Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi'nin düzenlediği 'Barış ve Anayasa' paneli, Nilüfer Nazım Hikmet Kültür Evi'nde yapıldı. Moderatörlüğünü Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi MYK Üyesi İkbal Polat'ın yaptığı panelde konuşmacı olarak BDP Milletvekili Altan Tan, Prof. Dr. Mithat Sancar ve Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi MYK üyesi Saruhan Oluç yer aldı. Barış Meclisi üyesi Ayhan Bilgen ise babasının sağlık durumu nedeniyle panele katılamadı.
BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, katılımın az olmasına tepki gösterdi. İmralı ve Kandil görüşmelerinde yer aldığını hatırlatan Altan Tan, süreçle ilgili Kürtlerin ne istediği sorularına cevap verdi. Bir iki ay içinde sürecin tam şeklinin belli olacağını kaydeden Tan, "Ne oluyor, ne konuşuluyor, mutabakat nedir? Devlet Bahçeli ve Kılıçdaroğlu'nun ifadeleriyle neyin pazarlığı yapılıyor? Olan biten şu: PKK silahlı mücadeleye son verecek. Önce çatışmasızlık sürecek. PKK'nın silahlı güçlerini geri çekmesinin ardından Orta Doğu'da Kürt siyaseti ile ilgili silahlar sonsuza kadar susacak. Günümüzde silahla çözüme ulaşmak artık çok geride kaldı. Müzakere etmek en geçerli yöntem. Kürtler önlerinde somut bir vaat bulunmasa da süreci destekliyor. PKK silah bırakarak sürece ciddi katkı sağladı. Bundan sonra da yeniden örgütlenip silahlı mücadeleye dönmek çok zor hale geldi. Türkiye yeni bir anayasa yapacak, demokratikleşecek. Kürtlere insani, ahlaki, vicdanı hakları tanınacak. Kürtler de rahat edecek, yeniden bir Türkiye olacak. İşin özeti bu. Bu pazarlığa PKK, BDP, Kürt siyaseti, Başbakan Erdoğan uyacak mı? PKK ve Kürt siyaseti topyekun sözünde duracak. Bazı çatlaklar olsa da Kürt siyaseti genel bir tanımla sözünde duracak. Bir ay, iki ay içinde bu işin rengi belli olacak. Bu sürede akil insanlar ve milletvekilleri halka anlatacak. Biz ana dilde eğitimi, belki özerk yapıyı veya diğer hak ve özgürlükleri istemeye devam edeceğiz ama bunlar birden olacak şeyler değil. Süreç devam edecek. Bu süreçte 'geçici anayasa' formülüne bile sıcak bakıyoruz. Süreç çerçevesinde her iki tarafın da şüphelerinin olması normal. Çatlak sesler de çıkacaktır. Türkiye'nin batısında 'bölünme', doğusunda ise, 'Kandırılıyor muyuz?" endişesi var" dedi.
"SİLAHLA ALABİLECEKLERİNDEN ÇOK DAHA FAZLASINI ELDE EDECEKLER"
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mithat Sancar da Güney Afrika örneğini vererek, "PKK'nın geri çekilmesi ve silah bırakması çok önemli bir hamle. Barış süreci ciddi bir fay kayması ortaya çıkaracak. Yani altındaki zemin kaydığı için eski durduğun yerde kalamıyorsun. Barış süreci uzlaşı sürecidir, kavga eden iki kişinin konuşarak uzlaşıya ulaştığı süreçtir. Bir taraf diğer tarafı yenmişse konuşmaya gerek yok. Güney Afrika'da 1980'den önce beyazların yönettiği diktatör bir yönetim vardı. Mandela 27 sene hapiste yattı. Barış sürecinde Mandela ile hapisteyken görüşmelere başlandı. 1990'lı yıllarda Mandela serbest kaldı. O zaman gerek siyahların gerek beyazların endişeleri vardı ancak görüşmeler sırasında her iki tarafın da endişeleri giderildi. Burada geçiş süreci anayasası önemli rol oynadı. Türkiye'de de eğer tüm partilerin katılımıyla yeni ve sivil bir anayasa hazırlanamıyorsa AK Parti ve BDP geçiş süreci anayasası hazırlayabilir. Daha sonra geniş katılımlı, tamamen sivil ve tam demokratik bir anayasa hazırlanabilir. Çözüm olunca birden cennete girmeyeceğiz. Cennetin kapıları açılmayacak ama cehennemden çıkacağız. Toplumun tüm kesimlerinde tam memnuniyet sağlanamaz ancak Kürtler silahla alabileceklerinden çok daha fazlasını bu süreçte elde edecek" şeklinde konuştu.
Panele dinleyici olarak katılan Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu da süreçten umutlu olduğunu ancak AK Parti'ye ilişkin endişeleri bulunduğunu kaydederek, "Artık konuşmaya başlıyoruz. Bu sürecin sonunda mutlaka daha demokratik bir Türkiye ortaya çıkacaktır' dedi.
