Aslında Üç Maymun'un İsmail'i Ahmet Rıfat Şungar'ı, bugün iyi bir futbolcu olarak yeşil sahalarda izleyebilirdik. Kısmet değilmiş. Lisede verdiği bir kararla oyunculuk peşine düşünce bu hayalinden vazgeçmiş. Lakin futbol düşkünlüğünün mirası olarak da sıkı bir futbol taraftarı olmuş. Beşiktaş'lı. Tribüne gitmeyi ihmal etmiyor. "Orası benim için arınma yeri," diyor. Beşiktaş taraftarı olma üzerine yazdığı yazı internet sitelerinde dolaşıyor. Şungar, yeteneği malum, ama samimiyeti, kendini bilen hali, enerjisiyle sanki yıllardan beri tanışıyormuşsunuz duygusunu hissettiriyor insana. Zaten insanların Ahmet Bey falan demesi pek de hoşuna gitmiyor. "Rıfat deseniz yeterli," diyor. Bunda elbet, Kartal'da büyümesi, sokak kültürünü iyi bilmesinin etkisi var. Rıfat,
Hatırla Sevgili dizisi ve Nuri Bilge Ceylan'ın
Üç Maymun filmiyle neredeyse eş zamanlı olarak hayatımıza girdikten sonra, biraz dinlenmeye çekilmişti. Bu sezon bir dizi, bir de filmle çıkacak seyirci karşısına. Kendisini atv'de bugün ilk bölümü yayınlanacak, Tims Production'ın yapımcılığını üstlendiği
Es Es dizisinde ve Onur Ünlü'nün
Beş Şehir filminde izleyeceğiz.
Es Es'te kendi kaderini çizmeye çalışan Uras rolünde. Kadroda kendi kuşağından Berk Hakman ve hocam dediği Derya Alabora ile Erdal Beşikçioğlu gibi oyuncular var. Diziyi vesile edip Rıfat'a mikrofon tuttuk.
TRİBÜN BENİM İÇİN ARINMA YERİ
"Çocukluktan beri futbol diye tutturmuştum. Kartalspor'un minikler, amatör takımında oynadım. Ama olmadı. Lisede bir tercih yapmam gerekiyordu. Arkadaşlarla kurduğumuz bir tiyatro topluluğumuz vardı. Oyunculuk ağır bastı. Arkadaşların da zorlamasıyla konservatuvar sınavlarına girdim, kazandım. Böylece oyunculuk serüveni başladı. Futbolcu olamadım ama sıkı bir Beşiktaş taraftarıyım. Futbol bende bir tutku. Özellikle dört yıldır maçları kaçırmıyorum. Stada gidiyorum. Açıkçası tribün benim için arınma gibi... Birisi beni tribünde görse 'Bu çocuğun bir sıkıntısı var,' der. Ama ben Beşiktaş'ı seviyorum, başarılı olup olmamasını o kadar takıntı yapmıyorum."
CANNES'IN ÖNEMİNİ SONRADAN ANLADIM
"Heyecansız bir insanım. Mesela okul bitiyor, film başlıyor sonra Cannes'a gidiyorsunuz. İlk kez yurtdışına çıktım böylece. Bütün bu süreci öylece izledim. Cannes'da geziyordum, çayımı kahvemi içiyordum. Ama son gün Nuri Abi (Bilge Ceylan) sahneye çıktığında ayıldım biraz. O zaman 'Galiba önemli bir yere geldik,' dedim kendi kendime. Türkiye'ye dönünce durumun önemini kavradım. Cannes'ın büyük bir yer olduğunu, benim de oraya giderek büyük bir şans elde ettiğimi anladım. Film sayesinde birçok ülkeye gittim. Başka ülkeleri görmek, farklı kültürlerle, insanlarla tanışmak ufkumu genişletti."
CEYLAN'LA ÇALIŞMAK BÜYÜK ŞANS
"Nuri Bilge Ceylan'la çalışmak çok büyük bir şans. Okul bitene kadar kiramı çıkartabileceğim, ufak, hemen unutulacak işler yaptım. Ama ilk ciddi filminizde sanatsal kaygısı yüksek bir filmde oynuyorsunuz, bu gerçekten büyük şans. Çünkü bu istediğim şeyi yapabilmemin önünü açtı. Oyuncular gerçekten içinde olmayı arzuladıkları projelerde yer almak ister. Bu şansı elde ettim galiba. Ama bu, sürekli sanatsal kaygılı filmlerde oynayacağım demek değil. Ben Rıfat olarak filme, diziye ne katabilirim ve ben ne alabilirim, buna bakıyorum."
ATEŞLİ, GENÇ BİR KUŞAK GELİYOR
"Sinemanın gençleşmesini bekliyordum. Ateşli, dolu dolu bir kuşağın geldiği belliydi. Tamam para yok, ama kalem var, gönül vermişlik var, ekip olarak bir şeyler yapmak isteyenler var. Çevremde birçok insan senaryo yazıyor. Çünkü işin maddi kısmı artık bir engel gibi görülmüyor. Artık yeni kuşak, severek, gönül koyarak işlerini yapıyor. Kimseden bir şey beklemeden, sadece yapacaklarıyla hak ettiği değeri bulacaklarını anlamış durumdalar. Bence sadece sinemada değil, tiyatroda da bir gençleşme yaşanıyor. Belki sinemada olduğu gibi bir patlama olmadı ama o patlama da çok yakın. Çünkü gençler tiyatro için de çok heyecanlı."
DİYALOG KURMAYI ÖĞRENSEK
"Yıllardan beri gençler apolitik oldu diyorlar. Aslında bunu söyleyenler o kadar gereksiz politik tavır içerisindeydiler ki, bizim durumuzu apolitik olmakla eşdeğer tuttular. Açıkçası benim insan olarak, memleket olarak sınırım yok."
GEÇMİŞİMDEN BESLENİYORUM
"
Üç Maymun'da oynadığım karakter, Kartal'daki geçmişimle çok fazla empati kurdurdu bana. Çekimlerde sıkıştığım anlar oluyordu, o zaman geçmişimden, mahallemden beslendiğimi fark ettim. Ama babamı çok yakından tanıyan arkadaşlarım, jestlerimi babamdan aldığımı söylüyorlar.
Es Es dizindeki karakter için de benzer şeyler geçerli. Hani empati kurabildiğim bir karakter. Çünkü o tarafların yabancısı değilim."