Son zamanlarda birçok ürünün fiyatı düştü. Oysa "değer" dediğimiz şey, farklı şekiller alabiliyor. Kimileri daha ucuz ürünler ararken, kimileri ise bazı şeyler için daha fazla ödemeye hazır. Onlar kendilerini özel hissetmek istiyorlar. İşyerleri ise bu tip müşterileri kurtarıcı olarak görüyor. Örneğin, bazıları sıradan bir kanepe yerine yoğun el işçiliğinden geçmiş özel deri bir kanepeyi tercih ediyor olabilir. Amerikan mobilya mağazaları zinciri Restoration Hardware artık bu seçenekleri sunuyor. Mağaza, Batı Avrupa ve Amerika antikalarının kopyalarını el yapımı olarak üretiyor ve bunlardan seçkin, pahalı bir ürün çizgisi yaratıyor. Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Gary Friedman, Times gazetesine, "Ekonominin altüst olmasıyla birçok perakendeci düşük gelir grubuna yöneldi. Fakat biz ters yönde gitmeye karar verdik" diyor. Durgunluğun tam ortasında on milyonlarca dolarlık projelere yatırım yapan Saks Fifth Avenue mağazası da aynı şekilde hareket ediyor. Saks, 7 bin dolarlık el yapımı takım elbiseleri ve bin 195 dolarlık pantolonlarıyla İtalyan lüks erkek giyim markası Kiton'un satıldığı bir butik açtı. Saks'ın Başkanı ve satıştan sorumlu yöneticisi Ronald L. Frasch, Times'a, "Şık olmak isteyen erkeklerin hâlâ var olduğunu düşünüyorum" diyor. Her gelir düzeyinde görülen "kişiye özel ürün" çılgınlığına bakılırsa, haklı olabilir Frasch. Nitekim Times'dan David Colman, insanların "sanatını bilen birinin elinde çıkma özel şeyler" istediklerini yazıyor. Kişiye özel ürün modası, son zamanlarda bir hayli yaygınlaştı. Times'a göre artık isteğe göre harmanlanan kokular, tasarımını kendinizin yaptığı frak gömlekler ve özelliklerini sizin belirlediğiniz saatler var. Aynısı hobileriniz için de geçerli. Sörf tahtaları, spor ayakkabıları ve bisikletler de kişiye özel yapılabiliyor. Üstelik mağazalar artık sadece ürün koleksiyonları satmıyor, ürünlerinin küratörlüğünü de yapıyor. Times'tan Alex Williams "küratörlük" sözcüğünün seçip beğenmeyle ilgili her etkinliğe uyarlanır hale geldiğini ve estetik düşünenler arasında bunun çok moda olduğunu ifade ediyor. Büyük mağazalar, küratörlüğünü özel konukların yaptığı dükkânlar açıyor. Gece kulüplerindeki müziklerden, şarap evlerindeki şaraplara kadar her şey özenle seçiliyor. Böylece ürünlerinin ne kadar benzersiz olduğu vurgulanıyor. Times'a açıklama yapan Manhattan Enstitüsü'nün kıdemli üyelerinden dilbilimci John H. McWhorter, bunu "kendini önemsemenin masum bir yolu" olarak niteliyor. Havacılık sektörü de işte bu psikolojiye güveniyor. Daha fazla avantaj ve pohpohlamayla müşterilerin kendilerini özel hissetmeleri ve daha fazla uçağa binmeleri hedefleniyor. Times'a göre Kore Havayolları, uçaklarını lüks koltuklarla donatmak, ses-görüntü sistemlerini güçlendirmek ve organik yiyecekler sunmak için 200 milyon dolar harcıyor. Hong Konglu Cathay Pacific de uçaklarında yeni kabinlere yer vermeyi ve Kuala Lumpur havaalanında bir business-class bekleme salonu açmayı tasarlıyor. Dolayısıyla ister daha ferah bir uçak koltuğu olsun, ister ısmarlama bir ceket, her biri insana kendini önemli hissettirebiliyor. Saks'ın Başkan Yardımcısı Tom Ott, "Müşteri sonuçta kendine değer katan bir şey arıyor. Bu değer de sadece fiyata bağlı değildir" diyor. ANITA PATIL