İsrail çok bekledi ama Gazze'ye giden yardım gemisine yaptığı feci saldırıyla ilgili Birleşmiş Milletler'in öncülüğünde yürütülecek soruşturmaya destek vereceğini açıklayarak doğru kararı verdi. Ancak şeffaf ve güvenilir bir inceleme, olayın ardından ortaya çıkan öfkeyi yatıştırabilir ve İsrail ve Türkiye arasındaki zedelenen bağları onarmaya başlayabilir. Türkiye, 31 Mayıs'ta filoya yapılan saldırıda sekiz Türkün ve bir Türk asıllı Amerikalının öldürülmesine haklı olarak öfkeli. İsrail, askerlerinin nefsi müdafaa yaptığını ve filodakilerin Türkiye'nin desteklediği, olay çıkarmayı amaçlayan radikal eylemciler tarafından organize edildiğini iddia ediyor. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, BM ile işbirliği yapmaya direndikten sonra, "İsrail'in saklayacağı hiçbir şey yok" ve "Filo olayıyla ilgili gerçeklerin dünyaya duyurulması, İsrail'in çıkarınadır" diyerek sağduyulu bir davranış sergiledi. Türkiye de soruşturmayı olumlu karşıladı ve işbirliği yapacağını söyledi. Bu, Birleşmiş Milletler'in düşmanları tarafından bazen kendisine karşı kullandığı İsrail için büyük bir gelişme. Dört üyeli soruşturma paneli, Yeni Zelanda'nın eski başbakanlarından Geoffrey Palmer, Kolombiya'nın görevi yakın zamanda sona erecek Devlet Başkanı Alvaro Uribe ve saygın ve dürüst bir sonuca ulaşmak konusunda kararlı olmaları gereken bir Türk ve İsrailliden oluşacak. Ne yazık ki panelin yetkilerinin, Güvenlik Konseyi'nin 1 Haziran'daki "ivedi, tarafsız, güvenilir ve uluslararası standartlara uyan şeffaf bir komisyon" çağrısını yerine getirecek kadar geniş olup olmadığı belli değil. Bir BM sözcüsü, panelin "olayın gerçekleri, koşulları ve bağlamı" ile ilgili bulgular elde edeceğini söyledi. Ama ABD Büyükelçisi Susan Rice, İsrail ve Türkiye'nin ayrı ayrı yürüttüğü soruşturmaların sonuçlarını alarak gelecekteki olayları önlemeye odaklanan daha dar bir yetki alanı tarif etti. Panelin, yetkilileri sorguya çekme veya kendi araştırmasını yapma yetkisi olmayacak. Ama İsrail ve Türk yetkililerinden ek bilgi talep edebilecek. Filoya yapılan saldırıdan sonra, İsrail ve Türkiye'nin karşılıklı savurdukları tehditler radikallerin ekmeğine yağ sürdü ve hatta ikili bağlar kopma noktasına geldi. Söylemlerini yumuşatmaları ve olayı geride bırakmanın yollarını aramaları rahatlatıcı bir gelişme. BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon ve ABD bu uzlaşma için çok çalıştı. Soruşturmanın siyasileştirilmemesini ve 31 Mayıs'ta olanlarla ilgili her şeyi ortaya çıkmasını sağlamak için aynı oranda çaba göstermeliler ki olay tekrarlanmasın.