Eskiler, çok zengin birinden söz ederken hafif de alaya alarak, "Vallahi parayı ne yapacağını bilmiyor. Sabah kahvaltısını Paris'te, öğlen yemeğini Londra'da akşama da Allah kerim" derlerdi. Görgüsüzlük çok ayıptı, aile meclislerinde böyle dalgaya alınmak vardı...
Bir dünya imparatorluğunun mirasçısıydık, görgü, kültür, birikim nesilden nesile aktarılırdı...
Ama o zamanlar her şey farklıydı, dünya daha küreselleşmemişti, iletişim, bilişim böyle alıp başını gitmemişti...
1970'lere kadar tatil kavramı çok dar bir kesimin işiydi, sonra turizm büyüdü ve ekonominin en büyük kalemi oldu. 30 milyon turist ağırlayan Türkiye'nin bu sayının da üstünde vatandaşı gerek yurt dışı gerekse yurt içinde tatil yapıyor... Tabii ki ekonominin iyileşmesi de turizmin motoru olmuştur...
İç turizmin en dinamik güzergâhı olan İstanbul, Bandırma ve Bursa bağlantılı deniz otobüslerine yeni bir rakip geldi. Geçen yazdan beri süren tartışmanın sonuca bağlandığı görülüyor. İDO özelleştirildikten sonra büyük eleştiriler almış ve sonra kısmi iyileştirmeler yapmıştı. Son gelen haberler İDO'nun rakibi olan Bursa Belediyesi'nin kuruluşu BUDO'nun en geç 25 Ocak'ta seferlere başlayacağı bildiriliyor. Gerekli izinleri alan BUDO 370 kişilik kapasiteye sahip olan iki gemiyle yola çıkıyor. Bursa Belediye Başkanı Recep Altepe neden bu işe soyunduklarını şöyle açıklıyordu: "Ekmek üretmek belediyelerin işi değil ama sektörde dengeleyici olmak için ekmek üretiyorsa biz de bu sektöre dengeleyici unsur olmak için giriyoruz.
Vatandaşlarımızın uygun fiyatla konforlu bir şekilde ulaşımlarını sağlamalarını amaçlıyoruz."
Bu haberin üstüne Bursa Belediyesi bir hamle daha yaptı. Gemlik-İstanbul arasında deniz uçağı seferi başlatmaya karar verdi.
Şubatta başlayacak seferle iki ilin arası 16 dakikaya inecek...
Bir de yapımı süren ve iki yıl sonra açılması planlanan Körfez Geçişi'ni düşünürsek artık Marmara Bölgesi nerdeyse birbirine kuş uçusu kadar yakınlaşacak.
Artık ilerde Bursalı bir babanın, "Vallahi evde oturuyorduk, hanım 'hadi Piyer Loti'ye çıkalım bir çay içip Haliç'te güneşi batıralım' dedi, çok güzel oldu" diyebilir.
Ya da İstanbul'da canı İskender çeken biri öğlen yemeği için Bursa'da kendine ziyafet sofrası kurabilir...