Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Gezi eylemleri sırasında tencere - tava çalarak protestolara katılanların "yargıya bildirilmesi" çağrısı, bu tür davaların hangi durumlarda açılabildiği sorusunu gündeme getirdi. Bu sorusunun yanıtı da ancak iki koşulda ceza davası açılabileceğini ortaya çıkardı. Gürültü ve huzuru bozmaya adli ceza yaptırımı TCK'nın 123 ve 183'üncü maddelerinde, idari ceza uygulanması da Kabahatler Kanunu'nun 36'ncı maddesinde yer alıyor. TCK'nın "Kişilerin huzur ve sükununu bozma" başlıklı 123'üncü maddesinde, "Sırf huzur ve sükununu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatla hukuka aykırı başka bir davranışta bulunulması halinde, mağdurun şikayeti üzerine faile üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir" hükmü bulunuyor. Buna göre suç duyurusunda bulunulması savcıların dava açabilmesi için eylemin belli bir kişiye yönelik ve ısrarla olması gerekiyor. Eylem belli bir kişiye yönelik ve ısrarlı değilse dava açılamıyor. TCK'nın "Gürültüye neden olma" başlıklı 183'üncü maddesinde ise bu eylemin cezalandırılması için "belli bir kişinin hedef alınması" kriteri bulunmuyor. Ancak bu maddeye göre de mağdurun "sağlığının zarar gördüğünü" raporlandırması gerekiyor. Örneğin ruh sağlığının gürültüye bağlı olarak bozulduğunu raporlandırması gibi şartlar aranıyor. Bir başka örneğe göre de bu gürültüye bağlı duyma bozukluğu yaşadığını yine doktor raporuna dayandırması şartı bulunuyor.