35
yaşında bir kadınım. Bu hastalıkla altı yıl önce tanıştım. Hastalığımın adı konduğunda benim için neredeyse çok geçti. Geç tanı aldığım için hastalığım çok ilerlemiş ve AIDS olmuştum. Eşimden yeni boşanmıştım, son derece rutin bir hayatım vardı, ailemle yaşıyordum ve bir kızım vardı. Doktorlar dahil kimsenin aklına beni ölümcül boyuta kadar sürekleyen hastalığın AIDS olabileceği bu nedenle gelmemişti. Eski eşimden HIV kapmıştım ve söylemediği için benim hastalığım ilerlemişti. Büyük bir yıkım döneminin ardından aldığım tedaviyle AIDS'e karşı savaşmaya başladım. Hiçbir şey kolay değildi, vücudum toparlarken bu kez "Ben ne yaparım? Ya çocuğum..." diye düşünmeye başlamıştım. Pozitif Yaşam Derneği'nden aldığım danışmalıklarla; çocuğuma, aileme, arkadaşlarıma, tüm çevremle aynı yaşam alanını paylaştım. Çocuğumu büyütürken ondan hastalığımı hiç saklamadım. O da benimle birlikte nelere dikkat etmesi gerektiğini çok iyi biliyor. Tanı aldıktan kısa bir süre sonra korkacak, endişelenecek hiçbir şeyin olmadığını, ilaçlarımı düzenli olarak kullanırsam yaşam süremin ve kalitemin her insanınki gibi olacağını, ne çevrem için ne de kendim için bir risk oluşturmadığımı, korunarak cinsel yaşantıma devam edebileceğimi, gelişen tıp sayesinde tekrar anne olabileceğimi öğrendim! Yıllardır HIV taşıyıcısı olmayan bir sağlık çalışanıyla birlikteyim. Hayatımı onunla birleştirdikten sonra tekrar anne olmaya karar verdim. Ne tıbben ne de kanunen bebek sahibi olmamın önünde hiçbir engel olmadığını biliyorum. Ama yine de araştırdım. Bebeğimin hastalık taşımasını istemiyorum, onu en ufak bir riske sokmak istemiyorum. Bu durumu yaşayan çiftlerin, anne ve babaların sayısı her geçen gün artıyor. Onlarla konuştum, yetmedi, bu işin uzmanlarına danıştım. HIV pozitif olarak ben yeniden anne olmak istiyorum. İşte bir anne, HIV taşıyıcısı bir kadın ve âşık bir kadın olarak anne olmak için çıktığım yolda öğrendiklerim...