Başarısı kişisel olarak bir daha ortalıkta görünmeme kararından dolayı artan ilk tasarımcı Thierry Mugler olabilir. Fransız parfüm firması Clarins 1997'den beri Mugler'in isim hakkına sahip. Firma, Mugler'in fütürist, güçlü ama seksi kadın tasarımı markasını zarardan dolayı 2003'te kapatmıştı. O tarihten sonra bir anda yok olan Mugler, 4 yıl sonra tanınmayacak bir şekilde ortaya tekrar çıktı. Bu süre zarfında büyük bir değişim geçiren Mugler, estetik cerrahi, özel diyetler, ağır egzersizler ve dövmelerle fiziksel görüntüsünü tamamen değiştirmişti. Mugler da esas amacının tanınmamak olduğunu söylüyor. Yaptıklarınızın sürekli hatırlatılmasını istemezsiniz. Bu çok rahatsız edici bir şey" diyor. Abartılı takım elbiseler, deri maskeler ve robot zırhları içeren koleksiyonu, kadınları meta olarak gören fanteziler içerdiği gerekçesiyle 1980'lerde büyük oranla kabul görmedi. Mugler büyük magazin dergilerinin editörleri ve eleştirmenler tarafından takdir edilmediğini düşünmesine rağmen, etkisi şaşırtıcı bir şekilde kalıcı oldu. Keskin, vücut hatlarını ön plana çıkaran fütürist tarzındaki tasarımlarının benzerleri şu anda moda dünyasında görülebiliyor. Bu yarattığı tasarımların zamanın ilerisinde olduğunu düşündürüyor. 1992 motosiklet büstiyeri (göğüs seviyesinden çıkan gidonlu büstiyer) 2008 yılının New York Metropolitan Sanat Müzesi Kostüm Enstitüsü'ndeki "Superheroes" (Süper Kahramanlar) isimli serginin en başarılı parçasıydı. Bu sergiyi ziyaret eden Beyoncé, geçen yıl düzenlediği konser turnesinde giyeceği kıyafetlerin tasarımı için onunla anlaştı. "Bu bir tür fikirlerimin doğrulanması gibiydi. Eskiden benim seks mağazaları için çalıştığımı söylerlerdi" diyor. Etkisi Clarins'le yaptığı anlaşma kapsamında parfüm dünyasına da yayılmış durumda. 1992 yılında piyasaya çıkan Angel ve 2005'te çıkan Alien'den gelen yıllık gelir yaklaşık 280 milyon dolar. Bu ay Paris'te tanıtımı yapılan 3'üncü parfümün ise yıllık 80 milyon dolarlık bir satışı tutturması bekleniyor. Womanity isimli yeni kokusu, tüm kadınlar arasında var olan metafiziksel bağı çağrıştıran bir anlama sahip. Parfümün ismi gibi cüretkâr bir kokusu var. İncir ve havyar karışımı ağdalı bir karışıma sahip. Mugler'in kokuları da fikirleri gibi kutuplaşma yaratıyor. Ya seviyorsunuz ya da nefret ediyorsunuz. Womanity için Yeni Dalga sinema tarzında siyah beyaz bir reklam filmi çekti. Filmde gerçeküstü bir ortamda gezinen kadınlar, gözü bağlı bir sfenks, üzerine "SHE" yazısı karalanmış bir yolcu gemisi ve birbirlerine kendi yüzlerinin maskesini veren kadınların olduğu sahneler gösteriliyor. "Bence insanlar gittikçe daha fazla kayboluyorlar. Bir bağa ihtiyaçları var" diyor. Christophe de Lataillade son 23 yıldır Mugler'la çalışıyor. Başlarda onun asistanı olan Lataillade, şimdilerde Paris'te Thierry Mugler parfümlerinin yaratıcı yönetmenliğini yapıyor. Lataillade, Mugler'ın arzularını ve ruh halini en iyi tahmin edebilen kişi. Lataillade, "Geçmişte yaptığı değişikliklerden sonra biraz kafam karışmıştı. Ancak o başka bir kişiliğe bürünmek istemişti" diyor. Mugler 1960'larda Paris'e geldiğinde, çok yakışıklı, zarif, esnek bir baletti. Bugün 61 yaşında ve kasları o kadar şişkin ki doğal hareket etmesini engelliyorlar gibi görünüyor. Geçirdiği dönüşümünün gerçekten bilinçli bir karar olduğunu söylüyor. Moda tarzının kadınları egzotik kuşlara veya orman kaplanlarına benzeterek vahşi hayvanların podyumda dolaştığı izlenimi vermek olduğunu söylüyor. Bu yolla insanları şok etme yeteneği elinden alınınca, kendi görünüşünü değiştirmeye başlamış. "Modayı bırakmamın nedeni hayatımı her zaman dizlerimin üzerinde diğer insanları daha heyecanlı ve daha inanılmaz yaparak geçirmekten bıkmamdı" diyor. "Modayı kendimi olabildiğince fazla ifade edebilme için kullandım. Ancak bir noktada yeterli olmamaya başladı."
