- Nerede tanıştınız?
- Yusuf A: Melek'le Pozitif Yaşam Derneği'nde tanıştık. Bir arkadaşım HIV pozitif tanısı almıştı. Hastane, psikolojik destek için bizi bu derneğe yönlendirmişti. Ona destek olmak için ben de derneğe gidip gelmeye başladım. Zaten hemşireyim. Melek'i burada gördüm. Erkek hemşireyim. Ama bizim sağlık sektöründe bile HIV pozitif tanısı alan birine vebalı gibi davrananlar olduğunu biliyorum. İnanın bu derneğe çarşaflı kadın da geliyor, transseksüel kadın da geliyor. Öğretim görevlisi, doktor her kesimden insan var. Yedi yaşında çocuk da var, 70 yaşında olanı da. Nasıl enfekte olunduğu değil aslında sorun. Tıp sürekli gelişiyor. HIV bitecek, başka bir şey çıkacak. Üç ayda bir aldığın tedavinin başarısını ölçmek için test yapılıyor.
- Melek D: HIV, altı yıldır kanımda ölçülemeyecek düzeyde çıkıyor. Aslında HIV pozitifler daha şanslı, çünkü çok daha sık kontrol oluyoruz. 'Hayatınızda ne değişti?' derseniz, sadece hayatıma kondom girdi. Keşke önceden farkında olsaydım, ama bence hiçbir şey değişmedi. Çocuğumla da aynı bardaktan su içiyorum, bir sevgilim var.
- Bunu neden başkalarına da anlatamıyoruz?
- Y. A: İnsanlar kötü hikâyeyi daha çabuk alıp, bunu yerleştiriyorlar ve bunu değiştirmek çok zor. Türkiye, farkında olarak HIV pozitif ile tanışmadı. Sadece televizyonda, filmlerde gördü. Basında da aslında hâlâ kara tarafları öne çıkarılarak magazin malzemesi yapılıyor. O algıyı değiştirmek de zor. Keşke bu algı değişse.
- Melek D: Tedavi aldığım için bulaşma riski çok az. Çocuk bile yapabiliriz. Sadece doğumdan sonra bebeğe çok özel bir şurup veriliyor. Önleyici tedavi alması gerekiyor.