Dünya krizden henüz tam çıkamamışken küresel ekonomi tehlikeli bir şekilde tekrar durağanlaşıyor. Üstelik birçok lider sanki işleri daha da yokuşa sürmeye hevesli. Avrupalı liderler (ve Washington'daki Cumhuriyetçiler) büyümeyi yeniden ateşlemenin çarelerini arayacaklarına kamu harcamalarını kısmaya kararlı görünüyor. Avrupa'nın kemer sıkma saplantısı da borç krizini pekiştiriyor ve kıtayı uçurumun iyice eşiğine getiriyor. Parasının değerini yükseltmeden enflasyona gem vurmaya çalışan Çin hükümetiyse iç talebi yavaşlatma gayretiyle ticaret fazlasının daha da şişmesine göz yumuyor. Bu politikaların hesi yanlış. Ayrıca, hepsi bir araya gelerek dünyayı derin bir durgunluğa da saplayabilir. Uluslararası Para Fonu bu yılki küresel büyüme tahminini Nisan'da yüzde 4.3'ten şimdi yüzde 4'e çekti. Fon zengin ülkelerin ancak yüzde 1.6 büyümesini bekliyor. Üstelik bu bile fazla iyimser olabilir. IMF, ABD'nin bu yıl yüzde 1.5, 2012'de de yüzde 1.9 büyümesini öngörüyor. Fakat bu öngörü, maaşlardaki vergi kesintilerini düşük ve işsizlik sigortasının kapsamını geniş tutan Kongre uygulamasının, Obama'nın istediği üzere, süreceğini varsayıyor. Moody's Economy.com'un baş ekonomisti Mark Zandi'yse, bu olmadığı takdirde ABD'nin durgunluğa sürüklenebileceğini belirtiyor. Avrupa daha da kötü durumda. Almanya ve İngiltere gibi büyümeyi hızlandıracak harcama gücüne sahip zengin ülkeler tam tersine, harcamalarını kısıyor. Bu da yetmezmiş gibi Almanya ve zengin komşuları, Yunanistan, Portekiz ve diğer borçlu ülkelerin daha katı kemer sıkma önlemleri almaları ve bu yolla yatırımcıların güvenini kazanmaları için ısrar ediyor. Birçok ülkenin istihdam ve büyümeyi artıracak parası olmadığı doğru. ABD, İngiltere, Almanya ve Çin, içeride daha fazla harcayarak ve kendi ekonomilerini canlandıramayan zayıf ülkelerden daha fazla alım yaparak küresel talebi hareketlendirebilir. ABD hükümeti bütçe açığını kısmalı, ama önce ekonomiyi toparlamalı. Zandi'ye göre Başkan Obama'nın 450 milyar dolarlık istihdam planı 2012'de 1.9 milyon yeni iş yaratabilir ve işsizlik oranını bir puan düşürebilir. Faiz oranları bu kadar düşükken hükümet daha kapsamlı bir programın bedelini rahatça karşılayabilir. İngiliz hükümetinin de hareket kabiliyeti var. Hem de inatla kemer sıkması şimdiden zarar vermeye başlamasına rağmen. Fakat küresel büyümeye en çok yardımı dokunabilecek ülkeler Çin ve Almanya. Bugün Çin dünya üretiminin yüzde 14'ünü karşılarken tüketim oranı ancak yüzde 6. Parasının değerlenmesine izin verse ithalatın içerideki fiyatını düşürerek enflasyonla mücadelesi kolaylaşacak ve bu arada Çinlilerin alım gücü artacaktır. Yeterince büyüme yaratamayan ve komşularındaki talebi düşüren Almanya'nın ihracat modeli de başarısız. Bu ülke iç tüketimini canlandırmak için düşük maliyetle çok kolay para bulabilir. Gelgelelim, teşvik harcamalarına yanaşmadığı gibi Avrupa'nın geri kalanına da kemer sıkma politikalarını dayatıyor ve yapacağı yardımlar karşılığında, ekonomilerini küçültmeleri için zayıf ülkeleri zorluyor. Ekonomik karar vericiler daha önce de benzer hatalar yaptı. Büyük Bunalım'ın nedeni buydu. Durumu düzeltmek için artık fazla zaman kalmadı.