Tüm dünyada, şirket yönetim kurullarında dikkat çekici bir kadın eksikliği var. Avrupa Birliği buna çare olarak, şirket yöneticilerinin yüzde 40'ının kadın olması şartını getirmeyi düşünüyor. Cinsiyet eşitliği açısından dönüm noktası olabilecek bu önlem, şirketlerin yönetim tarzında bir fark yaratır mı? Kadın yöneticilerin sayısı inatla düşük kalıyor. Kadınların iş hayatında ilerlemesine yardım etmeyi amaçlayan Catalyst adlı kâr amacı gütmeyen örgüte göre, Amerikan şirketleri dünyada en yüksek dördüncü kadın yönetici ortalamasına sahip. ABD'de Fortune 500 listesindeki şirketlerin yönetim kurulu üyelerinin ortalama yüzde 16'sı kadın. Catalyst'in diğer Batılı ülkelerle ilgili verilerine göre İngiltere'de bu oran yüzde 15.1, Almanya'da yüzde 11.2 iken, Japonya yüzde 1'den düşük bir oranla neredeyse listenin dibinde. İlk üç sırayı İskandinav ülkeleri alıyor. Dünya lideri Norveç'te şirket yönetim kurulu üyelerinin ortalama yüzde 40.1'i kadın. Norveç'in liderliği rastlantı değil. Ülke, kamu şirketi yöneticilerinin yüzde 40'ının kadın olmasını sağlamak için 2003'te bir yasa çıkardı. AB'nin yasa taslağı muhtemelen bu yasayı temel alacak. Bu yasaların ardında sosyal ve ekonomik ilkeler var. Konunun sosyal yönü, yönetim kurullarındaki kadın eksikliğinin yeterlilik sorunundan ziyade, bu kurumların kulüp benzeri yapılarından kaynaklandığı görüşüne dayanıyor. Bu yönetim kurullarındaki erkekler gibi bağlantıları olmayan kadınlar, görev fırsatından haksız şekilde yoksun kalıyor. Kadınların yönetim kurullarındaki rolünü desteklemek için kimi zaman öne sürülen, ekonomik temelli bir görüş de var. Buna göre, kadınların olduğu yönetim kurulları daha iyi kararlar veriyor, şirket kârını artırıyor ve bunların daha insancıl şekilde yönetilmesini sağlıyor. Bu görüşler, kadınlarla erkeklerin farklı olduğuna dair şaşırtıcı olmayan bir sonuca varan araştırmalara dayanıyor. Bazılarımız bunu "Erkekler Mars'tan Kadınlar Venüs'ten" adlı kitapta okumuş o labilir. K itap a şk ve ilişkiler hakkındaydı. Ama araştırmalar yönetim kurullarındaki kadınların farklı değerleri olduğunu, farklı biçimde karar aldıklarını ve işbirliğine daha açık bir ortam yarattıklarını gösterdi. Kadınlarla erkeklerin farklılığı doğru olabilir. Ama yine de bu, kadın yönetici sayısı arttıkça şirket kârının da arttığı anlamına gelmez. Norveç'teki deneyimle ilgili iki araştırma, kadınların yönetim kurulundaki rolüne dair iddiayı desteklemedi. Bunlardan birinde Norveç şirketlerinin değerinin, diğerinde ise kârlılıklarının düştüğü bulundu. Birkaç yorumcu bu bulguları şöyle açıkladı: Norveçli kadınların yönetim kurullarına topluca atanması, daha genç ve deneyimsiz kurullar oluşmasına yol açtı. Esas sonuç, kadın yöneticilerin etkisinin henüz belli olmadığı. Yüzde 50 ve üzerinde kadın yönetici oranına sahip bazı şirketler ortaya çıkar ve oranın daha düşük olduğu şirketlerle karşılaştırılırsa, gerçek bir fikir edinilir. Henüz o noktada değiliz. AB bu hedefi gerçekleştirme peşinde. Raporlara göre AB adalet komiseri yasayı gelecek aylarda çıkarmaya istekli. Ama yasanın geçeceği kesin değil. Girişime karşı şimdiden bir protesto mektubu yayınlayan İngiltere, gönüllü önlemlere zaman tanınması gerektiğini savundu.
STEVEN M. DAVIDOFF