Afganistan özellikle kadınlar ve kızlar için acımasız ve zor bir yer olabiliyor. Birçok kişi, ABD askerlerinin 2014 sonunda çekilmesinden sonra kadınların katı kabile gelenekleri ve bunları dayatan erkekler karşısında daha da savunmasız kalmasından korkuyor. Kadın hakları son on yılda mütevazı ama ümit verici ilerlemeler kaydetti. Ama Afgan liderler, Washington ve diğer uluslararası ortaklar bunları korumak ve geliştirmek için güçlü bir kararlılık göstermezse, haklar kaybedilebilir. Taliban'ın 11 Eylül sonrasında devrilmeden önce eğitim ve sağlık hizmetleri ile çalışma olanakları konusunda koyduğu katı kısıtlamalar, devlet kontrolündeki yerlerde kaldırıldı. Kadınlar seçimlerde aday oldu, hükümette görev a ldı ve A fgan toplumunda daha etkin roller oynadı. Bazıları kendi işlerini kurdu. 2004 anayasası kadınlara eşit h aklar v erdi. 2 009'da ç ıkan y eni bir yasa, kadınlara yönelik şiddeti yasakladı ve kadınların küçük yaşta veya zorla evlendirilmesi, tecavüz ve diğer suiistimaller için yeni cezalar getirdi. Okula giden kızların sayısı artarken, anne ölümleri azaldı. Kuşkusuz, daha yapılacak çok şey var. Afgan kızlarının yarıdan çoğu hâlâ okula gitmiyor, gidenlerin de çok azı mezun olana dek okutuluyor. Tehditler yaygın; okula gitmelerini önlemek için kızlara saldırıldı hatta üzerlerine kezzap atıldı. Özellikle kırsal bölgelerde aileler bazen, borçlarını ödemek için kızlarını zorla evlendiriyor veya fahişeliğe zorluyor. Kadınlar kocalarından ve ailelerinden şiddet gördüğünde, çoğu kez failler yerine kendileri hapse düşüyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün hapisteki 58 kadın ve kızla görüşerek hazırladığı son araştırma, bunların yarısının hiçbir makul insanın suç olarak görmeyeceği, kötü muameleden kaçmak gibi eylemler nedeniyle hapsedildiğini gösterdi. Örgüte göre kadınları çok küçük yaşlarda evlenmeye zorlayanlar ve onlara şiddet uygulayanlar nadiren kovuşturmaya uğruyor. Polisten ve yargıçlardan çok az destek gören kadın kurbanlar ayrıca, zina benzeri "ahlak suçları" nedeniyle cezalandırılma tehlikesiyle karşılaşıyor. Örgüt, zinayı suç haline getirmenin Afganistan'ın uluslararası taahhütlerine aykırı olduğunu belirtiyor. Arada bazı zaferler de kazanılıyor. The New York Times'ın 11 Ağustos'taki haberine göre bir temyiz mahkemesi, zorla evlendirildiği adamla cinsel ilişkiye girmeyi ve fahişelik yapmayı reddeden 13 yaşındaki bir kıza işkence eden akrabalarına verilen 10'ar yıllık hapis cezalarını onadı. Cumhurbaşkanı Karzai'nin kadın hakları konusundaki sicili pek parlak değil. Karzai ahlak suçu işlemekle suçlanan kadınları affetse de, kadınlara yönelik şiddetle ilgili yasayı etkili biçimde uygulayamadı. Karzai ülkenin en yüksek dini konseyinin, kadınların erkeklere tabi olduğu yönünde Mart'ta verdiği kararı onayladı. Hükümet ve ABD Taliban ile barış görüşmeleri yapmaya çalışırken birçok aktivist, kadınların taleplerinin stratejik bir anlaşma uğruna kurban edilmesinden korkuyor. ABD ısrarla böyle bir şey olmayacağını söylüyor. En son Temmuz'da Tokyo'da yapılan bağışçılar konferansında Dışişleri Bakanı Clinton, "ABD Afgan kadınlarını güçlü biçimde desteklemeyi sürdürecek" dedi. Clinton ve diğer Batılı liderler okul, öğretmen, sığınma evi ve hukukun üstünlüğüyle ile ilgili yatırımlar yaparken bile, Karzai'ye bu yönde baskı yapmayı sürdürmek zorunda. Washington ile diğer bağışçıların şu anda esasen, Afganistan'ın ordusunu kurmakla ve altyapı projelerini bitirmekle ilgilendiği görülüyor. Olumlu gelişmelerden biri, daha fazla sayıda Afgan kadınının seslerini duyurabilmesi ve haklarını savunma konusunda c esur d avranması. A ma kadın haklarını geliştirme çabasına tüm Afgan kadınları dâhil edilmeli. Clinton'ın savunduğu gibi, bugünün dünyasında kadınların dışlandığı ve ezildiği hiçbir ülkenin büyüyüp zenginleşemeyeceğini gösteren bolca kanıt var.