KYTHIRA, Yunanistan - Avrupa Birliği tarafından Yunanistan'a uygulanan kemer sıkma önlemleri çerçevesinde ülkenin kültür-sanat bütçesinde büyük kesintiler yapılıyor. Kesintilerin etkileri artık halk tarafından da hissediliyor. Müzeler birbiri ardına kapanıyor. Ancak Yunanlar ve dünyanın dört bir yanından arkeologlar ve küratörler, bütçe kesintilerinin asıl sonuçlarının yıllar sonra gün yüzüne çıkacağını ve antik kalıntılar ve tarihi araştırmalar açısından çok daha çetin olacağını söylüyor. Son altı ay içinde devlet kurumlarında en uzun süre hizmet vermiş olan ve en yüksek maaşları (ayda bin 550 euro) alan ülkenin en deneyimli onlarca arkeologu, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın personel kadrosunu yüzde 10 küçültmeye karar vermesi üzerine erken emekliye ayrıldı. Arkeologları temsil eden sendikaya göre, vaktinde emekli olanlar ve son iki yılda işten ayrılanlarla birlikte, bin 100 kişiden oluşan arkeolog kadrosu daha da küçülerek 900 kişiye düştü. Vergiler yükselince, emekli maaşları azaltılınca ve ülke çapında işsizlik oranı yüzde 21'de sabitlenince, arkeologların durumu, son derece kasvetli olan ekonomi ortamında gölgede kaldı. Ancak araştırmacılar kesintilerin, antik eserlerin ortadan kaybolmasına yol açtığını söylüyor. Bunun en büyük nedeni müze hırsızları ya da yağmacılar değil, hava koşulları ve inşaat buldozerleri. Kasım ayında işten çıkarılan eski arkeolog Aris Tsaravopoulos, bir Nisan sabahı kurumuş dere yatağının birkaç ay önce çıkan bir fırtına sonucu çöken bölümünü işaret etti. Dere yatağı boyunca, büyük bir bölümü M.Ö iki bin yılından kalan Minos medeniyetine ait çömlekler vardı. Bazılarının üzerinde hala kıpkırmızı çiçek desenleri bulunuyordu. 15 seneden beri Kythira adasındaki arkeolojik projeleri yöneten ve yabancı ekiplerin yaptığı kazıları denetleyen Tsaravopoulos, bu mevkiin bir mezarın ya da antik bir çöp sahasının parçası olabileceğine inanıyor. Çöküntü, bazı eserlerin denize sürüklenmesine yol açmış. Cepleri, hangi dönemden kaldığını belirlemek ve depoya kaldırmak için aldığı büyük çömlek parçalarıyla dolu olan Tsaravopoulos, "Bir sonraki şiddetli yağmur, daha fazla eseri alıp götürecek ve çok geçmeden buradaki her şey yok olacak" diyor. Tsaravopoulos eskiden olsa böyle bir yerleşkeyle karşılaştığında, acilen bir kazı başlatırdı. Şimdiyse ancak arkeoloji kurumunda çalışan ve omuzlarında aşırı yük bulunan meslektaşlarını uyarabildiğini söylüyor. Pelopenez yarımadasındaki Messenia'da kazı çalışmaları, 2010 yılında Unesco Dünya Mirasları listesindeki ünlü Apollon EpikouriosTapınağı'nın yakınlarında keşfedilen beş ya da altıncı yüzyıldan kalma bir dağ tapınağında durma noktasında geldi. Bölgedeki kazı çalışmalarından sorumlu olan ve yeni keşfedilen tapınağın kazısını yöneten Xeni Arapogianni, keşifle ilgili akademik araştırmalarını tamamlayamadan, geçtiğimiz sonbaharda erken emekli olmak zorunda kaldı. Kesintiler sonucu devlet kurumlarında çalışan arkeologlara, araştırma yapmak için verilen ücretli izinler de kaldırıldı. Bu yüzden arkeologlar, yerin altında gömülü olan antik eserleri bulmak için yerleşim yerlerini incelemeyi gerektiren işlerinin, bürokrat ik yönlerine odaklanmak zorunda kalıyor. Elbette ekonomik durgunluktan önce de antik yerleşim yerleri kaybolmuş ya da iyi muhafaza edilememişti. Bunun bir nedeni, bu kazıların muazzam bir çalışma gerektirmesi. Sadece Kythira'da, henüz keşfedilmemiş olan onlarca yerleşim yeri daha olabilir. (Ülkede beyan edilmiş 19 bin arkeolojik alan ve abide ve 210 antik eserler müzesi bulunuyor.) 6 Mayıs'taki seçimlerde geçici bir hükümet göreve gelene kadar Yunanistan'ın Kültür ve Turizm Bakanı olan Pavlos Geroulanos, "Bakanlık, işe aldığı arkeologların ve muhafızların sayısını iki-üç kat bile arttırsa personel açığı devam eder" diyor. Geroulanos yıllık işletme bütçesi son üç sene içinde yüzde 30 küçülünce, personel kadrosunu küçültmek zorunda kalmıştı. Geroulanos, "Keşfedilmeyi bekleyen o kadar çok şey var ki" diyor.