CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Sultangazi'de halkla bayramlaştı. Vatandaşlarla sohbet eden Kılıçdaroğlu, kendisine ikram edilen etli ekmek ve ayranı geri çevirmedi. Yoğun ilgi nedeniyle yürümekte zorlanan Kılıçdaroğlu, basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını da yanıtladı.
Kılıçdaroğlu, CHP Milletvekili Hüseyin Aygün'ün terör örgütü PKK tarafından kaçırılması sonrası yaşanan tartışmalarla ilgili olarak, 'Kaçırılan milletvekili CHP'li, suçlanan kim CHP. Bunun akılla mantıkla bağdaşır bir yönü var mı? Hayır' dedi.
BDP - PKK buluşmasını da değerlendiren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:'BDP Milletvekilleri ile PKK'lıların buluşması Oslo'da mı oldu. Suriye'de mi oldu Amerika'da mı oldu. Hayır Türkiye'de oldu. Orada medya vardı, PKK'lılar vardı, BDP'liler vardı, halktan bir bölüm vardı, devlet neredeydi. Önce sorulması gereken soru şu. Sayın Başbakan siz hangi ülkenin başbakanısınız. Bu ülkede terör örgütü mensupları ile onlara şu veya bu şekilde destek veren bir grup bir araya geliyor. Kucaklaşıyorlar. Habur görüntüleri çıkıyor ortaya suçlu CHP. Bu kadar kısır, sığ düşünen bir yönetim anlayışı olabilir mi?'
Kılıçdaroğlu, hükümeti de sert bir dille eleştirerek şunları söyledi: 'Şehide 'kelle' diyen kimdi? CHP'liler mi. Şehide 'kelle' diyen bu başbakan değil miydi? 'Birkaç Mehmet öldürüldü diye meclisi mi toplayacağız' diyen kimdi. AK Parti'nin sıradan bir milletvekili mi yoksa yönetiminde görev alan sözcüsü mü? Biz hiçbir zaman şehitlerimize 'kelle' demedik. 'Onlar bizim onurumuzdur' dedik başımızın üstünde taşıdık. Parlamentodan kaçan sayın başbakan, suçlanan CHP. Ben bunları milletimin vicdanına havale ediyorum.'
Kılıçdaroğlu, PKK- BDP buluşmasında ortaya çıkan görüntüleri de doğru bulmadığını kaydederek, 'PKK'nın koşulsuz silah bırakması lazım. Bu barışa giden yolda en önemli adım olacaktır' diye konuştu.
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Hakkari'de İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'e yönelik tepkilerle ilgili olarak da şunları söyledi: 'Sayın Başbakan'ın oturup bunu düşünmesi lazım. CHP'yi suçlayacağına ülkeyi nasıl yönettiğini, ülkenin geldiği noktayı görmesi lazım. Ben bu ülkede huzur istiyorum sayın başbakan huzursuzluk istiyor. Ben barış istiyorum sayın başbakan kavga istiyor, aramızdaki fark bu. Halkın bunu görmesi lazım. Ben burada halkın ortasındayım. Ben Türkiye'nin her yerine böyle giderim. Hakkari'ye de böyle giderim, Edirne'ye de, İzmir'e de, Tekirdağ'a da. Çünkü ben halkımın çıkarları için uğraşıyorum. Başbakan gidemez onun bakanları da gidemez çünkü barıştan yana değiller.'
