Geçtiğimiz günlerde; en çok kimin kafasını şişiriyorum, kime dertlenip ilk heyecanımı kiminle paylaşıyorum diye düşündüm. Akşamları gittiğim Ulus 29'un barındaki barmenle mi, yoksa saçımı tırnağımı emanet ettiğim berberimle mi? Erkek adam, barmenle genelde kederli zamanında muhabbet eder. Sevgilin terk eder; birkaç duble içmek için mahallenin barının yolunu tutarsın. Evdeki anne-babaya kızarsın, patronla kapışırsın yine soluğu bar taburesinin üzerinde alırsın. Barmen dinler seni, yol gösterir, hayatın ne kadar kısa ve basit olduğunu hatırlatır; 'boşver kafası'na geçiş yaparsın. Bir diğeri de, berber muhabbetidir. O daha sıcak, daha cana yakındır. Siyasetten girersin, futboldan çıkarsın. En büyük sırdaştır, adamakıllı bir muhabbet döner, rahatlarsın. İlk randevuya, iş toplantısına, kutlama yemeğine hazırlar seni; mis gibi kafayı cilalar, yollar berber abin. Hem yenilenirsin, hem dinlenirsin. Hele ki bizim Atilla'nınki gibi tam teşekküllü ise dükkan; kadınların kuaförde geçirdiği saatleri daha net anlarsın. Bugünlerde kadınların kuaför keyfine erkekler rakip; benden söylemesi…