Beklenmeyen bir iklim felaketi gibi geldi, eski düzeni yıkıp geçti ve başka ülkelere doğru yola koyuldu. Hem Batı dünyası hem de ülkesini demir yumrukla yöneten liderler hazırlıksız yakalandı.
İsyan ateşi, Usame bin Ladin'den Polat Alemdar'a, Ömer Muhtar'dan Hollywood aktörlerine kadar birbirinden çok farklı profildeki karakterleri kendisine rol model alan bir gençlik tarafından yakıldı. Bu yönüyle Arap ülkelerindeki halk hareketlerini 'postmodern halk ihtilalleri' olarak nitelendirmek mümkün.
İsyancılar örgütlü, ama homojen değiller. Mısır'daki Müslüman Kardeşler bu kaideyi bozan bir istisna. Ki onlar da Mısır'daki devrim koalisyonunun yalnızca bir ortağı. İsyancıların homojen yapıda olmaması devrimleri hızlandıran bir faktör. Bununla birlikte lider eksikliği, yeni düzen kurulurken hissedilecek.
Hem Batı'yla iyi kötü entegre olmuş, hem de bir seçme-seçilme kültürü ve demokratik ahlak oluşturmuş en güçlü Müslüman ülke olan Türkiye'nin bölgedeki dönüştürücü rolünün devrimlerdeki etkisi büyük. Arap gençleri, "En az Türkler kadar müreffeh ve özgür olmalıyız," diyorlar.