ABD Adalet Bakanlığı, adına "11 Eylül sonrası tepki" diyor. Amerikalı Müslümanların şuursuz saldırganlar tarafından maruz bırakıldığı şiddet ve ayrımcılık eylemlerinden kaynaklı 800'den fazla dava var. Bu nefret suçları, 29 Mart'ta bir Senato oturumunda enine boyuna ele alındı. Bu girişim, Temsilciler Meclisi üyesi Peter King'in Amerikalı Müslüman topluluğun radikalleştiğine dair yabancı düşmanı açıklamalarıyla memnuniyet verici bir tezat teşkil ediyordu. Kolay bir siyasi hedefi hayali günah keçisi yapmak yerine federal verileri ortaya koyan Senato oturumu, nüfusun yüzde 1'ini oluşturan Müslümanların dine dayalı ayrımcılık davalarının yüzde 14'üne muhatap olduğu gerçeğine odaklandı. Davalar cinayetten cami yakmaya, iş, eğitim ve yerleşim yasalarının ihlaline kadar çeşitlilik gösteriyor. Senatör Richard Durbin, Amerikalı Müslüman vatandaşların çoğunun vatanseverliğine ve sivil haklarına yönelik devam eden saldırılara dair yanlış inanışları düzeltmeye çalıştı. King'in sözlü saldırılarla kışkırttığı "doğal suçlular" düşüncesinin, ülkede "çok fazla cami" bulunduğu, büyük kısmının aşırılıkçı olduğu ve Amerikalı Müslüman liderlerin, ülke içinde artan terörizmle mücadele eden güvenlik birimleriyle işbirliği yapmadığı gibi iddialarının tehlikeleri konusunda uyarılarda bulundu. 11 Eylül sonrasında Müslüman Amerikalıların hedef alınmasına karşı ilk uyaran eski Başkan Bush'tu. İslam'ın "nefret değil, sevgiye dayalı bir inanç olduğunu", 11 Eylül fanatiklerinin uyguladıkları vahşetle yaratmaya çalıştıkları dinsel görüntüyle ilgisi olmadığını vurgulamıştı. Geçenlerde bir üniversitede yapılan araştırmaya göre, 11 Eylül'den bu yana Amerikalı Müslümanlar, terör şüphelilerinin izini süren resmi makamlar için en büyük bilgi kaynağı görevi görüyor. Oturumun amacı King'in pervasız tezini çürütmek değil, vahim iftiralara uğrayan bir topluluğu gerçekçi bir şekilde ele almaktı. King komitelerdeki kavgaları artırmaya niyetli. Bu talihsiz bir yaklaşım. En azından Durbin'in oturumu şunu açıkça gösterdi: Amerika'nın terörle mücadelesine en büyük faydayı karanlık genellemeler değil, bilgi sağlayacaktır.