KABİL, Afganistan - Cumhurbaşkanı Hamid Karzai bir süre önce, hükümeti adına savaşan NATO ülkelerine yönelik açıklamalarını daha da sertleştirdi. Bu durum Batı ülkelerine, hareket imkânlarının ne kadar sınırlı olduğunu gösterdi. Çoğu uzmana göre, Karzai'yi Batı çıkarlarına zarar vermeden dizginlemek veya onu cezalandırmak için ufukta çok fazla elverişli seçenek yok. Diplomatlar ve Afganistan uzmanları, şimdilik Karzai'ye muhtaç olduklarını söylüyor. Kabil'de görev yapan ve bölgeyi iyi tanıyan Batılı bir diplomat, "Siyasi durum gittikçe kötüleşiyor. Karzai'nin durumu da sallantıda" diyor. Batı ile Karzai arasındaki gerilim, 1 Nisan günü kamuoyunun önünde alevlendi. Karzai o gün, Batıyı ve Birleşmiş Milletleri geçen Ağustosta yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde hile yapmakla suçladı. Ayrıca Batılı ülkelerin oluşturduğu askeri koalisyonun, giderek bir işgal gücüne dönüştüğünü ve bu durumun isyancılara "ulusal direniş" meşruiyeti sağladığını da belirtti. Ertesi gün Hillary Cinton'la yatıştırıcı bir telefon görüşmesi yapmasına rağmen, Karzai'nin yorumları o günden beri aradaki uyumsuzluğu daha da artırdı. Karzai 3 Nisanda, çoğunluğu kendisini destekleyen yaklaşık 60 milletvekiliyle görüşerek, yeni seçim yasası hakkında getirdiği teklifi reddettikleri için onları azarladı. Teklif Karzai'ye, Seçim Şikâyetleri Komisyonu'nun bütün üyelerini tek başına atama yetkisi verecekti. Oysa şu anda bu üyeler BM, Afganistan Yüksek Mahkemesi ve Afganistan Bağımsız İnsan Hakları Komisyonu tarafından atanıyor. Seçim hilelerini tespit eden Seçim Şikâyetleri Komisyonu, Karzai'yi cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki kesin zaferinden mahrum bırakmıştı. Toplantıya katılan ancak isminin açıklanmasını istemeyen bir milletvekili, Karzai'nin görüşme sırasında Batıya dair eleştirilerinin dozunu artırdığını söylüyor. Milletvekiline göre Karzai, "Eğer sizler ve uluslararası toplum beni daha fazla sıkıştırırsanız, yemin ediyorum ki Taliban'a katılırım" demiş. Ertesi gün konuyla ilgili yorum almak için aranan Karzai'nin sözcüsü Vahid Ömer'e ulaşılamadı. Karzai, 4 Nisanda Kandahar'da, yerel aşiretlerin ileri gelenleriyle görüştü. Onlara koalisyon kuvvetlerinin gelecek aylarda yapacağı askeri operasyonlarda kendilerine danışılacağı konusunda söz verdi. Karzai, "Bu operasyona dair kaygılarınız olduğunu biliyorum. Siz kabul etmedikçe operasyon olmayacak" dedi. Diplomatlar, Afganistan uzmanları ve sıradan vatandaşlarla yapılan söyleşiler, ABD'nin ve diğer Batılı ülkelerin önünde üç seçenek olduğunu gösteriyor. Bunlar sırasıyla, askerleri geri çekme tehdidi savurmak veya gerçekten geri çekmek, şu ana kadar pek sonuç vermeyen diplomasiyi kullanmak veya halkın hükümete daha geniş ölçüde katılımını sağlamak. Dış İlişkiler Konseyi'nde kıdemli araştırmacı olan Stephen Biddle, askerleri geri çekme tehdidini "nükleer caydırıcılık seçeneği" olarak adlandırıyor. Ona göre, ABD'yi ve Batılı ülkeleri böyle bir tehditten sonra istedikleri yerine getirilmezse çekilmek durumunda kalır ve istikrarlı bir Afganistan'ın sağlayacağı stratejik çıkarları tehlikeye atar. Daha geniş katılımlı bir hükümetin önünde de yapısal engeller var. ABD Barış Enstitüsü'nde Afganistan uzmanı olan Alex Thier, "Afganistan'da ideal bir seçenek yok. Büyük bir değişiklik olmadığı sürece, Karzai önümüzdeki beş yıl boyunca Afganistan cumhurbaşkanı olarak kalmaya devam edecek" diyor. Vardak Vilayeti'nden Mehram Ali, hafta sonunda Kabil'de alışveriş yaparken bir kaygısını dile getiriyordu. Ali, "Şu anda ülkemizde istikrarı ve barışı sağlamak için yabancı askerlere gerçekten ihtiyaç var. Yabancılar ülkeyi terk ederse, Afganistan halkı dört bir yandan sorunlarla karşılaşacak. Afganistan on yıl öncesine dönecek ve Taliban yönetimi yeniden kurulacak" yorumunda bulundu. Diplomatlar, şimdilik Afganistan Cumhurbaşkanıyla çalışmaya mecbur olduklarını itiraf ediyor.