ABD'li yazar George R. R. Martin'in yarattığı
Buz ve Ateşin Şarkısı serisinin en önemli özelliklerinden biri, hiç kuşkusuz, olay örgüsünün farklı karakterlerin bakış açılarından anlatılmasıdır. Martin, her ne kadar 'tanrısal anlatıcı' tekniğini kullansa da okuyucu, olayları karakterin bakış açısından görür. Bu, serinin başarısının sırlarından biridir. Fakat bunun bir dezavantajı da var.
Buz ve Ateşin Şarkısı serisi gelişerek yoluna devam ettikçe - ki yazar halen yeni kitaplar yazmakta - Martin'in olayları bakış açılarından anlattığı karakterlerinin sayısı gittikçe arttı. Bunun sonucu olarak da George R. R. Martin'e sayfalar yetmemeye başladı.
Kargaların Ziyafeti de bu dezavantajın en şiddetli hissedildiği kitaplardan biri haline geldi. Çünkü Martin'in anlatacak çok şeyi vardı; bunları da bildiği yoldan yapmak istiyordu. Kitap da uzadıkça uzamaya başladı. Öyle ki, Martin, olayları gözünden göreceğimiz karakterleri ikiye ayırmaya karar verdi. Böylece karakterlerin bir kısmının bakış açılarından anlatılan hikayeler
Kargaların Ziyafeti'ni oluşturdu. Diğer karakterler ise, ki birçok okurun favori karakterlerinin ikinci kısma kaldığını vurgulamakta fayda var, serinin beşinci kitabı
Ejderhaların Dansı'nı oluşturacaktı.
ENTRİKA ÜSTÜNE ENTRİKA
Zaten George R. R. Martin de kitabın sonunda kaleme aldığı notta bu durumu özetliyor: "Bazılarınız tam şu anda, 'Hey, dur bir dakika!' diyor olabilir. 'Bir dakika, dur bir dakika. Dany ve ejderhalar nerede? Tyrion nerede? Jon Kar'ı neredeyse hiç görmedik. Tamamı bu olamaz...' Elbette değil. Devamı gelecek. Bunun kadar büyük, başka bir kitap. Diğer karakterleri yazmayı unutmadım. Tam aksine, onlarla ilgili çok şey yazdım. Sayfalar, sayfalar ve sayfalar. Bölümler ve daha fazla bölümler. Kitabın tek cilt halinde basılamayacak kadar büyüdüğünü fark ettiğimde hala yazıyordum... Ve bitirmeye yakın bile değildim. Anlatmak istediğim hikayenin tamamını anlatabilmek için kitabı ikiye bölmek zorunda kalacaktım. Bunu yapmanın en kolay yolu; elimdeki malzemeyi almak, ortalara doğru kesmek ve 'Devam edecek' cümlesi ile bitirmek olacaktı. Fakat bu konuyu daha çok düşündükçe, okuyucu için en iyi şeyin, bütün karakterlerin yarım hikayesini anlatmaktansa, karakterlerin yarısının bütün hikayesini anlatmak olduğunu hissettim ve bu yolda yürümeyi Martin, aynı yazının devamında okurlarına müjdeyi de veriyor: "Tyrion, Jon, Dany, Stanis, Melisandre, Davos Seaworth ve en sevdiğiniz ya da nefret etmeyi sevdiğiniz diğer karakterlerin tümü,
Ejderhaların Dansı'nda sizinle birlikte olacak.
Ejderhaların Dansı, Sur'daki ve Dar Deniz'in karşısındaki olaylara odaklanacak, şu anda elinizde bulunan kitabın Kral Toprakları'na odaklandığı gibi." Tam da George R. R. Martin'in de belirttiği gibi Epsilon Yayınevi tarafından yayımlanan,
Buz ve Ateşin Şarkısı serisinin dördüncü kitabı
Kargaların Ziyafeti, Yedi Krallık'ın merkezi Kral Toprakları'na ve bu topraklara hükmedenlerin entrikalarına odaklanıyor. Kral Toprakları'nın yeni bir kralı olduğunu, bir önceki kitabı okuduysanız biliyorsunuzdur. Fakat yeni kral henüz sekiz yaşında olduğu için Yedi Krallık'ın kontrolü Kraliçe Cersei Lannister'da. Üstelik Kraliçe'yi kontrolde tutacak ne babası Tywin var ne de kardeşi Tyrion. Kraliçe'nin yanında kalan tek isim ise ikiz kardeşi Jamie Lannister.
Kargaların Ziyafeti'nde macerasına odaklan dığımız bir başka isim ise Sansa Stark. Sansa, halen Petry Baelish'in kontrolü altında. 'Yeni kahramanlarımızdan' Brienne de Sansa ve Arya'ya ulaşmak için mücadele veriyor.
BEŞİNCİ KİTAP DA YOLDA
ABD'li yazar George R. R. Martin'in 1991'de yayımlanmaya başlanan fantastik edebiyat serisi
Buz ve Ateşin Şarkısı, ABD'nin HBO kanalı tarafından
Taht Oyunları adlıyla diziye dönüştürülünce, tekrar popüler olmaya başlamıştı. Türkiye'de de Epsilon Yayınevi, George R. R. Martin'in bu serisini yayımlıyor. Serinin dördüncü kitabı
Kargaların Ziyafeti'nin ardından ise okurların merak ettiği
Ejderhaların Dansı, Türkçeye çevrilerek raflardaki yerini alacak.
ORTA DÜNYA'YI ORTA DÜNYA YAPAN ÖYKÜLER
Fantastik edebiyatın, yıldızı son dönemlerde parlayan yazarı George R. R. Martin'den bahsettikten sonra, bu türün gerçek yıldızı J. R. R. Tolkien'den - hele ki Bitmemiş Öyküler adlı kitabı İthaki Yayınları tarafından henüz yayımlanmışken - bahsetmemek olmaz. Evet, 'Orta Dünya'nın yaratıcısı Tolkien'in bitiremeden hayatını kaybettiği, oğlu Christopher Tolkien tarafından yayına hazırlanan ve tam adı Numenor ve Orta Dünya Üzerine Bitmemiş Öyküler olan kitabı Türkiyeli edebiyatseverlerle buluştu. Tolkien'in Bitmemiş Öyküler'i Orta Dünya'nın Birinci Çağı ile Yüzük Savaşı'nın sona erişi arasındaki süreçten kesitler sunan birçok öyküyü barındırıyor. Tolkien, 1955'de Yüzüklerin Efendisi 'nin ekler bölümünü kaleme aldığı sırada "Kitabımı sadece bir 'kahramanlık ve macera' romanı olarak algılayacak ve içerdiği 'açıklığa kavuşmamış kimi olay dizilerini' edebi akışın doğal bir parçası olarak görecek çoğu okurumun bu eklerin üzerinde durmayıp onları es geçeceği şüphe götürmez," diyordu. Fakat oğlu Christopher tarafından yayına hazırlanan Bitmemiş Öyküler'in çoğu Yüzüklerin Efendisi hayranına ilaç gibi geleceği de kesin. Çünkü kitapta Gandalf'ın, cüceleri Hobbit'lerin yaşadığı Çıkın Çıkmazı'ndaki toplantıya nasıl gönderdiğinden, Numenor hakkındaki tek öyküye kadar, Orta Dünya'yı ve onu meydana getiren dilleri, efsaneleri ve politik unsurları anlatan birçok öykü var. Bunlar, Tolkien'in 'açıklığa kavuşmamış kimi olay dizileri' olarak tanımladığı 'boşlukları' merak edenler için birebir.