Sene 1989'du. Dünyanın en büyük finans kuruluşlarından birinde, pazarlama müdürü olarak işe başlamıştım. Planlama, yazma, düzeltme ve pazarlamadan sorumluydum. En çok da, zihnimi harekete geçiren işlerden zevk alıyordum. Ama günlerim genelde toplantılarla geçiyordu. Ani kararların alındığı ve işlerin sürekli bölündüğü, zamanla yarışılan bir kurumda, düşünmek için zamana ihtiyacım vardı. İş yerinde bir gün, takım ruhu geliştirme maksatlı bir program kapsamında Myers-Briggs Type Indicator isimli karakter testini aldım. Teste göre içine kapanık biriymişim. Bu bir dezavantaj ya da rahatsızlık değildi, yalnızca kişiliğimin bir parçası ve güçlü ve zayıf yanları olan bir özellikti. İçe dönük kişilerin konuşmadan önce düşünme ihtiyacı hissettiklerini, dışa dönüklerinse konuşma sırasında düşündüklerini öğrendim. Ayrıca içe dönük kişileri tek kişilik aktivitelerin, dışa dönük kişileriyse sosyal aktivitelerin harekete geçirdiğini öğrendim. Genel olarak utangaç ya da sosyal ortamlarda gerilen biri olmasam da insanlarla vakit geçirmeyi ölçülü bir şekilde seviyorum. Ancak kendi başımayken düşüncelerime yoğunlaşabiliyorum. 12 yıl boyunca pek çok toplantıya katıldım. Başarılarımı kabullenmeyi ve pazarlamayı öğrendim, ki bunun için fazladan çabalamam gerekiyordu. Wall Street'teki kibir kültürü ile içe dönüklüğümden ve Amerikan toplumunda yetişmiş bir kız olmamdan kaynaklanan mütevazı karakterim arasında bir denge kurmak zorundaydım. Toplantılarda sesimi daha iyi duyurmaya başladım. Ama bir şeyin eksik olduğunu hissediyordum. Bir yönetici koçu tuttum ve ondan aldığım cesaretle izne ayrıldım. İlk birkaç ay uyudum ve yepyeni bir bakış açısıyla uyandım. Hafta sonları yerel bir kuruluşun üyelerine gönüllü olarak kariyer yardımı yapıyordum. Wall Street'te öğrendiğim mülakat ve iletişim kurma yetenekleri ve e-mail adabı gibi iş dünyasının farklı noktalarına değindik. Öğrencilerim bir şeyler öğreniyordu; hayatlarında bir fark yaratmıştım ve hepimiz eğleniyorduk. Ve bir gün, hayatımı bundan kazanabileceğimi fark ettim. İstifa ettim ve iş dünyasındaki içe dönük kişilerin başarılı olmalarına yardım eden bir iş iletişimi koçu ve yazar oldum. Bugün koçluk ettiğim insanların sorunlarını aşmalarına ve hedeflerine ulaşmalarına yardım ederken, dünyanın en mutlu insanı oluyorum. İçe dönük kişilerle paylaştığım sır şu: Kişilik özelliklerinizin ve önceliklerinizin farkına varın ve onlarla barışık olun. Peki, pazartesi işe gidince ne yapıyor bu insanlar? Toplantılara ve pazarlıklara iyice hazırlanıyorlar; önceden derinlemesine düşünüyorlar. Düşüncelerini yeniden toparlamak için de zaman planlaması yapıyorlar. Aynı zamanda fikirlerini paylaşabilecekleri güvenilir müttefikler ve sessiz başarılarından bahsedecek destekçiler buluyorlar.