NEW DELHI - Sadhvi Konchada geçenlerde beşinci ve son lise bitirme sınavına girdi. Sinirliydi, tecrübesiz olmasa bile Ocak'tan bu yana hali hazırda 11 lise bitirme, bitirme öncesi ve bitirme öncesinin öncesi sınavlarına girdi, daha da girecekleri var. Üniversiteye girene kadar Sadhvi 22 sınava girmiş olacak. 17 yaşındaki lise son sınıf öğrencisi Sadhvi'nin günlük özel dersleri var, sürekli çalışıyor ve programını çok aşırı buluyor. Ancak onun başına gelenler çok yaygın. Yaşadığı orta sınıf apartmanlarda sınav, lise öğrencilerinin aileleri için bir takıntı. Anne ve babalar sınav puanları ile ilgili dedikodu yapıyor, sınavlarla ilgili dert yanıyor ve çocukların sınavları geçmeleri için dua ediyorlar. Özel öğretmenler deneme sınavı sonuçlarını açıklıyor ve aileleri kendi çocuklarının puanını diğerlerininkilerle kıyaslayan mesajlarla bilgilendiriyorlar. Öğrenciler aylar boyu endişe içinde sınavlara hazırlanıyor. 10'uncu öğrencisi ve sınavlara hazırlanan bir kızı olan Jaya Samaddar isimli anne, "Onları baskı altında tutmamız gerekiyor. Başka bir şansımız yok" diyor. Hindistan'ın genç nüfusu genellikle "demografik avantajı" olarak adlandırılıyor. Ancak orta sınıf büyüdükçe ülkenin yüksek eğitim sistemindeki sınırlı kontenjan için kıyasıya rekabet de bir o kadar artıyor. Lise son sınıfı öğrencileri okuldan mezun olabilmek için okul bitirme sınavlarına girmek zorunda. Ancak bu sınavlar aynı zamanda birçok üniversitede, özellikle beşeri bilimler alanında, birçok programa başvuran öğrenciler için üniversite yetenek sınavlarının muadili niteliğinde. Ancak bazı üniversitelere, özellikle mühendislik gibi teknik bölümlere başvuran öğrenciler ayrı sınavlara girmek zorundalar. Üniversiteye giriş büyük ölçüde lise bitirme sınavları ve giriş sınavlarına bağlı olduğundan dolayı sınav dönemi, hem öğrenciler hem de aileleri için dayanılmaz derecede sıkıntılı bir döneme dönüştü. Baskı o kadar yoğun ki, Yeni Delhi'deki önde gelen diyabet kliniği sınav döneminde, stresten dolayı tansiyonları ve kan şekeri yükselen anne babalarla dolup taşıyor. Yeni Delhi'de 18 yaşındaki bir öğrenci geçenlerde 12'nci sınıf sınavları iyi geçmediği için arkasında bir veda mektubu bırakarak kendini havalandırma pervanesine astı. Hintli öğrenciler yurtdışında önemli başarılar elde ederken, ülkenin eğitim sistemi liseden önce okulu bırakan on milyonlarca öğrenci ve iyi finanse edilmeyen az sayıdaki üniversite için birbirleriyle yarışan liseyi bitiren azınlık için tam bir hayal kırıklığı. Eğitim Bakanı Kapi l Sibal, "Üniversite'ye gidemeyen 150 hatta 160 milyon çocuk var. Onların durumu 10 veya 15 yıl sonra ne olacak?" diye soruyor. "Demografik avantaj, demografik bir felakete dönüşecek" diyor. Kongre Partisi liderliğindeki hükümet eğitim reformuna odaklanmış durumda. Önümüzdeki on yıl içinde 40 milyon ilave öğrencinin okuma çağına geleceği düşünülürse, en önemli sorunlardan birisi kaliteli okulların sayısının hâlâ çok sınırlı olması. Bu da, özellikle önde gelen bilim enstitüsü, Hindistan Teknoloji Enstitüsü (I.I.T.) gibi seçkin üniversitelere girebilmek için büyük bir rekabet yaratıyor. 2008 yılında 320 bin öğrenci enstitünün 8 bin kişilik kontenjanında yer bulabilmek için yarıştı. Aileler hem alınacak düşük bir puanın çocuklarının geleceğini kötü yönde etkileyeceği endişeleniyor hem de sosyal statü açısından baktıkları için çocuklarının yüksek puan almasını istiyorlar. Samaddar, "Çocukların sınavlarda aldıkları puanlar bir statü sembolü haline geldi" diyor. "Eğer bu günlerde bir partiye gidersek herkes bana 'Çocuğun nasıl?' diye soruyor. Kimse sağlığımla ilgilenmiyor. Sorulan soru 'Çocuğunuzun akademik statüsü nedir?' oluyor." Kızı Meetali, mühendislik okumak istiyor ancak okulunun bilim bölümünde devam edebilmesi için 10'uncu sınıf sınavlarından iyi bir puan alması gerekiyor. Samaddar kızının aylardır sinemaya gitmediğini söylüyor. "Bazen telefonda arkadaşına, 'Uyu artık, uyu artık, uyu artık. Yarın üç tane sınav var' dediğini duyuyorum. Çok kötü hissediyorum kendimi" diyor.