Aslında bu hafta Kahramanmaraş Ticaret Borsası'nın bugüne kadar bu şehirde kimsenin yapmadığı, bir kültürel hizmet olan 'Kahramanmaraş Yemeklerini' bir kitap haline getirmesini yazacaktım. Başta göreve başladığı günden itibaren sadece seçim geldiğinde oyunu alacağı 300- 400 üyesinin gönlünü hoş tutacak çalışmalar değil, Kahramanmaraş için çalışan Borsa Başkanı
Ahmet Duran Balsuyu'yu ve o muhteşem kitabı ortaya çıkaran
Sebahat Küpelikılıç ile o eserde çok ama çok büyük emeği, alın teri olan borsanın genel sekreteri
Ahmet Balbaba'yı tebrik edip, teşekkür edecektim. Ama
'Yalan dünya' dedikleri bu olsa gerek… Sebahat ablanın can dostu, Kahramanmaraşlıların annesi Şenda Evliya, İstanbul'dan gelen vefat haberi ile sevenlerini yasa boğarken, benim de yazımı değiştirdi. Vay be dünya, oysa ben Sebahat hanımdan yola çıkıp, bu şehrin değerleri ve modelleri yazımda Şenda Evliya'dan da iki kelam edecektim. Yalan dünya… Ölümün ne zaman kapımızı çalacağını kim bilebilir ki. Evet, Kahramanmaraş annesini, Şenda Evliya annesini kaybetti. Yaşam şekliyle, konuşmasıyla, kültürü ve kendine olan özgüveniyle sadece bir zamanlar aktif görev aldığı siyasetin renkli siması olmakla kalmayıp bence bir rol model olan
Kahramanmaraş Anneler Derneği'nin uzun süre başkanlığını yapan Şenda Evliya'yı kaybettik. Onun yaşına kadar ben yaşar mıyım bilemiyorum ama her ölüm olduğu gibi Şenda annenin ani ölümü, onun tanıyan herkese önce 'Şaka mı?' dedirtse de ardından binlerce duayla bu yalan dünyadan asıl gerçek olan dünyaya uğurladık. Güler yüzü ve yardımseverliğiyle kent halkının sevgisini kazanan Şenda Evliya'nın vefatıyla yıkılan dost ve akrabaları onu son yolculuğunda yalnız bırakmadı. İşte her şeyin yalan olduğu, insanların arkasından sadece yaptıklarıyla anıldığı hüzünlü bir yolculuğun ne ilk ne de son yolcusuydu Kahramanmaraş'ın annesi Şenda Evliya. Mekânın cennet olsun Şenda anne.