- Pişmanlıklarınız var mı?
- Hiçbir şeyden pişman değilim. Tek çocuk olduğum için babam çok katıydı, flört etmem, geceleri çıkmam söz konusu bile değildi. Üniversitede evlendim, bu biraz da rahat edebilmek için bir kaçıştı. Sonra boşandım, hemen arkasından da ikinci evliliğimi yaptım. Yani ben 30 yaşına kadar fanus içindeydim. Ondan sonra ne zaman yalnız kaldım, o zaman hata yaptım. Ama hata yapmadan hayatı nasıl öğrenecektim? Her insan evladının hata yapmaya hakkı var.
- Hayatınızda hep bir erkek figürü var... Bu sizi rahatlatan bir etken mi?
- Ben de hep öyle düşünürdüm, ama artık değil. Artık kadınlara çok güveniyorum. Hayatımda devamlılığı olan hep kadınlar. Annem, dostlarım, hatta şimdi bir buçuk yaşındaki kızım. En azından kardeşinin altını değiştirirken bana bez getiriyor, 'Ağlama,' diye sırtımı sıvazlıyor.
- Eskiden erkeklerden bir beklentiniz mi vardı?
- Vardı işte. Kendimde keşfettiğim zayıflığım da bu. Kimden niye bir beklentin olsun? Senin kendinden beklentin olsun. Birinden evlenme teklifi beklemek, bir adamdan çocuk sahibi olmak için beklemek, bunlar olacak iş değilmiş.
- Reha Muhtar'dan evlilik teklifi beklediniz mi?
- Bir zamanlar evet, bekledim. Zaten doğal bir şekilde gidişin o yönde olacağını düşündüm. Öyle biliyordum yani. Ama beklemek yanlış. Yaşamadan öğrenilmez, ben de bu yüzden pişman değilim.