Tarımsal emtia fiyatları geçen yıl yüzde 33'ten fazla (tahıl fiyatları yüzde 70) arttı. Bu artış, 2008'deki yaygın isyanları ateşleyen düzeyleri bile geçti. Dünya Bankası'na göre, fiyatlardaki artış 2010'un ikinci yarısında 44 milyon kişiyi daha açlığa itti. Geçen ay Paris'te toplanan 20 büyük sanayi ülkesinin tarım bakanlarının, sorunda büyük paya sahip şu iki politikaya son verememesi moral bozucu: belli üreticilerin tarım ürünleri ihracatına getirilen yasaklar ve gıda esaslı biyoyakıt üretimine yönelik devlet desteği. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü, Dünya Bankası ve diğer kurumların G-20 zirvesinde sunduğu raporda, bu politikaların kaldırılmasının veya kısıtlanmasının, dünyanın en yoksul ülkelerindeki açlığı daha da şiddetlendiren fiyat artışlarını yavaşlatacağı belirtildi. ABD, Brezilya ve başka birkaç biyoyakıt üreticisi, biyoyakıtlara verilen desteğin kesilmesine karşı çıktı. ABD dünyanın en büyük etanol üreticisi. Ülkede geçen yıl mısır rekoltesinin yaklaşık yüzde 40'ı kullanılarak 51 milyar litre biyoyakıt üretildi. Sağlanan devlet destekleri arasında, etanol üreticilerine verilen yıllık 6 milyar dolarlık sübvansiyon da var. Bakanlar anlaştığı tek konu biyoyakıt üretimiyle gıda fiyatları arasındaki ilişkiyi daha detaylı bir şekilde incelemek. Bu sadece biyoyakıt sektörünü desteklemeyi sürdürmek için bir bahane. Bu işin maliyetinin şu ana kadar herkesçe anlaşılmış olması gerekiyor. G-20'ye sunulan raporda, biyoyakıtların gıda fiyatlarının fırladığı 2007-2009 döneminde küresel şeker kamışı rekoltesinin yüzde 20'sine ek olarak, şeker pancarı rekoltesinin yüzde 4'ünü ve dünyada üretilen mısır benzeri iri taneli tahılların yüzde 9'unu tükettiği vurgulanıyor. Bakanlar ayrıca yurtiçinde gıda fiyatlarını düşük tutmak için getirilen ihracat kısıtlamalarının kullanılmasını da yasaklayamadı. Arjantin, Rusya ve 20'yi aşkın başka ülke, fiyatların yükselmeye başlamasından sonra bu kısıtlamaları benimseyip küresel fiyatları daha da yükselterek gıda üreten bölgelerdeki yatırımları caydırdı. Bakanlar Dünya Gıda Programı'nın krizlerle uğraşmayı sürdürebilmesi için, ülkelerin bu kuruma yapılan satışları kısıtlayamayacağında uzlaştı. Bu yeterli değil. Bir ilki oluşturan bu tarım zirvesinde bazı ilerlemeler sağlandı. Katılımcılar fiyat dalgalanmalarına yol açabilecek yanlış bilgilendirmeleri engellemek için dünya gıda stoklarını ve üretimi izleyecek bir sistem kurmakta anlaştı. Ayrıca hassas ülkelerdeki kıtlıklara müdahale amacıyla bir acil durum gıda rezervi oluşturmayı kabul ettiler. Daha etkili eylemler lâzım. Hızla büyüyen gelişmekte olan ülkelerden gelen talep artarken yüksek enerji fiyatları ve düzensiz hava hareketleri muhtemelen gıda fiyatlarını istikrarsızlaştıracak. Dengeli bir gıda arzını sağlamanın ilk adımı, tarım politikasındaki en kötü çarpıklıkları gidermek.
