BDP ve PKK'nın Şemdinli'de görüşüp basına görüntü vermesinin devlete ve hükümete açıkça meydan okuma olarak algılanabileceğini belirten Güçlü, BDP'li milletvekillerin Şemdinli'de eli silahlı birkaç kişiyle görüşmesinin birkaç mesaj içerdiğini kaydetti. Güçlü, Şemdinli'de yenilgiye uğrayan PKK'nın 'yok ben yenilmedim buradayım' diyerek kendince moral bulmaya çalıştığını vurguladı. Güçlü, "BDP ve PKK buluşması devletin ve hükümetin açıklamalarına meydan okumaktır. Şu mesajı vermeye çalıştılar: 'Bakın siz diyorsunuz PKK bozguna uğratıldı, ama orada halen var ve biz gidip görüştük, yani söyledikleriniz doğru değil.' PKK'nın orada kurtarılmış bölge oluşturma için verdiği mücadele başarısız olduğu ve yenilgiye uğradığı kesin." diye konuştu.
BDP'li milletvekillerin Şemdinli'de PKK ile görüşmesinin, CHP Tunceli Milletvekili Aygün gibi bir parlamenter arkadaşlarının kaçırıldıktan sonra yaptıkları açıklamalarla çelişkiye düştüklerini anlatan Güçlü, "Bu bir çifte standarttır. Aygün'ü kaçıran adamlarla kucaklaşmak ne kadar doğru?" diye sordu.
BDP'nin Türkiye'nin bu hassas döneminde PKK ile kucaklaşmasının BDP için parlamenter sistemin ve demokrasinin esas olmadığı anlamına geldiğini belirten Güçlü, "Bu görüşme BDP'nin barış ve demokrasi talebinin sahte olduğunu ortaya koyuyor. Böyle bir amaçları olsaydı eli silahlı kişilerle kucaklaşmazlardı." şeklinde konuştu. Görüşmenin provokatif bir hareket olduğunun altını çizen Güçlü, bu kucaklaşmayla BDP'nin 'Bizim için parti ve meclis önemli değil kapatabilirsiniz' gibi bir mesaj da vermeye çalıştığını kaydetti. Güçlü, "Yani BDP diyor ki yasa ve kanunları takmıyoruz. Kanunlara uymadığımız gibi ciddiye de almıyoruz diyorlar." dedi.
