5 Mayıs günü 750 militan, günbatımının hemen ardından Doktor Havva Abdi'nin hastanesini kuşattı. Havva Ana olarak bilinen doktor, silah seslerini duyunca camdan dışarı baktı ve gelenlerin sayıca çok üstün olduğunu gördü. Silahlı adamlar, "Neden bu hastaneyi yönetiyorsun? Yaşlısın. Üstelik kadınsın" dedi. 63 yaşındaki Havva Ana'nın bölgedeki eğitimli doktorlardan birisi olduğunu ve arazisinde kurduğu hastane, okul ve beslenme programının, çoğunluğu umutsuz mültecilerden oluşan yaklaşık 100 bin kişiye hizmet ettiğini umursamıyorlardı. Militanların komutanları Abdi'yi silah tehdidiyle saatlerce alıkoyarken, emrindekiler (çoğunluğu 15-16 yaşındaki genç erkekler) hastaneyi yağmaladı, anestezi makinelerine ateş etti, camları kırdı ve kayıtları yırtıp attı. Abdi, "Silahlı adamlara, hastanemi terk etmeyeceğimi söyledim. Onlara 'Öleceksem halkımla ve şerefimle ölürüm' dedim" diye anlatıyor. Somali'deki en korkulan militan grubun üyesi olan silahlı adamlar, sonraki beş gün boyunca Abdi'yi ev hapsinde tuttu, hastaneyi kapattı ve aileleri çalılık araziye kaçan, yetersiz beslenmiş 24 çocuğun ölümüne neden oldu. Derken olağanüstü bir şey yaşandı. Abdi'nin arazisindeki mülteci kampında bulunan yüzlerce kadın, durumu protesto etti. Yurtdışındaki Somalililerden de çok sayıda kınama gelince, militanlar mecburen geri adım attı. Somali 20 yıldır iç savaş yaşıyor. Ülkenin büyük bölümü gibi sağlık sistemi de çöktü. Ancak Abdi yıllardır direniyor. Kendisi gibi doktor olan kızlarıyla birlikte, aslında küçük bir şehri yönetiyor. Ayrıca sahip olduğu arazide çiftlik kurmaları için aileleri örgütleyen doktor, kamptakileri beslemeye yardımcı olmak amacıyla balıkçı tekneleri getirtmiş. "Onuncu Paralel" adlı kitabında kamp hakkında yazan Eliza Griswold, "Havva ve kızları, savaşın acımasız kargaşası içinde bir şifa kenti kurdu" diyor. Abdi tüm dünyada takdir ediliyor. Abdi, kızları Emine ve Deka ile birlikte, Amerikan dergisi Glamour tarafından 2010 Yılın Kadını ödülüne layık görüldü. Dergi onu "Rahibe Teresa ile Rambo'nun bir karışımı" olarak tarif etti. Abdi kısa süre önce, beynindeki iyi huylu tümörü aldırdı. Şimdi daha iyi olduğunu ama yorulduğunu belirtiyor. Çalışmaları hâlâ sürüyor. Birkaç ay içinde ülkeye geri dönmeyi planlayan Abdi, "Kendimi kurtarmak için kaçamam" diyor. Abdi, Somali'de imkanlar bulabilen farklı bir kuşağa mensup. 17 yaşındayken, Ukrayna'nın Kiev şehrinde kadın hastalıkları üzerine tıp eğitimi almak için burs kazandı. 91 Somalili öğrenci arasındaki tek kız oydu. Abdi'nin doktor olma rüyası 12 yaşındayken, annesinin doğum yaparken öldüğünü görmesiyle başlamış. Abdi, "Tek bir annenin daha çaresizlik içinde ölmemesi için ileride insanların hayatını kurtarabileceğimi düşünmeye ve hayal etmeye başladım" diyor. Eğitimin ardından Somali'ye geri dönüp devlet hastanelerinde çalışmış. Evlenmiş ve ikisi kız biri erkek üç çocuğu olmuş ama oğlunu 2005'teki bir trafik kazasında kaybetmiş. 1983'te aile arazisinde tek odalı bir klinik açıp göçebe kadınlara doğum yaptırmaya başlamış. Abdi, Somali'nin o dönemdeki devlet başkanı Muhammed Siad Barre'nin kendisine şahsen izin verdiğini belirtiyor. Bu tek odalı klinik zamanla büyüdü. Bugün Havva Abdi Hastanesi'nde 400 yatak, üç ameliyathane, 6 doktor, 43 hemşire ve 800 öğrenci kapasiteli bir okul ile bir yaşam boyu eğitim merkezi var. Abdi, sezaryenden mermi parçalarını cımbızla çıkarmaya kadar bütün cerrahi işlemleri yıllarca kendisi yapmış. Ancak saldırının yol açtığı tahribat yüzünden ameliyatlar durmuş. Elindeki çok kısıtlı araç gereç ve ilaçlarla her gün kızamık, sıtma, ishal, verem ve özellikle hayati tehlike oluşturan yetersiz beslenme vakalarıyla uğraşıyor. İki katlı hastanenin çevresinde, yıllar içinde gerçek bir şehir oluştu. Plastik örtüler ve çıtalarla yapılan balon biçimli evlerde, 90 bin mülteci yaşıyor. Burası Güney Somali'de bulunan az sayıdaki güvenli yerden birisi olarak görülüyor. Bağışlarla desteklenen tıbbi tedavi ücretsiz. Bu sığınakta bir grup güvenlik görevlisi ve birkaç önemli kural var. Kurallardan biri şu: Hiçbir erkek, karısını dövemez. Arazide hapishane olarak da kullanılan bir depo bile var. Kısa süre önce doğum yapan 50 yaşındaki Hakime Muhamud'un yakın zamanda getirdiği ufak, yetersiz beslenmiş bebek hemen tüple beslenmeye başlandı. Kızının hayatının kurtarılmasına ve üstelik para istenmemesine şaşıran Hakime, "Hayatım boyunca bedava ilaç veren ve ücret almayan bir hastane görmedim. Havva Abdi Hastanesi'nin hakkını nasıl ödeyebilirim bilmiyorum" diyor.