiraz edip, tıkıyorlar. Bilgisayarların toneri bitmiş. Yasa gereği ihale açmak gerekiyor. Buna bile gelip itiraz ediyorlar. 'Lanet olsun' deyip kendi cebimden veriyorum parayı. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın da bu sistemden rahatsız olduğunu biliyorum.
'Çantacılar, kamunun elini kolunu bağlıyor'
Mustafa Kara (Üsküdar Belediye Başkanı): İhalelerimizde rekabet olsun istiyoruz. Bu rekabetin olması için de açık ihaleler yapıyoruz. Ancak bu işi meslek edinmiş profesyoneller belediyecilik deyimiyle, 'Çantacılar' var. 6 ay uğraşıp ihaleye çıkıyoruz. Ancak ihale mevzuatındaki boşluklardan yararlanan 'çantacılar' Türkiye'nin çok önemli şirketlerinin aldığı ihalelerden nemalanıyorlar. İşadamı, 'işin yürümesi' için ses çıkarmıyor. Ama buna artık dur denilmesi gerekiyor. Yeterliliği olmayan ile olanların mutlaka ayrılması lazım. Her firma her ihaleye girmemeli. KİK'in bu mevzuatı değiştirilmeli. KİK'te bu sistem mutlaka değişmeli. Elimizi, kolumuzu bağlıyorlar. Hizmet işi yapıyoruz. Vatandaşa bunları anlatamayız. Bu 'çantacılar'dan mutlaka kurtulmalıyız.
