Geride
bıraktığımız sonbahar ve kış aylarında herkesi yatağa düşüren nezle, grip salgınında sihirli sözcük gibiydi, zencefil. Barış Manço'nun şarkısındaki nakarat tekrarlanmaya başladı: "Biraz tarçın, bir tutam zencefil..." Çayını içenler, bala karıştırıp yiyenler, "Akşam yatarken içtim, sabaha bir şeyim kalmadı,'' diyenler, kabak yemeğine çok yakıştığını söyleyenler, kurabiyesinin tarifini arayanlar arttı. Aktarlarda zencefil tozu ön raflara çıkartıldı, manavlar taze halini satmaya, çay firmaları hazır poşetlerde dağıtmaya başladı. Yalnız ateşi çıkanlar değil, bağışıklık sistemini güçlendirdiği için kullananlar da oldu. Bizim ilgimizi yeni yeni çekmeye başlayan zencefil, eski mutfak ve bitkisel tedavi kitaplarının hepsinde yer alıyor. Çin ve Hindistan'da binlerce yıldır baharat ve ilaç olarak kullanılıyor. Anlaşılan, son yıllarda İstanbul'a gelen Hintli yoga ya da reiki uzmanlarının yemeklere eklememizi tavsiye etmeleri hiç de tesadüf değil. Üstelik sadece Hintli uzmanlar değil, Batılı bilimadamları da zencefili, kanser tedavisinde destekleyici olarak öneriyor.
CİNSEL GÜCÜ ARTIRIYOR
Ramis Dara'nın baharatlar, kokulu otlar, yerel ve evrensel tatları tanıttığı
Sofralara Geldi Bahar adlı kitabındaki bilgilere göre de geleneksel Hint hekimliği Ayurveda'da sindirim düzenleyici ve iç organları kuvvetlendirici olarak işlem görüyor. Konfüçyüs, zencefilin yararlarından söz ederken, Pythagoras zencefili sindirim düzenleyici olarak öneriyor. Biz zencefili soğuk algınlığı ya da bağışıklık sistemini kuvvetlendirmek için kullanmaya devam edelim, tarihte daha çok cinsel gücü artırıcı yanı öne çıktığını da unutmayalım. Dara kitabında zencefilin afrodizyak etkisini dile getiriyor: "Afrika'nın birçok bölgesinde, örnek olarak Mali'de yaşlı erkekler çocuk sahibi olabilmek için zencefile sarılır. Portekizliler işgücünü artırmak için kölelerine zencefil kürü uygular. Zencefil, Osmanlı hekimliği ve beslenme düzeninde de önemli bir yer tutar, padişahların kuvvet macunlarında yer alır. İlk olarak 1420 yılında Çelebi Sultan Mehmed'e sunulan
Kitabu'l-Müntehab fi't-Tıb'da adı geçer. Fatih Sultan Mehmed, Kanuni ve II. Selim dönemi hekimlerinin ilaçları arasında yer alır."
NASIL KULLANILIYOR?
Özellikle nezle, grip olunca daha çok hatırlanan zencefilin en çok çayı içiliyor. Sıcak suyun içine eklenen iki dilim taze zencefil, bal ve limonla birlikte yapılıyor. Özellikle ileri yaşlardakiler, toz halindeki tarçın, zencefil ve balı karıştırarak yemeyi tercih ediyor. Sebze yemekleri, kurabiye, pasta, tatlı ve bisküvilerde de kullanılıyor.
ANAVATANI GÜNEYDOĞU ASYA
Tropik bölgelerde yetişen zencefilin anavatanı Hindistan, Çin ve Endonezya'nın Cava Adası olarak biliniyor. Günümüzde en çok zencefil üreten ülkeler, Hindistan, Çin, Endonezya, Nijerya, Nepal, Bangladeş, Tayland ve Filipinler. Türkiye'ye yurtdışından ithal ediliyor. İstanbul'da dekoratif amaçla yetiştiriliyor.
FAYDALARI
- Antioksidan özelliği var,
- Solunum yollarına iyi geliyor,
- Kanı temizliyor,
- Öksürük kesici özelliği var,
- Bağırsaklardaki gaz spazmını azaltıyor,
- Mide bulantılarını gideriyor,
- Romatizmal sorunlarda kullanılıyor,
- Baş ağrısını gideriyor,
- Kalp ritmini düzenliyor,
- Kolesterolü düşürüyor,
- Hafızayı güçlendiriyor,
- Ameliyattan sonra narkozun etkisini azaltıyor,
- Yolculukta araç tutmasını önlüyor.