BU
hafta, santralistanbul'da bulunan Enerji Müzesi'nde açılan '20. Yüzyılın 20 Modern Türk Sanatçısı 1940-2000' sergisinde, birbirinden ünlü 20 sanatçının gün ışığına çıkmamış 433 eseri gösterimde. Sergi, Öner Kocabeyoğlu'nun 900 tabloluk koleksiyonundan derlendi. 38 yaşındaki Kocabeyoğlu, koleksiyonunun hikayesini anlattı...
- Resme ilginiz nasıl başladı?
- Arkadaşlarımın evlerine, ofislerine girdiğimde ilgimi çeken tek şey duvalardaki resimler oluyordu. Ben bir resim aldım hayatım değişti.
- Kimin resmini aldınız?
- Selim Turan'ın guajını aldım. Sonra hikayesini, anlattıklarını çok sevdim, bir tane daha aldım. Amaçsız bir beğeni ile başladı koleksiyonculuğum.
- Şimdiye kadar kimsenin ilgilenmediği bir dönem olan 1950 ve sonrası kuşağı toplamanız tesadüflerden mi kaynaklanıyordu yani?
- İlk aldığım tablo beni bu döneme soktu. Araştırdıkça gördüm ki, dönemin sanatçıları sefalet içinde yaşamış, kimi zaman boya bulamamışlar, kimi zaman kağıt. Fikret Mualla'nın gazete kağıtları üzerine yaptığı resimler var mesela bende. Onlar sadece resim yapmak için varolmuşlar, böyle olunca da çok iyi işler çıkarmışlar.
- Takip ettiğiniz dönem, Türk resminde özgünleşme dönemi diye adlandırılıyor. Etkisi var mı koleksiyonu bu dönem üzerine kurmanızda?
- 1950'den önceki işlere baktığınızda sanatçılar, sanatı dünyanın gerisinden takip etmiş. Savaştan sonra Fransız hükümeti sanatçıları Paris'e davet etmiş. Dünyanın dört bir yanından sanatçılar birlikte çalışmış, birbirlerinden esinlenmiş. Bu yüzden Paris sanatta ilerlemiş, Türk sanatçıları da 1950'den sonra çağdaşları ile aynı işleri çıkarmışlar.
- Bu serginin özelliği nedir?
- Bu ara dönem, sergiyle ortaya çıkacak, insanlar Türk modern resiminin geçiş dönemine şahitlik edecek. Bu ara dönemi bilmeden çağdaş sanatı konuşmak çok zor.
29 yaşında sanat eserleri toplamaya başladım
- Kimsiniz siz?
- 1972, İstanbul doğumluyum. Ailem Kayserili. 20 senedir tekstil mümessilliği yapıyorum. İspanya'daki alıcı ile buradaki üretici arasında köprü görevi yapıyoruz diyebiliriz benim mesleğim için.
- Aktif çalışma hayatınız devam ederken nasıl böyle bir koleksiyon yarattınız?
- Hafta sonlarımı bu işe ayırdım, yurtdışı seyahatlerimi ona göre ayarladım.
- 29 yaşında bir koleksiyon yapmaya başlamışsınız, çok erken bir yaş değil mi?
- Ama benim şansım vardı. Çünkü ne eserlerin fiyatları yüksekti, ne de eser bulmakta bir sıkıntı vardı. Şimdi hem fiyatlar arttı, hem de insanlar bu döneme ilgi duydukça eser bulunmaz oldu.
- Arkanızda biri var mı? Sizi yönlendiren, seçimlerinizi değerlendiren?
- Tabii ki. Maçka Mezat'ın sahibi dostum Ahmet Utku var. Her eseri onunla beraber tartışarak aldık. Ferit Edgü de çok destek oldu.
Tutkuyla yapılan resmi almak marifet
- Sanatla ilgili beğeniniz nedir?
- Hiçbir zaman klasik resmi sevmedim. Ben soyut resimde renklerin kullanılmasını seviyorum.
- Biriktirdiğiniz başka şeyler de var mı? Araba, kol düğmesi, saat?
- Hayır. Başka hiçbir şey biriktirmiyorum.
- Sanattan anlamak nedir?
- Sanatı, sanat tarihçilerine bırakmak lazım. Ama zamanla gözünüz iyileri seçmeye başlıyor. Sanatçının dönemlerini görüyorsun, hangi dönemde tutkuyla resim yapmış, ayırabiliyorsun. İşte o tutkuyla resim yaptığı dönemleri almak önemli.
Hiç takdir edilmediler
- Türkiye'de bireysel koleksiyonların müzelerde sergilenmesi olağan değil.
- Türkiye'de koleksiyonunu sanatsever ile paylaşan ilklerden biriyim. Ama Türkiye'de çok iyi koleksiyonerler var. İnşallah bu durum devam eder, insanlar koleksiyonlarını bizlerle paylaşır.
- Açılışa hayatta olan ressamlar da katıldı...
- Evet, çok duygulandılar. Bu dönem hiçbir zaman ciddi mecralarda takdir edilmemiş, bu sergi onlara da bir borç ödeme mahiyetinde.
- Koleksiyonu nereye götürmek istiyorsunuz?
- En azından bir seçkisi Paris'te, Londra'da, New York'ta sergilensin isterim. Türk resmi, Türk sanatçıları dünya çapında görülsün amacındayım.
- Sanat piyasasını nasıl buluyorsunuz?
- Türk resim ve heykel sanatı son iki senedir dikey bir yükselişte, bunun olacağını görüyorduk da bu kadar hızlı seyredeceğini tahmin etmiyorduk. Buna rağmen Türk sanatı hâlâ olması gereken yerde değil.
Orhon kan kusarak öldü
- Koleksiyoner olduğunuzu nasıl, ne zaman anladınız?
- Ben Paris ekolündeki sanatçıların her biriyle ufak birer retrospektif yapmaya çalıştım. Soyut resmi çok sevmeme rağmen bu sanatçıların her döneminden işler aldım. Koleksiyonumda figüratif işler de var. O dönemin en eskilerinden biri olan Hakkı Anlı için bir kitap yaptım.
- Hakkı Anlı, lise öğretmenliği yapmıştı...
- Evet, Anlı'nın bende eskizleri var, sınav kağıtlarının arkasına çalıştığı.
- Koleksiyonda sizin için en değerli kim?
- Mübin Orhon. Onun hiç figüratif dönemi yok, hatta figür çizmeyi bile bilmiyor. İçlerinde en zorluk çekmiş olanlardan da biri, kan kusarak ölmüş.
- Şimdi sıfırdan başlasanız neyi toplardınız?
- Yine Mübin Orhon ve Ömer Uluç toplardım.
Ben başladığımda, bu resimlerin değeri bilinmiyordu
Nasıl topladınız böyle geniş ve bir anlamda da gizli bir dönemi?
- Kolay olmadı. 10 senedir resim alıyorum. 2000'lerin başında modern resim bilinmiyordu, ilgi çekmiyordu.
- Popüler olmadığı için fiyatlar da çok ucuzdu, değil mi?
- Hem de çok. Son iki yılda fiyatlar inanılmaz arttı. Ben böyle paralar harcamadım.
- Başlangıçta yatırım amacı gütmediniz mi?
- Hayır hiçbir zaman yatırım amacıyla olmadı benim bu işe ilgim.
- Şimdi de maddi beklentiniz yok mu?
- Bu bir tutku. Parayla çok alakalı bir durum değil. Ben bu resimleri aldığım zaman, bu resimlerin değeri Türkiye'de hiç bilinmiyordu.
- Satmayı düşünmüyor musunuz?
- Koleksiyonlar kendilerini yeniler. 10 yıl sonra koleksiyonda neler değişir bilmiyorum.
- Toplamaya devam ediyor musunuz?
- Bu dönemin işlerini bulamıyorum. Eserlerin fiyatları değiştiği için galeriler, koleksiyonerler ellerindekini çıkarmıyor.
Zor ulaşılan eserin hikayesi olur
- Her eserinizin bir hikayesi var mı?
- Hikayeler zor ulaşılan resimlerde olur. Müzayededen aldığınız, kolay ulaştığınız resmin çok bir hikayesi olmaz.
- En zor ulaştığınız esere ne yolla sahip oldunuz?
- Mübin Orhon'un resimlerine çok zor ulaştım. Bazı Fikret Mualla'lara da öyle. Birisi bir evde bir resim olduğunu söylüyor, aracılar gidip getiriyor. Heyecanla bekliyorsunuz ne çıkacak diye.
- Yine da 50'ye yakın Mübin Orhon'unuz olduğu söyleniyor. Sanatçılardan ya da sanatçıların ailelerinden resim aldınız mı?
- Bu dönemin sanatçılarının çoğunun ailesinin elinde işleri yok.
Koleksiyonu ilk defa bir arada görüyorum
- 433 eserinizi nerede tutuyorsunuz?
- Evimde, ofisimde bir de Nişantaşı'nda galerim var. Evdeki ve ofisteki resimleri bazen değiştiririm. Evimde daha çok Mübin Orhon, Nejat Devrim var.
- Koleksiyonunuz ilk kez mi bir araya geldi bu sergiyle?
- Koleksiyonumu böyle bir alanda bir arada ilk defa bir arada görüyorum
Boş duvarlı bir evde yaşayamam
- Sergideki eserlere dair bir de kitap yayımladınız; anne babanız, eşiniz ve kızlarınıza ithaf ettiniz. Eşiniz tutkunuza ne diyor?
- Bu işe çok zaman ayırdım. Eşim çok destek oldu. Bazen onlara çok az zaman ayırabildim, hep resimlerin peşinden gittim.
- Çocuklarınız sanat merakınızdan etkileniyor mu?
- Evet, şimdi mutsuzlar duvarlar beyaz kaldı diye. Sanata alıştığınız zaman 'İnsanlar boş duvarlı evlerde nasıl yaşıyorlar,' diyorsun.
- Güvenlik için ne yapıyorsunuz?
- Alarm sistemi.
- Nasıl muhafaza ediyorsunuz?
- Restoratörümüz var, bakım yaptırıyoruz.
Hırs fiyat yükseltir
- Eserleri nereden temin ettiniz?
- Bazı eserleri yurtdışından ama çoğunlukla Türkiye'den, müzayedelerden aldım.
- Müzayede adrenalin yükselten bir şey mi?
- Hayır, hırslı olmadım. Hırsla fiyatlar çok yukarı gidebiliyor.
- Raicinden fazla paraya aldığınız eserler oldu mu?
- Zannetmiyorum. Bugün fiyatlar çok yükseldi, ben böyle paralar ödemedim.