Varşova - Demir Perde'nin yıkılmasından beri çok şey başardı. Ancak bu süre z arfında, k omünist geçmişiyle barışamadı. Halk baskı, muhbirlik ve hatta katliamları unutup yoluna devam etmeyi tercih etti. Ancak Polonya ve Orta ve Doğu Avrupa'daki pek çok komşusu, son zamanlarda geçmişin üzerindeki sır perdesini kaldırmaya çalışıyor. Birdenbire hükümetler çeşitli yasalarla, sivil toplumda kültürel araştırmalarla geçmişle barışmaya veya hesaplaşmaya başladı. Ocak'ta Polonya'da bir mahkeme, Aralık 1981'de sıkıyönetim ilan edilmesi için bastıran liderlerin bir "suç örgütünün" parçası olduğuna karar verdi. Bulgaristan devlet başkanı, istihbarat ajanlığı yapmış büyükelçileri tasfiye etmeye çalışıyor. Makedonya hükümeti işbirlikçileri yakalamakla meşgul ve Macaristan'ın yeni anayasası da eski komünistlere karşı yasal işlem başlatılmasına izin veriyor. 19 Şubat'ta Almanya Başbakanı Angela Merkel, eski bir Doğu Alman aktivist ve rahip olan Joachim Gauck'u cumhurbaşkanlığına aday gösterdi. Gauck, Stasi diye bilinen Doğu Almanya gizli servisinin dosyalarını kalıcı bir arşive dönüştürmüştü. Polonya'nın Ulusal Anma Enstitüsü Başkanı Lukasz Kaminski, "Gelecekteki diğer totaliter rejimlere karşı kendimizi savunmak için, geçmiştekilerin nasıl işlediğini öğrenmeliyiz. Tecrübelerimizi bir aşı gibi kullanabiliriz" diyor. Geçmişle barışmak, komünizm sonrası Avrupa'yı on yıllardır rahat bırakmayan bir olay. Ama bugün bu deneyim küresel boyutta yankılanıyor. On yıllar boyunca Arap ülkelerini yöneten diktatörlerin tek tek devrilmesi ve bu diktatörlerle işbirliği yapanlar hakkında ne yapılacağı sorusu, son zamanlarda gündemden düşmüyor. Polonya'da Antoni Krauze'nin "Kara Perşembe" filmini yaklaşık 1 milyon kişi izledi. Film 1970 yılında Gdynia ve Polonya'nın Baltık sahilindeki diğer kentlerde hükümet güçlerinin onlarca protestocuyu öldürmesini konu alıyor. Bu filmi yapmak Krauze'nin 40 yılını almış. Önce komünist sansürcülerle uğraşmış. Daha sonra da komünist sonrası dönemde halkın ilgisizliği bir engel oluşturmuş. Geçen yıl ise film, tam da rahatsızlık verici konusu yüzünden, en çok izlenen filmlerden biri olmuş. Filmde, silahsız protestocular ile her şeyden habersiz yoldan geçenler sokaklarda vuruluyor veya karakollarda sadistçe dövülüyor. Bugün 72 yaşında olan Krauze, "1990'ların başında insanlar dönüp geçmişe bakmanın doğru olmadığını düşünüyordu" diyor. Polonya geçmişiyle pek çok cephede birden uğraşıyor. 1981'deki komünist liderlerle ilgili yıllar süren yasal işlemlerden sonra kararını veren mahkeme, dönemin İçişleri Bakanı General Czeslaw Kiszczak'ı sadece tecilli 2 yıl hapse çarptırdı. Polonya'nın eski komünist lideri ve sıkıyönetimin baş mimarı olan General Wojciech Jaruzelski'nin ise sağlık durumunun yargı lanmasına elvermediğine hükmedildi. Romanya'daki son gösterilerde protestocular, slogan ve pankartlarıyla, halk desteğini hızla kaybeden ve giderek daha da otoriterleşmekle eleştirilen Devlet Başkanı Traian Basescu'yu devrik eski Diktatör Nilokay Çavuşesku ile aynı kefeye koydu. Almanya'da iç istihbarat servisi ajanları, eski Doğu Almanya'da iktidardaki Sosyalist Birlik Partisi'nden unsurlar içeren Sol Parti'nin onlarca milletvekilini inceliyor. Sol Parti'nin parlamento grubu başkanı ve inceleme altındaki milletvekillerinden biri olan Gregor Gysi, "2012 yılında hâlâ ciddi ciddi bunu yapmaları karşısında ağzım hakikaten açık kaldı. Hala Soğuk Savaş'ın kalıplarıyla düşünüyorlar" diyor. Komünist rejimlerin asl ında devrilmedi. Sadece görevi şartlı devrettiler. Polonya'da eski komünistlerin geri dönüşü, Macaristan'dan bile çabuk oldu, 1993 seçimlerini Demokratik Sol İttifak kazandı. Bu da Polonya toplumunda yola devam etmeye hazır olanlarla olmayanlar arasındaki ayrışmayı keskinleştirdi. Babası komünist gizli polisinin işkencesinden geçmiş Tadeusz Pluzanski, "Komünizm için bir tür Nürnberg Mahkemesi bekliyordum. Devrim falan olmadı. Sadece bir dönüşüm sürecinden geçtik" diyor. Polonya'daki Ulusal Anma Enstitüsü, konferanslara ve sempozyumlara ev s ahipliği y aptı, d ers p rogramları konusunda öğretmenlerle birlikte çalıştı, Nazi işgali ve komünist dönemle ilgili 800'den fazla belge ve makale yayınladı. Enstitü, Krauze'nin filmini destekledi. Krauze, 2010'da Gdynia'da filmi çekmeye başladığında, yerel halkın projeyi derinden desteklediğini görmüş, gönüllüler kar küremek için ele ele vermiş, yerel yönetim hemen izin çıkararak çekimlerin önünü açmış ve işyerleri mekânlarını kullandırma karşılığı ücret almaktan feragat etmiş. Krauze, "Halkın bu hikâyenin anlatılmasını istediğini açıkça görebiliyordunuz" diyor.
NICHOLAS KULISH