- Dilara sen sadece takvimler konusunda mı çalışıyorsun?
- D.A: Takvimler üzerinde de çalışıyorum, ama burada asıl başlama amacım çok farklı. The Guide İstanbul'un internet sitesini yapıyorum. Bir yıldır üzerinde çalışıyorum. Site mart ayından önce açılacak.
- Yayıncılık artık giderek internete kayıyor değil mi?
- D.A: Evet öyle tabii, bu devirde interneti es geçmemek gerek. Çok iyi bir fırsat olacak bizim için, çünkü dergi iki ayda bir çıkıyor. İnternet sitesiyle birlikte çok daha güncel ve hızlı olabileceğiz. Dergimizin yurtdışına satışı yok, ama internet sitesi sayesinde satış yapabileceğiz. Dergi çok prensipli bir dergi, bunu internet sitesine de yansıtacağız. Adam akıllı bir içerik ve güzel bir tasarımla, rahat edebileceğiniz tek noktada ihtiyaç duyabileceğiniz tüm bilgilere ulaşabileceğiniz rahat bir site yapmaya çalışıyoruz.
- Peki kariyerini planlarken aklında önceden böyle bir proje var mıydı?
- D.A: Hayır hiç yoktu. Ben İtalya'da İşletme okudum. Sonra buraya döndüğümde altı ay kadar bir halkla ilişkiler şirketinde çalıştım. Çok iyi bir deneyim oldu benim için. Sonra annem, 'Biz bir internet sitesi yapmayı düşünüyoruz. Sen yapmak ister misin?' diye sordu. Ben de hemen kabul ettim. Çok da iyi yapmışım. İnanılmaz hoş bir enerji var burada. Tasarımı çok seviyorum.Fotoğrafçılıkla da ilgilenebiliyorum. Bu çok hoş bir iş ve annemle birlikte yapınca daha da hoş oluyor.