"Çocukluğun sımsıkı mühürlenmiş bir sandığı vardır. Genç insan bir gayret o sandığı açmaya çalışır. Kapağı açtığında içinin boş olduğunu görür. Bunun üzerine anlar ki, hazine sandığı dedikleri, her zaman böylesine boştur. Sonrasında artık kendi yargılarını önemsemeye başlar. Ancak, sandık gerçekten de boş mudur acaba? Sandığı açtığı anda, göremediği çok önemli bir şey uçup gitmiş midir yoksa?" Japon edebiyatının en ünlü isimlerinden Yukio Mişima'yla ilk kez
Bir Maskenin İtirafları'nı okuyarak tanışmıştım. Otobiyografik izler taşıyan bu romanında Mişima, eşcinsel eğilimlerine karşı mücadele eden bir kahraman portresi çiziyordu. Kendini sadece başkalarından değil, kendinden de gizlemeye çalışan, arkadaşının kardeşine duyduğu aşkı anlatırken çocukluk ve yeniyetmelik yıllarında dolaşan ve umutsuz bir sona sürüklenen bir kahramandı bu. 1925 Tokyo doğumlu yazar, hukuk okuduktan sonra bir süre maliye bakanlığında memurluk yapmış. 1948'de yayımlanan ilk kitabı
Bir Maskenin İtirafları'nın gördüğü ilgi üzerine kendini tümüyle yazarlığa vermiş. Verimli ve hırçın bir yazar olarak bilinen Mişima, çok sayıda edebi ve popüler roman, öykü kitabı, deneme ve edebiyat eleştirilerinin yanı sıra 'kabuki' tiyatrosu ve geleneksel 'no' oyunları için de metinler kaleme almış. Mişima, 1970'te ününün doruğundayken, dört Tatenokai üyesiyle birlikte Japonya Silahlı Kuvvetleri'nin Tokyo'daki bir kampına baskın düzenlemiş, komutanı koltuğuna bağlamış ve 'imparatorluk' haklarının yeniden düzenlenmesi için hazırladıkları manifestoyu ve diğer taleplerini okuduktan sonra, canlı yayın yapan kameralar önünde geleneksel Japon yöntemiyle (seppuku) karnını deşerek intihar etmiş. Baskını birlikte düzenlediği arkadaşlarından biri de intiharı tamamlamak için Mişima'nın başını kılıçla kesmiş. Şimdi elimizde
Yaz Ortasında Ölüm adlı öykü kitabını, kuşkusuz Mişima'nın hayatını sonlandırış biçimini bilmezden gelerek okumak mümkün değil. Tıpkı hayatında yaptığı gibi Mişima, bu öykülerinde de büyük anlamlar yüklediğimiz hayat ve ölümün aslında ne kadar sıradan olduğunu güçlü, etkili bir dille anlatıyor bize.
ŞAHİT VE ŞEHİT
Yaz Ortasında Ölüm, hem kendi kültürünün şahidi hem de kendi geleneğinin şehidi olan Mişima'nın, Baudelaire'den
Binbir Gece Masalları'na kadar geniş bir yelpazede alıntı ve kaynaklarla süslediği, 1946'dan 1963'e kadar yazdığı 11 öyküden oluşuyor. Hayatın, pahalı oyuncak satan dükkanın önünden, çocuğunun görmesine engel olmaya çalışan bir anne gibi geçiştirildiği, yazdığı şiirle alay edilmesinden korkarak kimseye göstermeyen yeniyetme bir delikanlı gibi algılandığı, sıradan bir dostluğun aşk sanıldığı, aşkın dostlukla karıştırılabildiği, çocuksu hayallerin, arzuların ve korkuların bir türlü söylenemediği, bakir olmaktan utanılan yaşların öyküleri bunlar. Aynı şekilde üzüntünün en egoist duygu sayılabildiği, uzak durmaya çalıştığımız mutsuzluğun bizden intikam aldığı, güzel bir kadın örgü ördüğünde insanın kendini dolaylı olarak şefkat görüyormuş gibi hissettiği anların öyküleri... Savaşın kararttığı, bir yaz günü bile denize gir-meye olanak bulunmayan bu huzursuz dünyada, gözler bulanık suyu tamamen berraklaştırıp içme suyu haline getiren filtreler gibi bakıyor birbirine. Ama gözlerden taşan yaşlar dünyayı kirlilikten kurtarmaya yetmiyor. İnsanların tıpkı yozlaşmaya, kötülüğe alışmaları gibi ölüme de alıştığı ve yaşamın korkutacak bir yanının kalmadığı, unutmanın bir virüsün organizmaya saldırması gibi, köklü ve kendinden emin bir şekilde ilerlediği bir dünyada kahramanlarının geçici sevgilerle boğuştuğu, devamını sağlayamadıkları içtenlik ve bir dengeye oturtmak istedikleri dürüstlükle cebelleştiği bu öykülerin bir yerinde şöyle soruyor Mişima: "Bizleri çıldırmaktan alıkoyan nedir? Yaşama gücü müdür? Egoizm midir? (...) Yoksa, insanoğluna bireysel mutsuzluklardan başka bir şey verilmemiştir de, yaşamla ilgili en sert cezalar bireysel yaşam gücünün dayanma sınırlarına göre mi verilmektedir? Her şey birer sınavdan mı ibarettir?" Son bir not: Yukio Mişima'nın bir eser gibi inceden inceye tasarladığı ve 'görkemli' bir şekilde uyguladığı intiharı iki büyük yazarın, Henry Miller'ın
Reflections on the Death of Mishima ve Marguerite Yourcenar'ın (yine Can Yayınları'ndan çıkan)
Mişima ya da Boşluk Algısı kitaplarına konu oldu.
YAZ ORTASINDA ÖLÜM
Yukio Mişima Çeviri: Hüseyin Can Erkin Can Yayınları Öykü 256 s.; 17 TL