SANYA, Çin - Zhang Xiaoping'in annesi altıncı sınıftan sonra okulu bırakmış. 10 çocuklu bir ailede büyüyen babası hiç okula gitmemiş. Ancak 20 yaşındaki Zhang, dünyada daha önce görülmemiş sayıda üniversite mezunu yetiştirmeyi amaçlayan ulusal girişimden yararlanan yeni kuşak Çinlilerden biri. Saçını atkuyruğu şeklinde bağlayan ve Çin'in güneyindeki yeni bir üniversitede üçüncü sınıfta okuyan Zhang'ın bölümü, İngilizce. Ancak gayri resmi yan branşı, internet üzerinden "Vampir Günlükleri" ve "Amerika'nın Yeni Top Modeli" gibi TV programlarını izleyerek özümsediği Amerikan pop kültürü. Bunların tümü, Zhang'ın gayet net olan hedefinin bir parçası: Bir Çin otomotiv şirketinde çalışmak, şirkete New York Belediyesi'nin 2021'de seçmeyi planladığı, az yakıt kullanan yeni nesil taksilerin üretimi sırasında gereken kültürel bilgileri ve akıcı İngilizceyi sağlamak. Zhang "benim hayalim bu ve kendimi tamamen buna adayacağım" diyor. Zhang'ın hayali sadece bir öğrenci rüyası olsa da Çin'de onun gibi on milyonlarca öğrenci var; amaçları ve sayılarının çokluğu ile önümüzdeki on yıllarda Batı'ya etkili bir ekonomik rakip olabilecek, parlak gençler. Çin, iktisatçıların beşeri sermaye olarak adlandırdığı alana yılda 250 milyar dolarlık yatırım yapıyor. ABD, 1940'ların sonu ile 1950'lerin başında, milyonlarca İkinci Dünya Savaşı gazisine eğitim için parasal destek sağlamış ve beyaz yakalı bir orta sınıfın oluşumuna yardım etmişti. Çin hükümeti de benzer şekilde, çiftliklerden şehirlere göç eden on milyonlarca gencin eğitimi için büyük devlet desteği veriyor. Buradaki amaç, iyi eğitim almış çok az seçkinin muazzam sayıdaki yarı eğitimli fabrika işçisi ile kırsaldaki tarım işçilerini yönettiği mevcut sistemi değiştirmek. Çin, ABD ve Avrupa'nın çok yönlü işgücüne daha çok benzeyen, daha iyi eğitim almış bir insan gücü yetiştirerek kalkınma hamlesinde bir üst aşamaya geçmek istiyor. Gittikçe eğitimli hale gelen nüfus Çin'in küresel sanayi gücü olarak gelecekteki durumunu iyileştirirken, ülkenin liderleri için korkutucu sorunlar da yaratıyor. Çin ekonomisi geçen yıl vites küçültürken büyüme hızı düştü. Ama ülkede yüksek beklentilerine rağmen sınırlı fırsatlara sahip, çok sayıda üniversite mezunu var. Birçok şey, Çin'in otoriter siyasi sisteminin modern ekonomilerin iht iyaç duyduğu, dünya standartlarındaki yaratıcı lığı ve yeniliği teşvik eden bir eğitim sistemi kurup kurmamasına bağlı. Çin aynı zamanda yaygın yolsuzluk, katılaşmış siyasi sistem, ağır çevre tahribatı, verimsiz devlet tekelleri ve başka sorunların üstesinden gelme konusunda müthiş zorluklarla karşılaşıyor. Ama bu sorunlar halledilirse, daha iyi eğitimli bir işgücü Çin'in Batı'ya çok daha güçlü bir rakip olmasını sağlayabilir.
Çin'in 2015 sonuna kadarki dönemi kapsayan mevcut beş yıllık planı, yedi öncelikli konuya odaklanıyor. Bunlar alternatif enerji, enerji verimliliği, çevre koruma, biyoteknoloji, ileri bilgi teknolojileri, yüksek kaliteli donanım imalatı ve yeni enerji ile çalışan araçlar. Çin'in hedefi, bu sektörlerin 2010'da yüzde 3 olan toplam üretim içindeki payını 2015'te yüzde 8'e çıkarmak için 10 trilyon renminbi (1.6 trilyon dolar) tutarında yatırım yapmak. Bu arada çok sayıda büyük üniversite de, Çin'in Batı'ya giderek artan bir tehdit oluşturduğu sektörlerdeki mevcut teknolojilere odaklanıyor. Otomotiv şirketi Geely'nin Başkanı Li Shufu tarafından 2000 yılında kurulan özel Pekin Geely Üniversitesi'nde şimdiden, ağırlıklı olarak mühendislik ve bilim alanlarına odaklanmakla beraber çeşitli bölümlerde okuyan 20 bin öğrenci var. Ayrıca Zhang'ın okuduğu, 20 bin öğrenciye sahip sosyal bilimler odaklı Sanya Üniversitesi'ne bağışta bulunan ve okulun binalarını inşa eden Li, memleketi Taizhou'da eğitimli mavi yakalı işçiler yetiştirmek için, 5 bin öğrenci kapasiteli bir meslek yüksekokulu açtı. Çin'de sayıları giderek artan üniversite mezunları, küresel şirketlerin yararlanmak istediği bir yetenek havuzu oluşturuyor. IBM, General Electric , Intel ve General Motors gibi çokuluslu şirketlerin her biri, Çin üniversitelerinden mezun olan binlerce kişiyi işe aldı. Eski adı British Telecom olan BT şirketinin Asya, Ortadoğu ve Afrika operasyonları başkanı Kevin Taylor, "Çin'den yöneticiler çıkmaya başladığını görüyoruz" diyor.
Üniversite Sayısı İki Kat Arttı
Çin' in eğitim hamlesi, sırf sayılar itibarıyla bile olağanüstü. Çin son on yılda, yüksekokul ve üniversite sayısını iki kat artırarak 2 bin 409'a çıkardı. Çin yedi yıl içinde, 18 yaşındaki gençler arasında liseyi bitirenlerin oranının halen yüzde 75 olduğu ABD'yi yakalayacak. Son on yı lda üniversite mezunlarının sayısını dört kat artıran Çin'de şu anda, yüksekokul ve üniversitelerden yılda 8 milyon kişi mezun oluyor. Yani Çin bu alanda, oran değilse de sayı olarak ABD'nin çok ilerisinde. Çin'in nüfusunun sadece dörtte birine sahip ABD'de, üniversite ve yüksekokullardan yılda 3 milyon kişi mezun oluyor. Çin 2020'ye kadar yaklaşık 195 milyon üniversite ve yüksekokul mezunu yetiştirmek istiyor. Oysa o tarihte ABD'de aynı sayı 120 milyonu bulmayacak. Kuşkusuz, nicelik ile nitelik aynı şey değil. Ayrıca Çin'de kimi uzmanlar, yüksek eğitim gören öğrencilerin sayısındaki artışın, nitelikli öğretim üyesi ve okutman sayısındaki artışı fazlasıyla geçtiğini söylüyor. Çin'de uzun zamandı r danışmanlık yapan ve halen Pekin Üniversitesi'nde misafir profesör olarak çalışan Giles Chance, ülkedeki on milyonlarca yeni üniversite mezununun imalat sanayinde iş bulabileceğini, ama ABD ekonomisinin büyük bir kısmıyla (özellikle de sağlık, satış ve tüketici bankacılığı gibi hizmet işleriyle) rekabet edebilecek becerilere sahip olmayacağını söylüyor. Chance, "İkinci sınıf bir üniversiteden mezun olan bir Çinli, dil becerisi ve kültürel yatkınlık açısından bir Amerikalıya eşit olmaz" diyor. Çin'deki üniversitelerle ilgili en temel soru, geniş çaplı yenilikleri sağlayıp sağlayamayacakları. Multimedya donanımı ve yazılım uygulamalarında ABD'nin en parlak üniversiteleriyle yarışabilecekler mi? Dayanıklı otomobiller ve otomatik fabrika donanımı üretimine yönelik tasarım ve mühendislikte Almanları geçebilecekler mi?
Başarı Garantisi Yok
Aslında Japonya'nın deneyimleri, daha fazla üniversite mezununa sahip olmanın girişimcilerin yaratıcılığını garanti etmediğini gösteriyor. Japonya İkinci Dünya Savaşı'nı takiben on yıllar boyunca, Çin'in şu anki çabasına benzeyen bir eğitim hamlesi yaptı. Japonya'nın çalışmaları büyük bir orta sınıf yarattı ve dünyanın en büyük ekonomilerinden biri olmasına yardım etti. Ama Japonya biraz da öne çıkmaktan ziyade topluma uymaya önem veren kültürü nedeniyle, bir ekonomik durgunluk dönemine girdi. Çin üniversiteleri yenilikçilik bilmecesini çözemezse, iktisatçıların söylediğine göre 10 ile 15 yıl arası bir sürede ucuz işgücü ve ucuz sermaye avantajlarının kaybolmasıyla birlikte, bu ülke de ilerlemekte zorlanabilir. Yine de, nüfusu Japonya'dan 10 kat büyük olan Çin birçok sektörde, Amerika ve Avrupa'daki beyaz yakalı çalışanlarla rekabet kapasitesine sahip. Çin üniversitelerinin kalitesiyle ilgili en büyük sorulardan biri, kimin neyi nasıl öğrettiği. Bir profesörün maaşı genelde 300 doların altında. Yani montaj hattında çalışan bir işçinin maaşından düşük. Ayrıca genelde Batılı standartlara göre çağdışı olan Çin'deki öğretim yöntemleri, ne girişimci ne de çokuluslu şirketlerin aradığı sosyal açıdan becerikli yönetici yetiştirmeye uygun. Yeni yüksekokul ve üniversitelerin bazı ları, atölye ve seminer çalışmaları yapmaya başladı. Ama eğitime hâkim olan model, öğretim üyelerinin büyük salonlarda ders vermesi. Çin'in en iyi okullarından Tianjin Üniversitesi'nin kimya mühendisliği bölümünden 2010'da mezun olan Long Luting, "Daha genç öğretim üyelerinden bazıları öğrencilerle iletişim kurmayı seviyor. Ama yaşlı olanlar sadece öğrencilerin önünde durup konuşuyor" diyor. Çinli işverenler genelde belli işleri hemen yapabilecek, özel öğrenciler arıyor. Çin'deki yabancı şirketler Çinli mezunlardan çoğu kez farklı biçimde yararlanıyor ve uzun vadeli kariyer gelişimine daha çok önem veriyor.
ABD'yle Yarışmaya Hazır
Geçen yıl ABD ve Japonya'dan iki kat fazla otomobil ve kamyon üreten Çin şimdiden, dünyadaki en büyük otomotiv sektörüne sahip. Ancak Çin henüz bu araçların neredeyse hiçbirini Batı'ya ihraç etmiyor. Çinli otomobil üreticileri ve karar alıcılar yıllardır, Japonya ve Güney Kore örneklerini izlemeye h azırlanıyor. A ma b u hedefe ulaşmak en az dört önemli ilerleme gerektirecek: Daha çekici otomobiller ve motorlar tasarlamak, dayanıklılığı artırmak, yabancı şirketlerden patent kiralamayı gerektirmeyen yerli teknolojiler geliştirmek ve yurtdışındaki müşterileri tanımak. Çinli yetkililere göre elektrikli ve hibrit araç geliştirme işine milyarlarca dolar harcamalarının temel sebebi, diğer ülkelerden daha önce teknoloji geliştirebilme umudu. Enerjiyi tasarruflu kullanan ve çevreyi daha az kirleten teknolojilerdeki ilerleme, Çin şirketlerine avantaj sağlayabilir. (Örneğin, New York Belediyesi Taksi ve Limuzin Komisyonu 2021'de, şehirdeki araçların hangi model olması gerektiğine karar verirken.)
Müşterilerin İsteği
Uluslararası ticaretin daha hassas bir yönünü de öğrenmeye çalışan Çin, yurtdışındaki müşterilerin tam olarak ne istediğini anlayabilecek pazarlamacılar ve reklam uzmanları yetiştiriyor. Geely'nin sahibi Li bir çiftçi ailesinde büyümüş ama ucuz arabalar üreterek ülkenin en zengin otomotivcilerinden biri olmuş. 2010'da Ford'dan İsveçli Volvo şirketini satın alan Li'nin holdingi Geely Group, şimdi Batı pazarına girmek istiyor. Geely İngiltere'de hangi modelin tutulacağını anlamak için ayrıntılı pazar araştırmalarına başlıyor. Bu, Çinli otomotivcilerin Batı pazarlarına 2015'te yapacağı muhtemel bir kapsamlı hücumun ön çalışması. Li yöneticileri eğitme konusunda da büyük ilerleme kaydetti. Li'nin şirketleri, kurduğu 3 kampüsten çıkan en iyi mezunları işe alıyor. Sanya Üniversitesi uluslararası ticaret eğitimini geliştiriyor. Üniversitenin Zhang gibi öğrencileri, yabancı pazarlar hakkında olabildiğince çok şey öğrenmeye çalışıyor. Zhang'ın bölümü İngilizce olsa da, en sevdiği dersler pazarlamayla ilgili. Zhang anadili İngilizce olanlarla daha fazla konuşabilmek için, boş zamanlarında şehirdeki uluslararası konferanslarda rehberlik yapıyor ve otomotiv sektöründeki eğilimlerle ilgili sürekli okumalar yapıyor. Zhang New York Belediyesi'ni taksiler için Geely'yi seçmeye ikna edebileceğinden çok emin. Zhang akıcı bir İngilizceyle, "Çin'in gücü sürekli artıyor. Uluslararası pazarlarda gerçekten önemli bir rolümüz var. Yabancılarla iletişim kurma yeteneğine sahip olmalıyız" diyor.
KEITH BRADSHER