Kılıçdaroğlu, ABD'ye hareketinden önce Atatürk Havalimanı VIP Salonu'nda düzenlediği basın toplantısında, CHP'nin Genel Başkanı olarak ilk kez ABD'yi ziyaret edeceğini söyledi.
Washington'a, Amerikan Kongresi ve 3 düşünce kuruluşunun daveti üzerine gittiğini belirten Kılıçdaroğlu, ziyareti kapsamında, ABD Başkanı Barack Obama'nın Ofisi, ABD Dışişleri yetkilileri ve Pentagon ile de temaslarının olacağını ifade etti.
Anamuhalefet Partisi olarak yapacakları ziyaret sırasında herhangi bir konuda müzakere yapmayacaklarını ve müzakerenin de gündemlerinde olmadığını aktaran Kılıçdaroğlu, "Ziyaretimizin amacı CHP'nin görüşlerini, düşüncelerini, ilke ve değerlerini Amerikalı muhataplarımızla paylaşmaktır" dedi.
Temel mesajlarının tam demokrasi, temel özgürlükler, barış, refah ve istikrar olacağını vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Türkiye'nin sadece iktidar partisinden ibaret olmadığını ve iktidara talip olan CHP'nin, Türkiye'yi, bölgesini ve dünyayı ilgilendiren bütün konularda gelişmiş değerlendirmeleri ve planları olduğunu anlatmaktır. Tıpkı Paris, Londra, Brüksel, Pekin, Bağdat ve Mısır'da yaptığımız gibi... Bu bağlamda tam demokrasi ve özgürlükler, sorumlu ve istikrar üreten bir dış politikayla, güçlü bir ekonomiyle CHP iktidarında nasıl ulaşılacağını ayrıntılarıyla ifade edeceğiz" diye konuştu.
"SON GÜN BASIN TOPLANTISI DÜZENLEYECEĞİM"
Temaslarının ağırlığını kongre üyeleriyle yapacakları görüşmelerin oluşturacağını anlatan Kılıçdaroğlu, şu bilgileri verdi:
"Ziyaret kapsamında 3 ayrı düşünce kuruluşu ve John Hopkins Üniversitesi'nde konuşmalarım olacak. Türk ve Amerikan iş çevreleri, Amerika'daki Türk toplumu ve Türk-Amerikan bilim insanlarıyla ayrıca bir araya geleceğiz. Amerikan siyasetinde ve toplumsal hayatında önemli bir yer tutan Yahudi kuruluşlarıyla da toplantımız olacaktır. Bu süreçte Wall Street Journal ve Washington Post gazetelerinin yönetimleriyle de bir araya geleceğim. Ziyaretimin son gününde ulusal basın kulübü binasında bir basın toplantısı düzenleyeceğim."
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ziyaret esnasında partisinin hedef ve vizyonunu anlatacaklarını ifade ederek, "CHP olarak karşılıklı saygı, ortak değer ve çıkarlara dayalı eşitlik temelinde sürdürülebilir, sağlam ve sağlıklı bir ilişki istediğimizi kendilerine anlatacağız. Bugüne kadar gerek Avrupa gerek komşu ülkelere hangi amaçla gittiysek, Amarika'ya da aynı amaçla gidiyoruz. Türkiye için, halkımız için ve halkımızın geleceği için gidiyoruz" ifadelerini kullandı.
"(FETULLAH GÜLEN İLE GÖRÜŞME) GÜNDEMİMİZDE BÖYLE BİR KONU YOK"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 2004'teki MGK kararına ilişkin, "Ortaya çıkan belge, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin ikili oynadığını gösteren bir belgedir" dedi.
Kılıçdaroğlu, ABD'ye hareketinden önce Atatürk Havalimanı VIP Salonu'nda düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
"Fethullah Gülen ile ABD'ye bu seyahatinizde bir görüşme olacak mı? Partinizden bir heyet görüşecek mi?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Gündemimizde böyle bir konu yok" yanıtını verdi.
Kılıçdaroğlu, 2004'teki MGK kararına ilişkin soru üzerine, şunları kaydetti:
"Ortaya çıkan belge, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin ikili oynadığını gösteren bir belgedir. 2004'te Milli Güvenlik Kurulu bir karar alıyor, oturup oybirilğiyle kararların tümü imzalanıyor. Olay kamuoyuna yansıdıktan sonra ilk tepkiler yine AKP çevrelerinden geldi. 'O günün şartları zordu, mecburen imzaladık', 'İmzaladık ama gereğini yapmadık'... Herhalde birisi de yarın öbür gün çıkıp, 'İmzaladım ama neyi imzaladığımı bilmiyorum' diyebilir. İşin gerçeği şu; Sayın Erdoğan'ın bu konuda konuşmasını bekliyorum. O belgeye hangi gerekçeyle imza attı? Okuyarak mı imza attı? Okumadan mı imza attı? İkinci önemli konu şu; Sayın Erdoğan, bizim genel başkan yardımcımızın sorularına bile yanıt verirken bu kadar önemli bir konuda konuşmaması suçluluğunun kanıtıdır. Kendini suçlu görüyor. Çünkü toplum, AKP hükümetinin ikili oynadığını gösterdi."
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik eleştirilerde bulunan Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın bugüne kadar "kardeşim" dediği, iyi ilişkiler kurduğu pek çok kişiye ihanet ettiğini iddia etti.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İhanet kültüründen geliyor. Kaddafi'ye ihanet etti, arkadan bıçakladı. Esad'a 'kardeşim' diyordu, ihanet etti, şimdi silah gönderiyor, orada insanlar birbirini öldürsünler diye. Erbakan'a ihanet etti. Erbakan'ı acımasızca eleştirdiler, neden o kararlara imza attın diye. Ter döken fotoğrafları gösterildi. Yiğitlik edebiyatı yapıldı. 'Biz asla izin vermeyeceğiz' denildi. Bir baktık ki, bunlar Erbakan'dan daha kötülermiş. Hiç değilse Erbakan, doğruları söylerdi, inandığı şeyleri söylerdi. İhanet kültüründen gelenler önce kendi insanlarına, arkadaşlarına, sonra da kendi ülkelerine ihanet ederler. Bu kültür çok ağır bir kültürdür ve bizim hazmedeceğimiz bir kültür değildir."
"Belgenin gereğini yapmadık" şeklinde açıklamalar olduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, "Bugün yine gazetelerde, Milli Güvenlik Kurulu'nda alınan kararların gereğinin yapıldığı da ortaya çıktı. Başbakanlık Müsteşarlığı imzasıyla, pek çok kuruluşa, 'alınan kararların gereğini yapın' diye yazının gittiğini görüyoruz. Düne kadar yalanlamaları sayın Arınç yapardı. Ters köşeye yattıktan sonra artık bu konulara girmiyor. Şimdi bir başka danışmanı var. Yalanlamaları o yapıyor. O da ters köşeye yattı. Şimdi merak ediyorum acaba ne söyleyecek. Asıl merakım, Recep Tayyip Erdoğan bu konularda ne söyleyecek. Asıl merakım bu. Dik duruyordu bu. Niye dik durmadın, arkadaş. Biz bu tür yazıların altına imza atmayız... Niye bu yazının altına imza attın arkadaş? Efelenerek yürüyordu, küçük dağları ben yarattım diyordu. Efendim, o günün koşulları öyleydi, biz öyle imzaladık. Hangi koşullardan bahsediyorsun? Tek başına iktidardın. MGK sivilleşmiş, sivil bir genel sekreter var. Hangi gerekçeyle bunun altına imza attın. Bugün hala bu kararların gereğini yerine getirmek için çalışıyor. Birbirimizi kandırmayalım" ifadelerini kullandı.
"EĞİTİM SİSTEMİNİ YENİDEN DÜZENLEYECEĞİZ, DERSHANELERE HİÇ GEREK KALMAYACAK. BİZ BUNU SAVUNUYORUZ"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 2004'teki MGK kararına ilişkin, "Sayın Erdoğan'ın kamuoyu önüne çıkıp açıklama yapmasını bekliyoruz. Neden yapmıyor biliyor musunuz? Yapacağı her açıklamanın yalanlanacağını o da biliyor. Üstelik belgeyle yalanlanacağını biliyor" dedi.
Kılıçdaroğlu, ABD'ye hareketinden önce Atatürk Havalimanı VIP Salonu'nda düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, 2004'teki MGK kararına ilişkin sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "'Efendim seçime kadar durun'... Seçime kadar kim duracak? AKP'yi eleştirmeyecekler... Vahim bir tabloyla, iki yüzlü bir siyasetle karşı karşıyayız. Hep söylerim, yalancıdan başbakan olmaz diye. Ortaya çıkan tablo bu gerçeği ortaya koydu" dedi.
Kılıçdaroğlu, "Emniyet içinde cemaat yapılanması olduğu iddia ediliyor. Buna ve cemaate yakın iş adamlarına ilişkin hükümetin yeni bir eylem planı olduğu yönünde iddialar var. Bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna karşılık, şunları kaydetti:
"Hükümet ile cemaat arasında bir çatışma var mı yok mu? Çatışmanın boyutları nedir? Bu konular önümüzdeki günlerde daha somut olarak ortaya çıkacaktır. Hep beraber göreceğiz bunu. Biz Erdoğan'dan öncelikle bir açıklama bekliyoruz. Sayın Erdoğan'ın kamuoyu önüne çıkıp açıklama yapmasını bekliyoruz. Neden yapmıyor biliyor musunuz? Yapacağı her açıklamanın yalanlanacağını o da biliyor. Üstelik belgeyle yalanlanacağını biliyor. O nedenle konuşmamayı tercih ediyor."
Bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, "Ergenekon davası, Balyoz davası çökmüştür. Orada yargılananlar, bugün hapiste olanlar, o belgelere dayanarak yapıldıysa ki öyle oldu, bu belgeye dayanarak da başta Erdoğan olmak üzere hepsinin içeride olması lazım. Aynı yol, aynı mantık, aynı yöntem" dedi.
DERSHANELER KONUSU
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Dershaneler konusundaki yasa tasarısı karşısında tavrınız ne olacak?" sorusuna karşılık, bu konuda açıklama yapmak için öncelikle yasa tasarısını beklediklerini söyledi.
Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Belki eğitim sistemini yeniden düzenlerler, hiç dershanelere gerek kalmaz, biz ona destek veririz ama dershaneleri yasaklayacağız diye getirirlerse bunu doğru bulmayız. 100 bin kişi buradan ekmek yiyor. Ne olacak bu insanlar? 100 bin kişiyi işe mi alacaklar? İşe aldıkları zaman atama bekleyen öğretmenler var. 'İşe aldıkların çalışıyordu, ben çalışmıyorum, 5 yıldır 10 yıldır bekliyorum. Beni niye işe almıyorsun' diye onların sorularına muhatap olacaklar. O nedenle biz bu süreci, tasarı gelmeden önce önyargıyla değerlendirmek istemiyoruz. Tasarı gelir, bakarız, belki destek verir belki destek vermeyiz ama tavrımız bu."
"Seçim beyannamenizde 'dershanelerin yeterli katkıyı vermediği ve gündemden çıkartılması gerektiği' şeklinde bir cümle var. Bu konuda ne söyleyeceksiniz" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, eğitim sistemini yeniden düzenleyeceklerini, dershanelere hiç gerek kalmayacağını söylediklerini, bunu savunduklarını dile getirdi.
Kılıçdaroğlu, hiçbir anne babanın gönüllü olarak çocuğunu dershaneye göndermediğini belirterek, "Mecburen gönderiyor. Üniversite sınavını kazanması için başka bir seçeneği yok ailelerin. İzlenen eğitim politikası böyle bir zorunluluğu ortaya çıkarmış durumda. Siz eğitim sistemini tümüyle değiştirirseniz, sınav sistemini tümüyle kaldırırsanız sorun da kendiliğinden çözülmüş olur zaten" değerlendirmesinde bulundu.