NELSPRUIT, Güney Afrika- Güney Afrika Haziran ayında Dünya Futbol Şampiyonasına ev sahipliği yapacak. 64 maçtan sadece 4 tanesinin Nelspruit'te oynanacak olmasına rağmen, turnuva için buraya 137 milyon dolarlık bir stadyum inşa edildi. Arena'nın zürafa şeklinde 18 çelik turuncu direği, göklere yükseliyor. Futbolun en önemli şampiyonasına ev sahipliği yapmanın gururunu taşıyan bölge sakinleri, aynı zamanda bir şeyi merak ediyor. Birçoğunun evinde elektrik ya da tuvalet bulunmazken ve hâlâ kirli su birikintilerinden kovalarla eve su taşırken, 46 bin kişilik stadyum için para nasıl bulunuyor? 2010 Dünya Kupası, Güney Afrika'nın kendisini dünyaya tanıtması anlamına geliyor: Modern, ticari, turistik ve demokratik idealleri olan başarılı bir ülke. Bu, Afrika'da düzenlenen ilk turnuva olacak. Eski Devlet Başkanı Thabo Mbeki, şampiyonanın tüm kıtada yaratacağı özgüvenin, "Cape Town'dan Kahire'ye dalgalar halinde yayılacağını" söylemişti. Böylesi bir böbürlenmenin aslında haklı çıkma olasılığı var. Güney Afrika şimdiye kadar stadyumlar, yollar, havaalanları ve diğer projeler için 6 milyar dolar harcadı. Ancak Nelspruit'in ev sahipliği yapacağı turnuva, altı saat boyunca ülkenin en kötü taraflarını gösterecek. Bazı ekonomistler tarafından gelir dengesizliğinin en uç olduğu ülke olarak gösterilen Güney Afrika'da rüşvet bir salgın haline gelmiş durumda ve sömürülenler sık sık ayaklanıyor. Simon Magagula, oyukların her yağmurda daha da derinleştiği tozlu bir yola açılan bir evde yaşıyor. Evi yeni stadyuma çok yakın. "Bu tesisten yararlanacak olanlar zaten ellerinde her türlü imkânı olan zenginler" diye konuşuyor kızgınlıktan ziyade bıkkınlık içinde. Gerçekten de para ile gücün kesiştiği noktada toplanan rüşvetçileri cezbeden stadyum projesiyle, bölgeye bol bol para geldi. Halefi görevden alındıktan sonra 2008 sonlarına acil olarak atanan Nelspruit Belediye Başkanı Lassy Chiwayo, "Saklamaya çalışmanın bir anlamı yok. Yerel yönetim, özellikle Dünya Kupası çerçevesinde tamamen çöktü" diyor. Bağımsız araştırmacılar, milyonlarca doların kötüye kullanıldığını ortaya çıkardı. Son raporlarında, eski belediye yönetimi ve stadyum projesini yürüten üç firmanın yöneticilerine karşı adli kavuşturma talebinde bulunuldu. Ülkenin doğusunda yer alan 600 bin nüfusluk Nelspruit bölgesi, Güney Afrika iktidar partisi Afrika Ulusal Kongresi'nin (ANC) içindeki farklı gruplar arasında yıllardır süren çatışmaların odak noktası oldu. Rakip gruplar iktidar gücünü paylaşmak konusunda anlaşamıyorlar. Bölgede cinayet bir taktik olarak kullanılıyor. Geçtiğimiz ay, Güney Afrika gazeteleri ölüm listeleri yayınladı. Listelerden birisi vurulacak insanları, diğeri zehirlenecek olanları içeriyordu. Belediye Başkanı Chiwayo'nun adı her iki listede de bulunuyordu. Chiwayo bu listelerin hakiki olup olmadığına emin olmadığını söylerken, görevli memurlardan birkaçının şüpheli bir şekilde öldüğünü söylüyor. Kendi partisi için "Korkarım açgözlü akılsızlar ANC'nin ruhunu kemirdi" diye konuşuyor. 2009'un ocak ayında Belediye Meclisi Sözcüsü Jimmy Mohlala, evinin önünde vuruldu. Mohlala, stadyum anlaşmalarıyla ilgili olarak bir süredir kanıt topladığını ve yolsuzluklara adı karışanların isimlerini açıklayacağını söylemişti. Stadyumun üstüne inşa edildiği arazinin satın alınması ise oldukça usulsüz bir şekilde yapıldı. Yerel yönetim, yerlilerle atalarından kalan arazinin 70 hektarı için 1 rand (17 cent) ödemek konusunda anlaştı. İtirazlar sonucu mahkemeye giden anlaşma iptal edildi. Hâkim, anlaşmayı yerlileri incik boncukla kandırmaya çalışan kolonicilerin yaptığı sahtekârlıklara benzetti. Daha sonra yerliler yeni bir anlaşma ile arazinin satışından 1 milyon dolar kazandılar. Davaya bakan avukat Richard Spor, "Bu, sahtekârlık ve iki yüzlülükten başka bir şey değildi" diyor ve ekliyor: "Peki, Dünya Kupası'ndan sonra elimizde ne kalacak? Stadyumu kullanacak hiçbir takım yok. Artık politikacılar konuşma yaparken orayı kullanır." İki okul, John Mdluli İlkokulu ve Cyril Clark Lisesi, satın alınan toprakların üzerinde bulunuyordu. Bu okullar 2007'de buldozerlerle yıkıldı ve öğrenciler rutubetli ve havasız prefabrik sınıflara taşındılar. Öğrenciler ve aileleri sürekli protesto gösterileri düzenliyor. Sokaklara barikatlar kurdular. Bir seferinde bir polis arabasını ateşe verdiler. Polis göstericileri plastik mermi kullanarak dağıttı. Yıkılan okulun yerine yenisinin yapılması için inşaat bu yıl başladı. Yeni stadyumun yakınlarında yaşayan Magagula, "Okul problemi ve iş ihtiyacı bizi öfkelendirdi" diyor. "Bazıları stadyumda çalıştırılmak üzere işe alındı ancak yeterli olmadı. Bize daha iyi bir yaşam sözü verildi ancak nasıl yaşadığımıza bir bakın. İçtiğimiz suyu bardağa koyarsanız, içinde hareket eden şeyler görürsünüz" diye ekliyor.