Letonya ve Litvanya'yı kapsayan Baltık ülkeleri gezisinin son gününde gazetecilerle sohbet toplantısı düzenleyen Gül, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Akil İnsanlar konusunda daha fazla yorum yapmak istemediğini söyleyen Gül, bunların çok teknik konular olduğunu ve artık detaylı konuşursa polemik oluştuğunu belirterek "Benim karışmak istemediğim konular" dedi.
Sohbet toplantısının kameralara kapalı bölümünde soruları cevaplayan Gül, Almanya'da 8 Türk'ün aşırı sağcılar tarafından öldürülmesiyle ilgili olarak, "Almanya'da üst üste yaşanan gelişmeler üzüntü verici. Hayatını kaybeden vatandaşlara Allah'tan rahmet diliyorum. Alman yetkililere düşen görev hiç mahal vermeyecek şekilde bunların araştırılmasıdır. Daha önce 8 Türk'ün aşırı sağcılar tarafından öldürülmesinin ortaya çıkması bugün bunu söylememi gerektirmektedir."
"ÖZAL'LA İLGİLİ İDDİALARDA SON SÖZÜ ADLİ MAKAMLAR SÖYLEYECEK"
Ankara Cumhuriyet Savcısı Kemal Çetin'in, Özal'ın 'Ergenekon' örgütü tarafından zehirlendiğini ifade etmesiyle ilgili olarak ise Gül: "Mahkemelere bir şey diyemeyiz, savcılar iddialarda bulunur. Doğru olup olmadığını ispatlamak adli makamların görevidir. O konulardaki tereddütlerin giderilmesi tarihe saygının gereğidir. Türkiye'de çok tartışıldığı ve benden de açıkça talep edildiği için ben de çalışma yaptırdım ve o doğrultuda kabir açıldı. Nihayetinde adli makamlar son sözü söyleyecektir" dedi.
"BAŞKANLIK SİSTEMİ KONUSUNDA MECLİSİN ÇALIŞMA TAKVİMİ BELLİ"
Başkanlık sistemi ve eyalet tartışmaları noktasında bir gazetecinin sizce 'çift başlılık tartışmaları geride mi kaldı 2014 seçimlerine doğru atmayı düşündüğünüz adımlar var mı?" sorusuna şöyle yanıt verdi:
"Önümüzde belli bir seçim takvimi var ve anayasa çalışmaları devam ediyor. Herhalde bir iki ay içerisinde önce bunları görmek gerekir. Bunlarla ilgili herhangi bir sistem değişikliği yapılabilecek mi bu konuda bir konsensus sağlanabilecek mi bunları görmemiz için herhalde çok az bir vakit kaldı ona bakmak lazım. Bir iki ay içerisinde bu tartışmalar biterse bile meclisin çalışma takviminde yaza gelinir ve çok detaylı çalışmalar yapılamaz. Bazı şeylerin netleşmesi gerek. Meclisin çalışma takvimi bellidir."
"PKK'NIN ÇEKİLMESİ KONUSUNDAKİ TARTIŞMALARA GİRMEK İSTEMİYORUM"
PKK'nın çekilmesi konusundaki teknik, yasal ve güvenlik tartışmalara de girmek istemediğini aktaran Gül, yapılacak her adımın neticelerinin olduğunu ve bunları hem hükümetin hem de güvenlikle ilgili tüm birimlerin dikkatle düşündüğüne emin olduğunu dile getirdi ve ekledi: "Bunlar mecliste enine boyuna konuşulması gereken şeyler."
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry'nin kısa bir aradan sonra ikinci ziyaretini gerçekleştirecek olmasına ilişkin olarak ise Gül, bölgede çok dinamik bir süreç yaşandığını bu nedenle bunları çok olağan üstü bir şey olarak görmediğini ifade etti. Gül "Yani olağanüstü görmüyorum derken yeni olağanüstü bir şey beklemiyorum. Zaten yaşananlar kendileri olağanüstü durumlar" dedi.
'İmparatorluk refleksi' sözlerinin anlamından farklı yerlere çekildiğine de dikkat çeken Gül, "Bazen edeceğiniz sözün nerelere gider hesap etmek için kırk kez düşünmeniz gerekiyor. Cumhuriyetimizin iç ve dış politikaları bellidir. Ben üniter yapımız içerisinde bizim devraldığımız böyle bir özgüven olması gerektiğini ifade ettim. Kendi içimizdeki farklılıkları zenginlik olarak görmek ve bunların hepsini sahiplenmek açısından söyledim ben bunu yani niyetim çok açık. Yerel yönetimlere mahalli idarelere daha çok yetki verilmesi, Avrupa şartları.. bunları söylüyorum aslında" diyerek sözlerinin çok farklı yerlere çekilmesine anlam veremiyorum" dedi.
Bu arada sohbet toplantısının kameralara açık bölümünde konuşan Gül, Letonya ve Litvanya ziyaretleri hakkında genel değerlendirme yapan ve görüşmelerin çok verimli ve faydalı geçtiğini anlatan Gül, her iki ülke ile de Karadeniz üzerinden Türkiye'ye uzanacak kargo tren seferleri ve devlet kanalları arasında önemli anlaşmalar imzalandığını belirtti.
Gül bundan daha önemlisinin görüşmelerde, AB sürecinde Türkiye konusunda istismar edilebilecek konularda Türkiye'nin tezlerini de seslendirecekleri sözünü aldıklarını ifade ederek şunları söyledi:
"Büyük bir misafir perverlik gösterdiler. Her iki ülke de Türkiye'nin AB üyeliğine tereddütsüz destek veriyorlar. Letonya dönem başkanlığında fasıl açılacağını söylediler, bekliyoruz. Daha önemlisi bizim olmadığımız toplantılarda bizim görüşlerimizi de iletecek olmaları. Bazı parlamentolarda biliyorsunuz 1915 olayları ile ilgili kararlar alıyorlar. Türkiye aleyhine girişimler oluyor. Bu hükümetler bunların karşısında durmuşlar ve bu tutumları konusunda her iki ülke de olan bitenin farkında."
