YENİ DELHİ - Poornima Vardhan, New York'ta yaşayan bir yatırım bankacısı olarak doğru kıyafetlerin tümüne sahipti: Döpiyesler, kokteyl kıyafetleri, kot pantolonlar. Sonra bir gün Hindistan'a döndü ve gardırobunun fazlasıyla sıkıcı olduğunu fark etti. Vardhan gibi Doğu ile Batı arasında kolayca geçiş yapabilen kadınlar için Hindistan'daki geleneksel giyim tarzının bol seçenekli ve coşkulu hali, giyim alanında sıra dışı bir meydan okumaya dönüşüyor. 28 yaşındaki Vardhan, "Buraya ilk döndüğüm günlerde gardırobumun en az yüzde 50 oranında genişlemesi gerekti. Hindistan'da kıyafetlerle ilgili çeşitliliği arttırmak gerekiyor" diyor. Vardhan, ülkesini eğitim ya da iş fırsatlarını değerlendirmek amacıyla terk eden, Hindistan ekonomisi yükselişe geçince de geri dönüş yapan on binlerce profesyonelden biri. Onun gibiler çoğunlukla, Hindistan'daki kaos ve yolsuzluğa yeniden alışmak gibi ürkütücü bir mücadeleye girişmek durumunda kalıyor. Sonucunda birçoğu çareyi Hindistan'ı öfke içinde yeniden terk etmekte buluyor. Ancak burada kadınlar, erkek emsallerinin karşılaşmadığı bir zorlukla daha karşı karşıya kalıyor: Gardıroplarını yenilemek zorundalar. Vardhan için giyim tarzını ayarlama uğraşı, ülkesine geri dönüş sürecinin tam merkezine oturuyor. Aslında onun geri dönmesinin bir nedeni de Hindistan'da hazır giyim sektörünün müthiş bir iş fırsatı sunduğuna ikna olmasıydı. Kendisi şu anda, Hindistan'ın önde gelen moda evlerinden Genesis Colors'da marka stratejisti ve mağazalar koordinatörü olarak görev yapıyor. Hindistan'daki fırsatların ortaya çıkması, sadece büyüyen ekonominin ve orta sınıfın zenginleşmesinin bir sonucu değil. Bu durum aynı zamanda gelişmekte olan ekonomilerin birçoğunun aksine halkın, üst sınıflar da dâhil olmak üzere, geleneksel kıyafetlerden vazgeçmemiş olmasından kaynaklanıyor. Hindistan'ın kendine özgü giyim tarzının Batı'dan gelen kültürel saldırılar karşısında ayakta kalabilmesinin nedeni henüz anlaşılabilmiş değil. Vardham kendi gardırobunu genişletirken, bir yandan da Hindistan'ın geleneksel giyim tarzına ait parlak renkleri ve oluşturduğu hoş görüntüyü sahiplendi. Gösterişten kaçınma, Hindistan'a ayak uydurmanın kritik adımlarından biri. Bir grup erkeğin bir kadına tecavüz ettiğine dair haberlerin neredeyse her hafta gündeme geldiği Yeni Delhi'de dekolteli giyinmiş olmak kadının kabahati haline gelebiliyor. London School of Economics'te Antropoloji Profesörü olan, "The Sari" isimli kitabın yazarlarından Mukulika Banarjee, "Bacakları açıkta bırakarak giyinmek, Hindistan'daki taassubun asla kabullenemeyeceği bir şey. Göğüs dekoltesi tamam ama bacaklar hayır" diyor. Kendisi gibi geri dönenlere benzer şekilde Vardhan'ın da karşılaştığı en ürkütücü durumlardan biri her yerde karşınıza çıkan sari adındaki zarif kıyafetlerden giymek. Sarılarak giyildiğinden, giyenin çevresine uyum sağlamasını kolaylaştırıyor. Sari, Hindistan'da hâlâ en popüler kadın kıyafeti. Vardhan, "Kimi zaman işe giderken sari giymeye gayret ediyorum çünkü insanlar sizi bu şekilde daha fazla ciddiye alıyorlar" diyor. Hindistan'a döndüğünden bu yana ABD'den getirdiği havalı elbiselerini sadece 4 kez giydiğini ifade ediyor. Manhattan'dayken severek giydiği kıyafetlerinden bazılarını ise hâlâ giymemiş. Bunların arasında, etek boyu diz üstünde biten bir gece elbisesi de var. Vardhan, "Bu elbiseyi giydiğimde güzel olduğumu düşünüyorum ve bana fazlasıyla New York'u hatırlatıyor ki bu da güzel bir his. Ama burada bacaklarınızı o kadar fazla gösteremezsiniz" diyor. Bu elbiseyi ve diğerlerini saklayacak ve dolabından sadece New York'a yapacağı gezilerde giymek üzere çıkaracak. Ancak günün birinde kendi favorisi olan batılı tarzdaki kıyafetlerle geleneksel Hint kıyafetlerini dünyanın her yerinde beğenilecek bir şekilde harmanlayabileceği bir yol bulmayı ümit ediyor. "Dünya küreselleştikçe, denge noktasını tam on ikiden vuracağımı umuyorum" diyor.