J OHANNES BURG- Bu, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin kuruluş amacına tam tamına uyan bir davaydı. Yemen'in despot lideri iktidardan vazgeçmiyor, güvenlik güçlerinin silahlarını, silahsız protestoculara doğrultmasını emrediyordu. Ancak Nobel ödülü sahibi Yemenli Tevekkül Karman, soruşturma açılmasını talep etmek için Lahey'e gidince, kendisine mahkemenin öncelikle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nden onay alması gerektiği söylendi. Bu, bir türlü gerçekleşmedi ve Yemen'in eski Devlet Daşkanı Ali Abdullah Salih, bugün Yemen'in başkentinde konforlu bir yaşam sürüyor. Bugünlerde ise Beşar Esad, rejimine karşı ayaklananlara karşı son derece acımasız bir mücadele veriyor. Ancak Esad'ın da yargılanmaktan kurtulabileceğine dair işaretler var. Bu liderler, BM Güvenlik Konseyi'nde güçlü müttefikleri olduğu için yargılanmıyor. Bu durum, mahkemenin 2002'de temelini oluşturan uluslararası konsensusun varlığını tehdit ediyor. Bu mahkeme, liderler kendi halklarına karşı işledikleri suçlardan sorumlu tutulması prensibiyle kuruldu. Bazı Arap liderlerine karşı harekete geçilemeyince , mahkemenin adaletinin yalnızca zayıf Afrika ülkelerindeki liderler gibi dışlanmış kişiler üzerinde etkili olduğu yönünde eleştiriler ortaya atıldı. Buna karşın dünyanın herhangi bir yerindeki insanlık suçlarının görülebileceği bir mahkeme hayalinin gerçekleşmesi, her zamankinden daha yakın görünüyor. Üç eski devlet başkanı uluslararası mahkemelerde yargılanıyor ve onlardan biri olan Chris Taylor, hüküm giydi. Şimdiyse Bosnalı Sırpların eski komutanı Ratko Mladiç eski Yugoslavya'da işlenen savaş suçları için kurulan mahkemede yargılanıyor. Ancak mahkeme, Güvenlik Konseyi talep etmediği sürece, yalnızca mahkemenin temellerini oluşturan Roma Statüsü'ne taraf ülkelerdeki suçlarla ilgili soruşturma açıyor. Kraliyet ailesinin Suudi Arabistan'ın yardımıyla demokrasi yanlısı bir ayaklanmayı güç kullanarak bastırdığı Bahreyn'den insan hakları aktivisti Nabeel Rajab, "Burada o kadar çok suç işlendi ki… Ama Batılı güçler ve Bahreyn hükümeti arasındaki güçlü bağları düşünürsek, nasıl adalet bekleyebiliriz ki?" diye soruyor. Mahkemeye 120 devlet üye ancak Güvenlik Konseyi'nde veto hakkı bulunan beş ülkenin üçü (ABD, Rusya ve Çin), bunların arasında değil. Buna rağmen, mahkeme adalet arayanlar için bir mihenk taşına dönüştü. Güvenlik Konseyi, mahkemenin Darfur'da savaş suçu işlemekle itham edilen Sudan Devlet Başkanı Ömer El Beşir hakkında soruşturma açmasına izin verdi. Ancak mahkeme El Beşir'i tutuklatamadı. Şubat 2011'de ise Güvenlik Konseyi, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nden Albay Muammer Kaddaf i yönetimindeki Libya hükümeti hakkında soruşturma başlatmasını istedi. Kaddafi yargı lanmadan önce Libya'da hayatını kaybetse de, mahkeme Kaddafi ve çok sayıda üst düzey yöneticiyle ilgili bir iddianame hazırlamıştı. Ancak mahkeme diğer Arap ülkelerindeki a y a k l a n m a l a r ı n hiçbiriyle ilgili harekete geçmedi. Bunun en büyük nedeni, bu ülkeler ve Güvenlik Konseyi'nin veto hakkına sahip üyeleri arasındaki bağlar. Bahreyn ve Yemen, ABD'nin müttefiki. Rusya ve Çin de Suriye'deki rejime bir hayli yakın duruyor. Mahkemenin bu şekilde davranarak diktatörleri ölümüne savaşmaya yöneltip yöneltmediği de tartışma konusu. Ancak destekleyenler, mahkemenin beklenenden daha fazlasını gerçekleştirdiğini söylüyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne danışmanlık yapan Darrly Robinson, "Mahkemenin işlemeye başlamasının yı llar süreceği varsayı l ıyordu. Ancak yürürlüğe girdiğinde, sadece Kanada ve Norveç gibi ülkelerde yargılama yetkisine sahip olan ancak soruşturma açacak bir şey bulamayan bir mahkeme olacağı düşünülüyordu" diyor. Fakat beklenenin aksine, dünya ülkelerinin çoğu taraf oldu ve Yemen, Bahreyn, Libya ve Suriye'deki protestocular, liderlerinin yargılanmak üzere Lahey'e gönderilmesini talep etti. Asıl sorulması gereken soru, Arap Baharı'nın diktatörlerini yargılama konusundaki başar ısızl ığın, uluslararası bir adalet sistemine olan inancı zayıflatıp zayıflatmayacağı. İnsan Hakları İzleme Örgütü'nden Richard Dicker, "Adaletin meşru olması için, herkese eşit olarak uygulanması gerekiyor" diyor.