Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 10. Türkçe Olimpiyatları kapanış töreninde yıllırdır yurtdışında yaşayan Fethullah Gülen'i Türkiye'ye dönmesi yönünde çağrı yaparak herkesi şaşırttı. Oysa Başbakan'ın böyle bir çağrı yapabileceğini ilk kez Sabah ve Takvim yazarı Rasim Ozan Kütahyalı geçtiğimiz pazar ve pazartesi günleri yazmıştı.
Sabah Pazar'daki "Altunizade ile Kısıklı arasında doğrudan diyalog olmalı" başlıklı yazısında Kütahyalı aynen şunları söylemişti:
"Şöyle mütevazı bir arzum var sevgili okurlarım...14 Haziran'daki Türkçe Olimpiyatları finaline Başbakanımız teşrif etse, oradaki konuşmasında 'Bu güzel etkinliğe ilham veren Fethullah Gülen Hocaefendi'ye bu ülke hasret kaldı, bu hasretin bitmesi milletimizin arzusudur' gibi bir cümle etse... Hocaefendi'nin bir hafta içinde ülkemize, Altunizade'deki mekanına döneceği kanaatindeyim... Hocaefendi'nin felsefesinde değer verdiği devlet adamlarının sözlerine çok büyük ehemmiyet verme vardır. Milletimizin medar-ı iftiharı dediği Başbakanımızın bu sözlerini boşa düşürmez Hocaefendi..."
14 Haziran'da Başbakan'ın yaptığı Fethullah Gülen'e dönüş çağrısını bu şekilde aynen köşesinde yazan Kütahyalı ardından da şöyle devam etmişti:
"Kişisel hırslarından, kibirlerinden, egolarından ötürü bu buluşmanın gerçekleşmesini istemeyecek insanlar çıkacaktır. Kendi enaniyetlerini Yeni Türkiye'den üstün tutan insanlar her kesimde vardır... Biliyorlar ki bu buluşma gerçekleşirse onları besleyen fitne ateşleri sönecek, bu kaos bitecek, her şey yoluna girecek. 'Altunizade ile Kısıklı arası doğrudan diyalog olmasın' diye çabalayan her kişi benim düşmanımdır bundan böyle. Hizmet içinden, Hükümet içinden ya da dışarda birileri, hiç fark etmez... Büyük zorluklarla bu halkın yıktığı statüko duvarlarını hiç kimse yeniden inşa edemeyecek..."
Sabah.com.tr olarak Başbakan'ın bu tarihi çağrısını gün, yer ve içerik olarak nokta atışıyla bilen Kütahyalı'ya isabetli tahminin sırrını sorduk.
-Başbakan'ın böyle bir çağrı yapacağını nerden biliyordunuz, sadece siz yazdınız bunu?
Hiçbir şey bilmiyordum. Konuşmayı dinlerken bile Başbakanımızın söyleyip söylemeyeceğinden emin değildim ama söyleyeceğine inanıyordum, bu ihtimali Nagehan'a söyledim yalnızca... Çünkü Başbakan'ın bu fitne ateşini söndürmek istediğini çok iyi biliyordum...
Yani hiçbir doğrudan bilgi ve istihbarat olmadan temennilerinizi mi yazdınız geçen pazar günü?
Aynen öyle. Temennilerimi, arzumu ifade ettim. Türkçe olimpiyatları finali yaklaşıyordu. Çok anlamlı bir gün olacaktı, Başbakan'ın o finallere teşrif edip böyle anlamlı cümleler etmesi fitne ateşini söndürecek çok büyük adım olurdu. Kafamda böyle bir şey canlandı ve onu kağıda döktüm.
O süreçte belli yerlerle konuştunuz mu,temenninizin hayata geçmesi için uğraştınız mı?
O konuda bir şey söylemem şu aşamada. Bence Yeni Türkiye'ye inanan her insan Hükümet ile Hizmet arasında düşmanlık yaratmak isteyen zihniyetlerle uğraşmalı. Ergenekon'un son kozu budur.
Yazınızda "Altunizade ile Kısıklı arası doğrudan diyalog olmasın' diye çabalayan her kişi benim düşmanımdır bundan böyle. Hizmet içinden, Hükümet içinden ya da dışarda birileri, hiç fark etmez." diyorsunuz...
Aynen öyle... Türkiye'nin nefsani hizip düşmanlıklarıyla kaybedecek vakti yok. Büyük Türkiye için bu fitne ateşi sönmek zorunda.
Peki Fethullah Gülen dönecek mi?
İnşallah... Yeni Türkiye'ye gerçekten inanan herkes bu sıla hasretinin bitmesini ister, Hocaefendi bu ülkeye, bu ülke Hocaefendi'ye hasret. Artık bu özlem bitsin.
